26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

LGBT (ML)!

Utku Reyhan

Utku Reyhan

Gazete Yazarı

A+ A-

Emperyalizm çağındayız. 80'lerin başından beri emperyalizmin ana hedefi, milli devleti çökertmek. Ekonomisiyle, gümrükleriyle, güvenliğiyle, her şeyiyle çökertmek. Ve elbette; kimiliğini, ruhunu, ahlâkını, kültürünü elinden almak.

Parçalamak, burada temel yöntem.

Devleti parçalamak, özerklikleri teşvik etmek.

Milleti parçalamak, etnik, mezhepsel kışkırtmalar tertiplemek.

Milli ekonomiyi parçalamak, Planlamayı kaldırmak, KİT'leri özelleştirmek.

Kültürü parçalamak, postmodernizmi dayatmak.

Gençleri parçalamak, uyuşturucuyla, 'Z kuşağı' palavralarıyla benliklerini, zihinlerini yok etmek.

Toplumu parçalamak, kadını erkeğe, erkeği kadına düşman etmek, aileyi tarihe gömmek...

YENİ SİLAH

Emperyalist sistem, ekonomik-siyasi ömrünün sonuna geldi. Dünyanın doğusundan, batısına her yerde askeri olarak kaybettiler. Ekonomileri önce durdu, sonra geriledi. Asya'nın başını çektiği Afrika ve Latin Amerika'nın eşlik ettiği Yeni Dünya, emperyalizmin sırtını yere yapıştırmak üzere.

Tam bu koşullarda, yeni bir silah devreye sokuldu. LGBT ve sonuna çok sayıda harf ve sembolle birlikte eklenebilen 70 küsür 'cinsiyet'.

Artık, insan parçalanacak. Önce toplumdan ayrı, bağımsız bir 'birey' propogandası yapıldı. Özgürlük, neoliberal dönemin bu tanrısının eseri olacaktı. Şimdi, bu 'tanrı-birey' de parçalanıyor. Neoliberalizmin tanrıları artık eşcinsel.

DEVLET TEŞVİKLİ

'Çok cinsiyetli' ya da 'cinsiyetsiz' olmak, ABD'den, İngiltere ve Almanya'ya kadar bütün Batı'da devlet eliyle teşvik ediliyor. Hem de ana okullarından başlanarak. Küçücük çocuklar, ebeveynlerinin kararıyla 2-3 yaşından itibaren biyolojik cinsiyetine, yani asıl cinsiyetine karşı yetiştirilebiliyor. Ağır ilaçlar veriliyor, küçücük bedenler bıçak altına yatırılıyor...

Yetmiyor. Coca Cola'sından, Adidas'ına, Nike'ından, Mc Donald's'ına, Google'ından, Apple'ına hepsi logolarını gökkuşağına buluyor. Sahada eşcinsel sembollerini taşımak istemeyen sporcular, afaroz ediliyor.

Yine yetmiyor. Emperyalizmin kültürel baskı aygıtları, Hollywood, Netflix, Amazon, Disney vb. bu yeni tanrıyı kusarcasına dünyaya boca ediyor. 

O da yetmiyor, Emperyalist Batı'nın fonları, Türkiye dahil hedef ülkelerde LGBT örgütlerine yağdırılıyor. Bakın verilmiyor, yağdırılıyor.

Yani tepeden aşağıya, devletten sivil topluma açık bir yönlendirme. Zincirlerinden boşanmış bir kampanya...

EMPERYALİZMİN TEMEL HEDEFİ

İnsanı parçalayan, insanı kendi cinsiyetine yabancılaştıran süreç; devleti parçalayan süreçle paralel ilerliyor. Tek bir program. Devletsizleşmek, milletsizleşmek, vatansızlaşmak, cinsiyetsizleşmek. Kendi cinsiyetinden başlayarak, hem doğaya hem topluma yabancılaşan bir insan grubu emperyalizmin bugünkü temel hedefi.

SAHTE SOL VE LGBT

Hâl böyleyken, emperyalizmin bu teslim alma programının Türkiye'deki taşıyıcıları 'sol' örgütler. Sahte sol diyelim. 1980'lerde Türkiye soluna yavaş yavaş sokulan, sivil toplumculuk, feminizm, Greenpeace'çilik, anti-Kemalizm çizgisi; bugünlerde LGBT'cilik olarak varlığını sürdürüyor. LGBT birimi olmayan sahte sol örgüt kalmadı. İki örnek verip şimdilik kapatalım. Ama bu tartışma sürdürülecek.

Halkevleri isimli örgütün, geçenlerde yaptığı bir toplantıda LGBT atölyesinin sonuçları aktarılıyor ve konuşma su sloganla bitiyor: "DÖNMEYİZ, DÖNMEYİZ, biz bu yoldan dönmeyiz."

Hakkını verelim, yaratıcı bir slogan. Bununla birlikte, bana videoyu ulaştıran arkadaşımın dediği gibi, muhtemelen Mahir Çayan mezarında ters dönmüştür. Bu arada sunumu yapan vatandaş, 'sınıfsız, sömürüsüz, patronsuz, pezevenksiz bir dünya' özlemiyle konuşmasını noktaladı. Demek ki onların deyimiyle 'seks işçiliği' ile bir dertleri yok. Kadın ve insan sömürüsünün bu en ilkel biçimi sorun değil. Arada pezevenkler olmasın.

ÇARK ÇEKİÇ VE GÖKKUŞAĞI

LGBT (ML)! - Resim : 1

Biraz daha 'ortodoks' olduğu düşünülen TKP de sonunda modaya uydu. 'Komünist LGBT' örgütü kurdu. Üstüne 'Onur Haftası' bildirisi yayınladı. Bir de çark ve çekicin yanına, Beyaz Saray'da ve bütün ABD elçiliklerinde sallandırılan gökkuşağını eklediler. Apple logosundaki gökkuşağı ile çark çekicin yanına konulan gökkuşağı aynı. Emperyalizme direnişin sembolü Türk bayrağı konusunda kıvrananların bu gökkuşağı coşkusu dikkat çekici. Yani aslında, çark ve çekicin bir hikâyeden ibaret olduğu, emperyalizmin kültürel dayatmalarına teslim olmuş küçük burjava bir grup oldukları, bir kez daha tescillendi.