18 Mayıs 2024 Cumartesi
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Mardin serüveni..

Lütfi Özgünaydın

Lütfi Özgünaydın

Eski Yazar

A+ A-

Bu serüveni bir aşk hikayesine benzetirim... Süregelen bir aşk hikayesi… Bu aşk zengindir, dile gelen taşın sözleri, ışığın sözleri, yolların sokağın sesi vardır içinde… Ne zaman sevdalandın diye sorarsanız kısaca anlatayım. Mardin’e ilk kez 1992 yılında Sıtkı Fırat’la birlikte gittik. Rahmetle anıyorum, Sıtkı Fırat’la birlikte yoğun biçimde fotoğraf için yollara düşerdik. Arardı, “Haydi gel gidiyoruz” derdi. Doğu’da, Karadeniz’de, Güneydoğu’da Akdeniz’de birçok mekana onunla birlikte gittik.

O gün, Diyarbakır’da çekimlerimiz bitince Mardin’e doğru yola çıktık, yol kıyısı alabildiğine zengindi; düğünler, kervanlar, çocuklar, kan ter içinde bozkırın üstünde çalışanlar gördük. Ben çok heyecanlıyım, hele fotoğrafa çıkarsam kimse tutamaz, hep koşarım. Sıtkı Ağabey, hep güldüğümüz anekdotu sürekli tekrarlardı; “dönüşte”, biz aynı yoldan geri dönmeyecektik, gezilerde sıkça tekrarlardı. Gün dönerken Mardin’e indik, yan sarı ışık muhteşem evleri aydınlatmıştı, alt yoldan Mardin’in karşısına götürdü Sıtkı Ağabey bizi. Doya doya baktım akşam ışığının önündeki Mardin’e, aşk o gün başladı, dokuz yıl sürdü.

Mardin serüveni.. - Resim: 1Mardin’de bir akşam bütün kent ve 2. Cadde de gözüküyor. Gündüzü bir başka akşamı bir başkadır.

TAŞIN DİLİ OLSA

Oğlum Kamil Özgünaydın sonra küçük oğlum Burhan da katıldılar. Bir büyük gösteri yaptık, Mardin Vakfı ile birlikte Aya İrini kilisesinde. Fotoğraflarla donattık etrafı. Bir de kitap yayımlandı, adı; “Taşın Dili Olsa” 1600 kişi izledi gösteriyi, hayatımda hiç unutmadığım bir olaydır. Gösteri Gültekin Çizgen Atölyesi’nde hazırlandı ikili geçişli biçimde dialar perdeye düşecekti. Funda Arar’ın eşi Febyo Taşel’in stüdyosunda hazırlandı, çekiç sesleri ile başladı. Çok büyük ve ağır bir perde asıldı misinalarla… Perde ağır misinalar bir koparsa binlerce insanın önünde yıkılırdık. Çok önemli insanlar gelmişti; Deniz Baykal, eski bakanlar, milletvekilleri ve İstanbul’daki bütün konsoloslar gösteriye gelmişti, sponsorumuz rahmetli Midas’ın sahibi Lütfi Özkök’tü. Saygıyla anıyorum. Kazasız gösteri bittiğinde Songül’ün elinden tuttum. Sultan Ahmet Camisine gittik iki rekat namaz kıldık dua ettik eve öyle döndük.

Mardin serüveni.. - Resim: 2Ulu cami minaresi ve güvercinler. Mardinli güvercini çok sever. Birçok insan güvercin besler. Cami minaresi geçmişi simgeler kentin ortasında bir kalem gibi durur.

AKM’DE BÜYÜK SERGİ

Mardin aşkı hep sürdü. Hep gidip geldim, Mardin, Midyat, Hasankeyf çok sevdiğim güzergahtır, o yıllarda defalarca kat ettim. Sonra Genpa’nın sahibi Zeynel Abidin Erdem’le buluştuk ve AKM’de unutulmaz o sergiyi açtım. Korhan Abay sundu bütün iş alemi gelmişti. AKM’nin iki salonunda büyük boy 50 fotoğraf asıldı. Mardin kitabını da sergiye yetiştirdik. Üçüncü kez basıldı kitap. Genpa sayım yaptı 900 kişi geldi sergiye. Hayatımın dönüm noktalarından birisidir, Yaşar Kemal sergiye geldi onunla orada tanıştım. Bir dokuz yıl sürecek Yaşar Kemal Projesi de orada başladı. Yine büyük bir sergi, bir kitap da o sergi için yaptık.

NEW YORK SERGİSİ

Sergiyi oğlum Burhan Özgünaydın’ın katkılarıyla New York’a götürdüm. Orada serginin tanıtımları konusunda iş adamı Ekmel Anda sponsorluk yaptı. Unutamıyorum Türk Evi’nde insanlar salona sığmadı caddede kaldı sergiye gelenlerin bir bölümü. Gelen konukların yarıdan çoğu Amerikalıydı. Yarısı da New York’ta yaşayan Mardinliler ve Türk vatandaşları. New York’taki Türk gazeteciler büyük ilgi gösterdiler. Ülkemin basın yayın organlarında da geniş biçimde yayımlandı sergi.

MARDİN VE COĞRAFYAYA SEVDALIYIM

Yine gittim, yine gittim Mardin’e… Taşlara elimi sürdüm daracık sokaklarında dolaştım, Mardin ‘in sesini dinledim. Manastırlarını, kiliselerini gezdim. Camilerine minarelere, güvercinlere çevirdim objektifimi. Işığın önünde denize dönen her an değişen renklenen ovaya baktım. Medreselerinin içinde gezdim kubbelerine çıkıp ışığın önündeki değişime kattım yüreğimi. Ve medreselerde incecik bir suyun nasıl hayatı anlatan bir forma dönüştüğüne şahitlik ettim. Ve oturdum yazdım. Yüreğimdekileri hissettiklerimi fotoğraflarıma kattım. O sokakların sesini, sabahın erinde Mardin çarşısının sözünü yazdım. Değerli okurlarım, Mardin kitabı üç kez basıldı şu anda baskısı tükendi. Bugüne dek, dört büyük sergi dört albümüm yayımlandı; Mardin, Van, Erzincan ve Yaşar Kemal-Çukurova albümlerinin baskıları bitti. İnanın bugüne kadar, sadece sergileri açabilecek, kitapları yayımlayabilecek olanağı bulmak için uğraştım. Ötesini hiç düşünmedim. Çok şükür onları gerçekleştirdim. Onlar benim çocuklarım gibi… O albümleri yayımlayabilmek için elimden geleni yapacağım. Yayımlayamazsam dosyaları çocuklarıma ülkemin kültür sanat kurumlarına emanet edeceğim.

Mardin serüveni.. - Resim: 3Mardin kitabımın kapağındaki fotoğraf Kasimiye Medresesi kubbelerinden birisi ve Mezapotamya Ovası.