Müdahaleler yetersiz kalıyor ve güvensizlik büyüyor!
Geride bıraktığımız hafta genelinde yaşanan gelişmeler, tüm çabalara rağmen olumsuz eğilimlerin kırılamadığını ve beklentilerdeki bozulmanın düzeltilemediğini düşündürüyor. Kredi derecelendirme kurumları, ülkemiz ve kurumlarımız konusunda fazla mesai yapmak zorunda kalıyor. Para otoritesinin sürpriz sayılabilecek şekilde ek sıkılaştırma yapma ihtiyacı duyuyor. Piyasaları yapay bir şekilde yönlendirme zorlamaları, beklentilerin düzelmesini ve güvensizliğin azalmasını sağlayamıyor. Seçim sonrasına ilişkin belirsizlik algısı, oldukça yüksek düzeyli olmaya devam ediyor.
***
Mayıs ayı enflasyon rakamının beklenenden yüksek çıkması ve faizlerdeki yüksek oranlı artışa rağmen döviz kurlarının enflasyon baskısını azaltacak şekilde gerilememesi, geleceğe yönelik endişelerin güçlenmesinde etkili oldu. Olumsuzlukları azaltmak üzere tasarlanmış oyun planının, başarı ile uygulanabilme olasılığı hatırı sayılır oranda azaldı. Makroekonomik görünüme ilişkin beklentiler, bir hafta öncesine göre olumsuzlaşmaya devam etti.
***
Önemli kredi derecelendirme kurumlarından biri ülkemizi ve diğeri ise 25 bankamızı, haziran ayının ilk işgününde kredi notlarının düşürülmesi olasılığını dikkate alarak yakın izlemeye almıştı. Bu haftanın ilk iş gününde açıklanan enflasyon rakamları ise, faizlerdeki sert yükseliş ve para politikasındaki sadeleştirmenin yetersiz kalabileceği yolundaki beklentileri güçlendirmişti. Dolar kurunun 4.60 düzeyinin altında tutulabilmesi güçleşmiş ve kırılganlık algısı artmıştı.
***
Bu nedenle para otoritesi, perşembe günü yaptığı Para Piyasaları Kurulu Toplantısında sürpriz bir şekilde ek sıkılaştırmaya gitmek zorunda kaldı. Fakat buna rağmen kredi derecelendirme kurumlarından biri, aynı gün 17 bankanın kredi notunu düşürdüğünü ve bunlardan bir kısmının da arasında olduğu 19 finans kurumunu yakın izlemeye aldığını duyurdu. Durum böyle olunca ek sıkılaştırmanın eğilimler üzerindeki etkisi sınırlı kaldı ve beklentiler düzelmedi.
***
Kısa sürede ve iki hamlede yüzde 4.25 kadar yükseltilen faizlere rağmen döviz kurunda umulan gerilemenin sağlanamaması, algıların düzelmesini engelledi. Güvensizliğin, varsayılandan daha ciddi ve yaygın olduğu endişesi ön plana çıkmaya başladı. Faizlerdeki yükselişin kalıcı olması veya daha da yükseltilmesi olasılıkları güçlendi; fiyat istikrarını yeniden tesis etme yönündeki çabaların ekonomide kalıcı ve ciddi ek hasarlar yaratması olasılığı pek konuşulmadı.
***
Bu yılın üçüncü çeyreği içinde enflasyon baskılarını hatırı sayılır oranda azaltamaz ve faizlerin döviz kurunda yeni yükselişlere sebep olmadan gerilemeye başlamasını mümkün kılamaz isek, mevcut sıkıntılar katlanarak ağırlaşmaya devam edebilir. Zira ülkemizin ve finansal kesimin kredi notları geriler, dış borçlanma olanakları hızla daralır ve maliyeti artar; bu koşullarda fiyat istikrarını korumak çok zorlaşabilir, döviz kurları ve faizler yükselmeye devam ederek ekonominin nefessiz kalmasına sebep olabilir. Gelişmelerin kontrol dışını zorlaması durumunda, piyasa dışı radikal önlemler zorunlu hale gelebilir.
***
Son bir ay genelinde, bol miktarda olumsuz sürprize tanık olduk! Yılsonuna ilişkin ekonomik tahminler, yönlendirici olmaktan çıktı ve çöp sepetine yollandı. Üçüncü çeyrek genelinde enflasyon baskısının güçlü kalmaya devam etmesi ve yıllık enflasyonun yüzde 14 düzeyini zorlaması olasılığı belirgin bir şekilde güçlendi; ekonominin baz etkisi ile daralması ve işsizliğin oldukça seri bir şekilde yükselmeye başlaması olasılıkları ön plana çıktı. Bu yılın son çeyreğine ilişkin en iyi ve en kötü tahminler arasındaki fark çok genişledi; kredi derecelendirme kurumları bu büyük olumsuzluğu hesaba katmak zorunda kaldı.
***
Gelir dağılımındaki bozukluk ile iş dünyası ve tüketiciler nezdindeki aşırılık sınırlarını zorlayan yüksek oranlı borçluluk, ekonomi politikalarını etkisizleştiriyor ve sistemi oluşturan kurumsal yapıyı seri bir şekilde yıpratıyor. Mucize çözüm olarak öne sürülen yapısal reformlar konusunun, neyi nasıl düzelteceği ise öngörülemiyor! İyimser beklentiler ve yapay piyasa eğilimleri ile geniş kitleleri yönlendirme girişimlerinin başarısız olmaya devam etmesi olasılıkları ise artmaya devam ediyor.