12 Mayıs 2024 Pazar
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Şifreli teknik servis

Nihat Genç

Nihat Genç

Eski Yazar

A+ A-

Aslında yazının konusu bildiğiniz istihbarat gizli servisi değil, buzdolabı, çamaşır makinesi, kombi gibi ev makinelerinin ‘teknik bakım servisi’nin ‘gizli servisi’, neyse birazdan açıklayacağım.
FETÖ’nün aklınca konuşmalarında şifreli mesajlar veriyor, hatta nerdeyse günlük emir ve talimatları video kaydıyla taraftarlarına iletiyor.
Şifreyi sadece konuşmasıyla değil bazen ‘hareketleriyle’ de mesaj iletiyor, son konuşmasında, bir koltuktan kalkıp diğerine geçti, FETÖ şifre çözücüleri bu koltuk değiştirmenin ne anlama geldiğinin şifrelerini çözmeye başladı.
Çok geçmedi, FETÖ, sonraki videosunda, bu millet sıyırmış, cinnet geçirmiş, tımarhanelik olmuş, her hareketimden bir mana çıkarıyorlar deyip, milletin iyice delirtmek için, bu kısa açıklamadan sonra, işte yine koltuk değiştiriyorum deyip diğer koltuğuna geçti, şeytani bir sırıtmayla, ne anlama geliyor hadi bunu da bulun bakalım, diyerek.
Hadi, bunu da çözün gibi, hem şifreli mesajlar veriyor hem de hadi çözün gibi yem atıyor hem de meydan okuyup hadi size zor bir soru, bakalım bunu çözebilecek misiniz diye kendince eğleniyor.
FETÖ’nün şifreleriyle FETÖ şifre çözücüler arasındaki savaş artık bir satranç düellosuna dönüştü.
Vatan haini FETÖ örgütüyle düşe kalka artık ‘gizlilik teknolojisi’ ve ‘gizli şifreler’ her şeyimiz oldu.
Heyhat, insan biraz düşününce anlıyor ki, hayatımız ‘şifrelerle’ dolu, benim görebildiğim iki tür şifre sistemi var, birincisi, mesela bakkala girdiğimde bakkal benim ne alacağımı biliyor ve ben henüz ne alacağımı söylemeden hazır ediyor.
İkinci şifreler, partiler, kurumlar, örgütler üzerinden çalışıyor, mesela her örgütün bir konuşma dili var, başkanın ya da üyelerinin her lafının ne anlama geldiğini, o kurum içindekiler anlıyor ve harekete geçiyor, o kurum dışındakilerin anlaması ise epey zaman alıyor.
Evimde gazete ve dergi ve matbuu kağıt tutmam, çünkü kalabalık yapar ve çoğu işe yaramaz kitabı da eve almam, yer yok çünkü.
Ancak bazı resmi kağıtları tutmak zorundasın, mesela mahkeme tutanakları, celpleri, ne işe yarayacaklar bilmiyorum ama aman atmayayım, kaybolmasın diye bir korku vardır içimizde.
Mesela mahkeme celbi gelir ve orada ifade vermenin ya da duruşmanın yeri saati yazar, dikkat buyurun, kapınıza bir resmi kağıt gelir.
Cemaatin hukuk kurumlarında ben Allah olduğum dediği günlerde, bir telefon geldi, falan saatte ifade vereceksiniz, diye.
Hayırdır, neden resmi tebligat gelmiyor, neden telefon ediliyor, aldı mı seni bir telaş.
Davayı açan da Fetullah’ın meşhur rektörü, Maliye Bakanı Unakıtan’ın hani mikrofonu açık kalmıştı ve rektör için aşağılık lafları bütün ülke canlı yayın izlemişti, konu o.
Yine işi bıraktım, adliyeye koştum, başsavcının makamına çıktım... Yanındaki sekreterden izin alıp görüşme sırasını beklemeniz lazım.
Hayır, bizler ve cumhuriyet savcıları da şifreleri gayet iyi bilir.
Kapıyı çalmadan içeri girdim, cumhuriyet başsavcısına direk: ‘Celp kağıdı gönderirsiniz olur biter, niye telefon ediyorsunuz, Allah mısınız, korku mu salmak istiyorsunuz' dedim.
Kapıyı izinsiz açışım, resmiyetin zorunlu hiçbir saygı ve nezaketini hiçe sayışım başlı başına suç, ayrıca, başsavcının yüzüne karşı meydan okuyuşum, daha vahim suç.
Başsavcı cevap verdi, ‘Telefonla da bildirilir kardeşim ne var bunda’ dedi.
‘Otuz yıldır mahkemelere gidip geliyorum hayatımda ilk defa telefonla bildiriliyor, böyle manyaklık ne zaman adet oldu, siz kime gözdağı veriyorsunuz?’
‘Tamam tamam kardeşim abartma, telefonla bildirme usulü de vardır’ deyip beni postaladı.
Görüldüğü üzere başsavcıyla bir sokak kabadayısı gibi kozlarımızı paylaşmamız gayet normalmiş gibi görünüyor, değil, bu hareketlerin hepsi ‘suç’tur..
Ancak neyin ne olduğunu o da ben de bildiğimiz için, resmiyet dışında bir başka alemin kurallarıyla yaşadığımızı o da ben de bildiği için ‘suç’ değildir.
Konuşmanın görüşmenin şikayetin hesaplaşmanın ‘şifrelerini’ bilirsen, sorun yok.
Bu şifreleri bilmeyen biri dışardan baktığında başsavcıyla konuşma şeklimin ‘canına mı susadın’ diye ‘kendini zorla hapse mi attırmak istiyorsun’ gibi algılayabilir, hayır.
Partilere sonra geçeceğiz, şimdi gelelim, teknik bakım servislerinin gizli şifrelerine...
Demir Döküm kombisi olmayan yoktur, yeni eve taşındığımız yedi yıldan beri kombi kartı her yıl arıza veriyor ve her yıl düzenli olarak bir kere kombinin kartını değiştiriyoruz.
İlk yıllar tabii ki itiraz ettik, servisin üst yöneticilerini aradık, bu kart her yıl niye bozulur diye veryansın ettik, o ilk yıllar ‘şifreyi’ bilmediğimiz için, kendimiz kudurduk, kendimizi boşuna parçaladık. Sonra alıştık, her yıl düzenli ‘kart’ değiştirilecek ve yüz liradan üç yüz liraya kadar para bir nevi kombi kirası gibi verilecekmiş. Sesini çıkartıp depresyona kavgaya girmene gerek yok.
Her yıl düzenli ‘kart’ değişimi niyeyse kış aylarına rastlar, bu da bir ‘şifredir’, şunu demek isterler, sıkıysa değiştirme eksi yirmi derecede evin içinde iki gün dahi oturamazsın, mecbursun, kuzu kuzu değiştireceksin.
Kart değişimi dışında her yıl bir ya da iki defa kombi arıza verir, acilen bakım servislerini ararsın, (uzun süreçlerle yazıyı uzatmayalım bütün detaylarına hakimim) bakım servisi gelir, önceki hizmet bakım faturasına bakar, orada ne okuyorsa durumu çakızlar, ve kendisi de bir sonraki bakıma gelecek arkadaşın dilinden anlayacağı hizmet bakım belgesini düzenler ve her yıl düzenli bizden yüz, iki yüz lira gibi parasını alır.
Sorunlar kabaca şöyledir, ağbi senin anlayacağın su geçişini hissetmiyor, fırıldağı değişecek... Neyin ne olduğunu daha iyi anlamak için biraz daha soru sorsan, sonu firütör, diritör, .sikitör, gibi kelimeler söyleyecek. Bu kelimelerin başına dedek.. didök.. kudak.. koduk.. gibi başlayan kelimeler söyleyecek.. Ne anlama geldiğini sormayın, biz artık aramızda anlaşıyoruz.
İlk beş yılım bu kelimeleri arızaları servisleri nereye nasıl şikayet edeceğimi daha sağlam garantili nasıl olacağını defalarca anlamaya ve girişime çalıştım, keriz gibi boşuna sinirlerimi yıprattım.
Şimdi kombi bozulunca, hiç tartışmıyorum, servis geliyor, ben iki yüz lirayı hazır ediyorum, o da kombiden iki vida açıyor, sonra kapatıyor, parayı alıyor ve gidiyor.
Son üç senedir çok mutluyuz, kombiyi açışı ve kapatışı iki dakikayı geçmiyor ve kombiyi açarken, kombinin içine değil, gülerek, nasıl geçirdik diye suratıma bakıyor. Ve hadi bir şey sor da sana bilmediğin birçok küçük motorun bulunmayan parçanın ancak Almanya’dan getirtilecek aletlerin ne kadar pahalı olduğunun hikayesini bir daha anlatayım der gibi bir meydan okuyuşla eğlenir.
Sonunda şifreyi çözdüm, sesini çıkartma, gülerek karşıla, gülerek Allah razı olsun deyip yola koy ve parayı avuçlarına ver.
Ve hizmet bakım belgesini aman yanından ayırma, birkaç aya diğer bakım servisi gelecek, belgeye bakıp, ezberden ha bu kerizmiş, aynı şey değiştirilecek takılacak yalandan çıkartılıp takılacak. Yani hizmet bakım belgesi, önceki serviscilerle sonraki serviscilerin gizli olarak anlaştığı şifre belgesi.
Şifrelerden anladığım şu, kombi bir yılda dört kere beş kere bozulmaz, iki ya da üç kere bozulur, bu makul ve eşitlikçi bir bozulmadır, rıza göster, direnme, kabul et.
Kombi her yıl iki kere bozulur ve kira gibi bu iki ödemeyi yapmak zorundasın, sakın kendini mahvetme.. Gerçek sorumlular, açacağın telefonlar, müracaat ve şikayetlerinin asla ulaşamayacağı uzaklıktadır. Onlar fenafillah gaip aleminde yaşarlar, dünyanın bütün hukuk ve ayrıntı ve tüzük ve hakları konusuna hakim yüce yargıçlar ve yaratıcı onlardır.
Gidebileceğin şikayet edebileceğin anlayabileceğin işin altından çıkabileceğin bir yer makam hukuk kural yoktur, mahkümsun. Sen kombi cemaatinin karınca kadar küçük bir üyesisin yerini bil.. Çünkü bu büyük şirketler bu küçük arıza kayıtlarının hukuk yönetmelik konusunda uluslar arası mahkemelerde dahi her detayına hakimdirler. Hakkını aramak ve şikayet etmek isteyenlerin bu devasa organizmaya karşı yapabileceği hiçbir şey yoktur, sen şifreni çöz ve talimat ve emirlere boyun eğ.
Hatta iddia ediyorum ki Yargıtay Başkanı ve Tayyip Erdoğan dahi kendi kombisinden şikayetçi olsa yapabileceği bir şey yoktur. Yargıtay Başkanı ya da Cumhurbaşkanı'nın yüzlerce avukatı dahi olsa, teknik bakımcılar, onların önüne, altlarından kalkamayacağı, parçası yoktur, yapacak bir şey yoktur’un, sinsi gizlenmiş küçücük hukuki ayrıntılarını koyacaktır.
Ve bu büyük firmalar yapıları gereği medya ve siyaset üzerinde muhteşem bir güç oluştururlar, teşhir edilmeleri hesap sorulması hukuka mahkemeye zorlanması mümkün değildir.
Şifreyi çözün, kaderinize razı olun bir de kendinizi servis elemanı önünde cehaletiniz ve çaresizliğinizle ezdirmeyin.
Evet, mesela, Murat Hazinedar üzerine bir çok şaibe yolsuzluk ihale yazıları yazdık, ahali ayağa kalktı. CHP’den bir çok partili bizi aradı. Gerçekten bir çok sorumlu CHP’li de konuyu parti meclisine getireceklerini söylediler. Canlarının yandığını sonuca gitmek için büyük bir kavga vereceklerini söylediler.
İşte bu şifreleri de bilmelisiniz.
Yüz yüze ya da telefonla ulaşan yüzlerce girişimin şifresini çözmem çok uzun zaman almadı.
Şifre şudur: Beşiktaş Belediyesi’nde büyük bir rant vardır. CHP’nin aç yüzlerce elemanının bu büyük ranta ihtiyacı vardır. Bu rant zaten AKP’lisinden cemaatine sosyal demokratına kadar herkesin ‘ortak’ rantıdır. Hiç kimsenin gücü bu rantı durduramaz.
İstediğiniz yasa tüzük yönetmelik hukuk mahkeme şartlarını konuşun, bu rantı önleme gücü hiç kimsede yoktur.
Ve partinin önde gelen isimleriyle yaptığınız şu konuşmaların şifrelerini de daha baştan öğrenmelisiniz.
‘Parti meclisini toplayacağız’, ‘şüphen olmasın kesin göndereceğiz’, ‘Bu ülkenin CHP’ye ihtiyacı var…’, ‘CHP, bu şaibenin altında daha fazla yaşayamaz…’
Bu cümlerin her biri ‘şifredir.’
Aslında FETÖ’nün kullandığı dille, bizim bakım servisi elemanlarının kullandığı dille, partililerin kullandığı bu dil ‘aynı şifredir.'
Anlamını çıkartmakta zorlandığınız bu kelimelerin hepsi aslında şu anlama gelir: Sus, konuşma. Yapacağın bir şey yok. Otur aşağı kimsenin gücü buna yetmez. Bağırır çağırır kendini perişan ettiğinle kalırsın. Başını eğ, rıza göster.
‘Murat Hazinedar' gibi bir parçayı nerde bulacaksın. Bu parçayı çıkartırsan kombi çalışmaz. Murat Hazinedar’ı, ağbi, Almanya’da fabrikayı arayın orada da yok, iki tane kalmış o da bizim serviste. Şimdi ağbi Muratikör Hazinefirütör, su akışını düzenliyor, su gelmezse partinin motoru çalışmaz.
‘Ağbi, istediğin yere telefon et, istediğin şikayeti yap, Muratkoduktör bu kombinin en sağlam parçası. Orijinal parça...
‘Ağbi, bu orijinal fabrika kartıdır, bozulmaz ağbi. Siz bu kombiyle oynamışsınız ağbi. Almanya bu ağbi, kart, yazılım işlemi, bütün dünya kullanıyor ağbi.’
‘Valla ağbi sizden başka şikayet eden yok. Bu partide herkes kombisinden memnun ağbi, bilmem niye sizin kombi çalışmıyor.
Bu şifrenin felsefi anlamı da şudur, büyük partiler büyük kurumlar çalma-çırpmanın örgütlendiği muhteşem organizasyonlardır, kimsenin karşı gelmeye gücü yoktur.
Yüzümüze karşı konuşulan bu şifreli mesajların argodaki anlamı da şudur: ne oldu bağırdığınla kaldın, nasıl koduk geçirdik.
Bu şifrelerin istatistiği de şöyledir.
Her yıl bir ya da iki sefer düzenli olarak bir yazar ya da araştırmacı gazeteci bu konuları dile getirir.
Önce isyan edersiniz, şikayet, hukuk diye hesap sormanın içine düşersiniz.
Sonra şifreyi çözüp anlarsınız. ‘ağbi, bu partide yedi yıl önce ‘yazılım’ yapıldı, bu ‘kart’lar bu yazılımın ürünü.’
‘Yeni bir yazılım için kombiyi tümden değiştirecek yeni bir kombi takacaksın…’
-'Valla benim yeni bir kombi için medyam propaganda gücüm reklam gücüm param yok..’
‘Eee ağbi, bu kombinin yazılımı bu, bu yazılım kartını bilmeden, konuşmayacaksın…