30 Nisan 2024 Salı
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

O bir kartaldı

Yaşar Atan

Yaşar Atan

Eski Yazar

A+ A-

Troya savaşları sırasında Yunanistanlı Büyük Ayas; yarı-tanrı komutan Ahilleus’tan sonra en kahraman ve en güçlü savaşçı olarak tanıttı kendini. Hatta “Yunanlıların Kalesi” demeye bile başladılar ona! Zaten ondaki o insanüstü gücü, Baştanrı Zeus bağışlamıştı ona!..

O ADI DA ONA HERAKLES VERMİŞTİ

Yaygın söylenceye göre birzamanlar Ayas’ın babası Telamon, Herkül de denen ünlü Herakles’e çok iyilikler etmişti. Bunun karşılığında da Herakles; babası Baştanrı Zeus’un bu aileye çok güçlü bir çocuk bağışlamasını dilemişti. Zeus da bu dileği kabul ettiğini belirten bir kartal uçurmuştu hemen havada! Bu yüzden Herakles de, Yunanca kartal demek olan “ayetos”tan türeme Ayas diye bir ad verilmesini önermişti doğacak çocuğa... İşte Troya savaşına on iki gemiyle katılan bu ünlü kent kralı kartal Ayas; Yunanlı ordular nerede bir sıkıntıya düşerse, hemen oraya yetişiyor ve bütün gücüyle vuruşuyordu!..

Yunanlı komutanların gözleriyle de tanık olduğu gibi;Troya yakınlarındaki bir kentten yağmalanan ganimetlerden Ahilleus’un payına düşen güzel Briseis’i, Yunanlıların Başkralı Agamemnon, zorla götürüp kendi barakasına kapattı! Buna haliyle kudurmuşçasına öfkelenen Ahilleus, savaştan çekildi. Ve bu yüzden de Ahilleus’un anası tanrıça tanrıça güzel Tetis; Olimpos’a çıkıp Yunanlıların Troyalılar önünde sürekli yenilgiye uğramasını diledi Baştanrı Zeus’tan. Zeus da birzamanlar deli divane sevdiği ve ilk gözağrısı olan ayağı gümüş halhallı tanrıça Tetis’in dileğini yerine getirmeye başladı hemen...

Herakles

ONUN YERİNE PATROKLOS GİTTİ SAVAŞA

Troyalılar önünde artık sürekli yenilgiye uğrayan Yunanistanlı Başkral Agamemnon; sözde yaptığına pişman olup sırf savaşa katılsın diye, Ahilleus’a elçi üzerine elçi göndermeye başladı... Her seferinde olumsuz yanıtlar veren yarı tanrı Ahilleus; sonunda Troyalıların kendi gemilerine doğru yaklaştıklarını görünce, can dostu Patroklos’u gönderdi savaş alanına . Patroklos da Troyalı Hektor’un kılıcıyla can verince, bu kez Büyük Ayas çıktı Troyalı Hektor’un karşısına... Gerçekten de yüreklilik yönünden birbirine denk olarak algılanan bu iki hasım kahraman’ gene hasım orduların gözleri önünde# teke tek vuruşmaya başladılar...

O bir kartaldı - Resim : 1

Yunanistanlı Ayas, Troya’da vuruşurken...

Daha dövüşün başında Troyalı Başkomutan Hektor’un fırlattığı ilk ok; Ayas’ın yedi kat deriden yapılmış o ünlü kalkanının altı katını delip yedinci katında bükülüverdi! Bunun üzerine yerden kaptıkları kaya parçalarını birbirlerinin üstüne fırlata fırlata, karşılıklı akşama dek vuruştular! Yenişemeyince de araya giren yaşlıların önerisiyle ve birden içlerinde yeşeriveren bir dostluğun etkisiyle, vuruşmaya son verdiler!

İki hasım kahraman el sıkışıp birbirlerine armağanlar sunmaya başladılar... Troyalı Hektor’ herkesin hayran olduğu en etkin kılıcını, az önce kıyasıya vuruştuğu Ayas’ın eline tutuşturuverdi birden: “İlerdeki kuşaklar bizim nasıl vuruştuğumuzdan söz ederlerken sonunda dost olduğumuzu da unutmasınlar!” dedi ve gülümseyerekten askerlerinin arasına karıştı. Ayas da hemen arkasından yetişip anasının armağanı ve yanından hiç ayırmadığı oyalı mendilini tutuşturdu az önce öldüresiye vuruştuğu Hektor’un eline!..

O bir kartaldı - Resim : 2
Baştanrı Zeus ve Hera

Daha sonraları yarı-ölümsüz Ahilleus da savaşa katılmak zorunda kaldı. Ne var ki anası tanrıça Tetis; bu ilençli Troya savaşında oğlu Ahilleus’u yitireceğini çok iyi biliyordu. Bu yüzden “oğlum hemen vurulup ölmesin” diye, bulutların üstündeki Olimpos Tanrılar Ülkesin’e çıkıp işçilerin tanrısı demirci topal Hefaystos’tan bir kılıçla bir kalkan dövmesini istedi oğlu için. İnsanlar arasındaki kavga-dövüşü hiç sevmeyen iyi yürekli demirci tanrı Hefaystos da, tanrıça Tetis’i kıramadı. Ve sırf tanrıça Tetis’in hatırı için işliğinde dövdüğü kılıcın ve kalkanın üstüne, dostluğun ve sevginin dünyamıza getireceği huzuru simgeleyen olağanüstü sahneler nakışladı...

O bir kartaldı - Resim : 3
Büyük Ayas, Hektor’un armağan ettiği kılıcı üstünde canına kıyacak

İşte bu tanrısal silahlarla savaşa katılan Ahilleus; bir vuruşma sırasında, Troyalı prens Paris’in fırlattığı okun gelip onun tek duyarlı yeri olan topuğunu delmesi sonucu yıkılıp düştü... Ve yarı tanrı Ahilleus’un cenaze törenlerinden sonra, onun silahlarının kime verileceği konusu bir sorun oldu... Bunun üzerine Ahilleus’un anası tanrıça Tetis, onların en kahraman Yunanistanlı birine verilmesini istedi. Bu kahraman da haliyle Büyük Ayas’tan başkası olamazdı!.. Ne var ki araya Başkral Agamemnon girdi. Odisseus’u çok seven tanrıça Atena girdi... Ve bu benzersiz silahları tutup Odisseus’a verdiler!..

ONURUNA HAKARET EDİLDİĞİNİ DÜŞÜNDÜ...

İşte ondan sonra olanlar oldu... Büyük Ayas; kahramanlık onuruna hakaret edildiğini düşünüp büyük bir bunalıma girdi. Ve bir gece yatağından fırladığı gibi, önüne çıkanı kılıçtan geçirmeye başladı! Daha sonra aklı başına gelince, bir koyun sürüsünü kesip biçtiğinin ayırdına vardı! Bu da onu büsbütün üzdü; utandırdı...

O bir kartaldı - Resim : 4
Tanrıça Tetis (ayakta) ve oğlu Ahilleus (baygın yatarken)

Birden savaş sırasında kıyasıya vuruşuğu can düşmanı Troyalı Hektor geldi gözlerinin önüne... O sözde hasım yiğit; savaşı bırakıp karşılıklı dost olmanın onuruna, en değerli kılıcını armağan etmişti ona!.. Ama şu anda da, Ahilleus’un kendisine bile hayır getirmeyen tanrı yapısı silahların neden ille de kendisine verilmesini istiyordu? Gerçekten de bu anlamsız tutkusundan utandı... Öldürüp yerlere serdiği masum koyunlardan utandı! Kıydığı nice masum yiğitlerin ölürken attıkları çığlıklar yankılandı kulaklarında... Kendisi de utancından çığlıklar atmaya başladı...

Ve Büyük Ayas; Troyalı Hektor’un armağan ettiği kılıcı tersinden toprağa sapladı hemen ve göğsünü delip geçecek şekilde, bütün hışmıyla kendini bu kılıcın üstüne attı... (*)

(*) Mitolojiyle ilgilenen okurlarımıza aşağıdaki kitapları öneriyoruz:

O bir kartaldı - Resim : 5 Homeros’un İzinde - Troya’dan Savaş Efsaneleri
O bir kartaldı - Resim : 6 Akdenizli Tanrılar
O bir kartaldı - Resim : 7 Küçük Prens