19 Mayıs 2024 Pazar
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Mülkiyeliler Birliği yönetimi nereye gidiyor!

Ceyhan Mumcu

Ceyhan Mumcu

Gazete Yazarı

A+ A-
MUSTAFA İLKER YÜCEL
  • Aslı Baykal CHP yönetiminin Türkiye'ye zarar veren bir siyaset izlediğini yakın çevresine söyledi ve partisinden istifa etti. Konuyla ilgili yorum yapanlar bunun Deniz Baykal'ın mesajı olduğunu belirtiyor. Bu yorumlar doğru mudur?

Ben 1 Nisan 1961 yılında Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)'ne üye olmuştum. Maalesef CHP yönetimi uzun süredir emperyalizmin siyasetlerini dillendiriyor. Kemal Derviş gibi bir liberal solcuyu partiye aldılar, ben de istifa ettim. Üye olmak millete karşı bir sorumluluk getirir. Aslı Baykal’ın istifası gecikmiş bir istifadır. Ben ‘Mustafa Kemal’in askerleri' olduğunu iddia edenlere, Aslı Baykal’ı takip etmelerini öneririm.

Aslı Baykal’ın istifası Deniz Baykal’ın tutumu ile bağlantılı olabilir. Geçenlerde Deniz Baykal, Mavi Vatan'la ilgili ‘Bu konuda anlaşma çok doğrudur’ diye bir çıkış yapmıştı. Üzerinde pek durulmadı ama CHP Genel Merkezini eleştiren bir sözdü aslında. Baykal ve ailesinde rahatsızlığın giderek arttığı anlaşılıyor. Aslı Baykal nihayetinde bir profesör o kendi iradesiyle mi karar verdi bilmiyorum. Şimdilik ihtimal olarak Baykal’ın da bir işaret olsun diye bu istifayı onayladığını düşünüyorum. Çünkü bu istifadan sonra ‘Ben doğru bulmuyorum’ gibi bir düzeltme yapmadı.

  • Kılıçdaroğlu ABD'den sonra Londra'ya gitti. Basına kapalı toplantılar yapıyor. Ziyaretten ne bekliyorsunuz?

Kılıçdaroğlu’nun öne sürdüğü gerekçeler çok tuhaf. “Amerika’ya gidip teknoloji öğreneceğim” veya “İngiltere’ye gidip temiz para bulacağım” gibi sokaktaki vatandaşı bile inandıramayan, onu ciddiye almayan, hafife alan “ben ne dersem inanırlar” düşüncesinde bir yanlış anlayış. CHP Genel Başkanlığına yakışmıyor. Bu ziyaret aslında İmamoğlu'nu da hedef alıyor. 'Benim Belediye Başkanımı destekleyeceğinize beni destekleyin' demek. Ekrem İmamoğlu’na karşı da bir hamle. Orada ne konuştuğunu bilmek Türk milletinin hakkıdır.

  • Kimyasal silah yalanı ve uyuşturucu parası üzerinden cari açığın kapatıldığı iddiası da üst üste geldi...

Kimyasal savaş yalanıyla Saddam’ın canına okudular. Ondan sonra dönemin ABD Dışişleri Bakanı ‘Yalanmış. CIA bizi kullandı’ dedi. Suriye’de iddia ettiler ispat edemediler. Bizdeki bayatlamış işe yaramaz bir şey. “Bu devlet uyuşturucu ile açık kapatıyor. Bu devlet PKK’ya kimyasal silah kullanıyor” diye halkı kızdıran bir şey oldu. Mülkiyeliler Birliği ve KESK de gitmiş “Şebnem Korur Fincancı bizim onurumuzdur” diye açıklama yapmış. Mülkiyeliler Birliği yönetimi nereye gidiyor? Ne yapmak istiyor? Bunun sorgulanmasını öneriyorum.

  • Geçen haftanın en çok konuşulan olaylarından biri de Vatan Partisi Lideri Doğu Perinçek'in TOGG töreninde duaya eşlik etmesiydi. Siz fotoğrafı görünce ne düşündünüz.

Nevşin Mengü'nün değerli babası Şahin Mengü'yü düşündüm. Bizim gazetenin yazarlarındandı. Babasının vatansever tutumunu yansıtan yazılarını hiç okumamış galiba. Ahmet Davutoğlu da “Perinçek çağırıldığı için ben gitmedim” demiş. Davutoğlu’nun Perinçek ile derdi neyse gerekçelerle açıklasın da bilelim. Şimdi CHP’nin kuyruğuna takılmış altılı masadan beklentiler içinde. Perinçek'in tutumundan memnuniyet duydum.

  • Devrim arabası günlerini hatırlıyor musunuz?

Üniversitede öğrenciydim. Kızılay’da bindirdiler Cemal Gürsel’i, bir süre sonra araba durdu... Hala düşünüyorum; Bir askeri idare zamanında benzin koymadan Cumhurbaşkanı'nı bir arabaya nasıl oturttular? İkincisi; Basın bunun üzerine neden gitmedi? Devlet Demiryolları lokomotif yapıyor, vagon yapıyor, ray döşüyor da bunu neden yapamasın diye arkadaşlar arasında bir tartışma yapmıştık.

Milli Birlik Komitesi o dönem ikiye bölünmüştü. Alparslan Türkeş “Her subaya bir araba tahsis edeceğiz” diye bir açıklama yapmıştı. O zaman eleştirilmişti. O arabalar verilirse “Edirne’den Kars’a her yerde subay var arabalar arızalanırsa tamir olur, tamirler gelişir otomativ endüstrisinde uzmanlaşırız faydalıdır” diye Türkeş’in açıklamaları vardı.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında Cumhuriyet'in ilk yıllarındaki savunma sanayi hamlelerini örnek gösterdi.

Nuri Killigil’in fabrikalarında silah yapılıyordu ve ihraç ediyordu Almanya’ya, Ürdün’e. Sipariş karşılanamıyordu. Vecihi Hürkuş uçak yapıyordu. Kayseri’de uçak fabrikası vardı benim dayım orada çalışıyordu. Sonra bu fabrikaları kapattılar. 

  • Erdoğan bir yandan Cumhuriyet atılımlarının kesintiye uğratıldığını söylüyor sonra da Turgut Özal'ı övüyor. Çelişki değil mi?

Hemen bu söylemlerini değiştiremez. Ama söylediği doğru değil. Turgut Özal kamuculuğu, devletçiliği, halkçılığı terk ediyor. Nihat Erim 'Küçük Amerika olacağız' diyordu. Turgut Özal o çizgiye devam etti.

  • Mahir Ünal'ın açıklamalarını ele alalım diyecektim ama yerimiz bitti.

Haftaya ayrıntılı konuşalım o zaman. Bu sürede okurlarımızdan da harf devrimi üzerine okuma listesi isteyelim. Biz de eklemeler yapıp duyuralım.