04 Ekim 2024 Cuma
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

‘4+4+4 sistemi gençleri vasıfsızlaştırıyor'

Eğitim sistemi nedeniyle nitelikli personel bulamadıklarını dile getiren Keskin, diplomanın tek başına iş görmediğini teorik eğitim ile pratiğin birlikte yürümesi gerektiğini söyledi

4+4+4 sistemi gençleri vasıfsızlaştırıyor... Eğitim sistemi nedeniyle nitelikli personel bulunamıyor...

Türkiye İstatistik Kurumuna göre genç işsizlik oranı yüzde 15. Üniversite bitiren gençler iş bulmakta zorlanıyor. Öte taraftan reel sektör temsilcileri de her fırsatta iş gücü sorunu çektiklerini dile getiriyor. İstanbul Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (İSTESOB) Başkanvekili, Atatürk Oto Sanayi Sitesi Başkanı ve İkitelli Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Mustafa Keskin’e; aynı anda hem işsizlik hem de iş gücü sorununun meydana gelmesinin nedenlerini ve sanayicilerin iş gücü sorunlarının çözümünü sorduk.

GENÇLER ALT YAPISIZ

- Bir yandan genç işsizlik sorunu varken bir yandan da sanayi sektörü iş gücü sorunu yaşıyor. Sizce bu uyuşmazlığın nedeni nedir? Nasıl çözülebilir?

Meslek okulları zayıf kaldı. “4+4+4” eğitim sistemi nedeniyle 17 yaşında okuldan çıkan çocuğu artık çırak yapamazsın. Nitelikli olan elemanlar bu işe çıraklıktan başlarlar. Hangi sektör olursa olsun fark etmez. Ben İstanbul'da birkaç tane kurumun başındayım. Türkiye'nin ve Avrupa'nın en büyük organize sanayi bölgesi olan İkitelli’nin başındayım. Burada 32 bin iş yeri var. Yalnız diploma iş görmüyor. Üniversiteyi bitirmiş, diplomasını almış gençlerin herhangi bir alt yapısı olmadığı için eleman bulamıyoruz. Bütün sektörler eleman sıkıntısı çekiyor.

Bizim burada bir meslek okulumuz var, 2800 talebemiz var. Bütün işverenler müracaat etmiş. Diyorlar ki ‘Bize bu eleman lazım.’ Ben İŞKUR Müdürü ile görüşüyorum. O da diyor ki ‘Bize vasıflı eleman değil vasıfsız işçi müracaat ediyor.’ O da benim işimi görmüyor. Bir paradoks söz konusu burada. Eleman, zanaatkar, usta yetişmediği için bu eleman sıkıntısı doğuyor.

Meslek liselerinin çoğaltılması gerekiyor. Müfredatlarının bugünün çağına uyarlanmış bir şekilde donatılması gerekiyor. Avrupa'nın bütün kalkınmış ülkeleri teorik ve pratiği bir arada götürüyorlar. Teorikle giden pratik yapmazsa diploma aldığı zaman yeterliliği olmuyor. Pratik ile teorinin birlikte olması lazım. Bu eleman sorununun çözümünü burada bulabiliriz.

YABANCI İŞÇİLERLE KARŞILANMAYA ÇALIŞILIYOR

- Bu sorunu çözmek, nitelikli iş gücü talebini karşılamak için ustaların ve işletmelerin bir çalışması var mı?

Mutlusan Elektronik adında uluslararası düzeyde iş yapan, 90 ülkeye ihracat yapan bir arkadaşımız var. Bin 500 tane eleman istihdam etmesi gerekiyor ancak 1050 elemanı var. Diyor ki 450 elemana ihtiyacım var. Türkiye'ye yabancılardan bulmaya çalışıyorlar fakat onların birçoğu da kayıtlı olmadığı için yine bir paradoks söz konusu oluyor. Herkes şaşkınlık içerisinde ‘Nasıl çözülecek?’ diye bekliyor. Sanayicinin, iş adamının ‘Ben şunu şu şekilde çözerim’ diye bir düşüncesi olsa ne fark eder? Netice itibariyle bir muhatap lazım. Yeterli eleman lazım. Bu da olmayınca ben devamlı İŞKUR ile devamlı temas halindeyim.

Bir tarafta işsizlik varken, bir tarafta da vasıflı eleman olmadığından tüm sanayicilerimiz çalışan bulamıyor. Yine bir paradoks.

‘BEYAZ YAKA KARIN DOYURMUYOR’

- Bir stajyer, okuldan boş bulduğu zamanlarda, günlüğü iki bin liraya Atatürk Oto Sanayi’de çalışıyor. Ancak Beyaz yakalı olmak istiyor. ‘Benim için para önemli değil, elim gres yağı olsun istemiyorum.’ diyor. Gençleri bu sektörde çalışma iştahını artırmak için ne yapılmalı?

Ben Sivaslıyım. 3 yaşımda İstanbul’a geldim. Babam beni mesleğe götürdü. Ustama ‘Eti senin kemiği benim.’ diye teslim etti. Şimdiki gençlerin cebi boş olunca yakaları beyaz olsa ne olur. Kızlar çocukların yakasına bakmıyor. Kız babası da kız istemeye gittiğin zaman, ‘Ne iş yapıyorsun? Geçinebilecek misiniz?’ diyor. O beyaz yakayı önüne koysun onunla geçinsin bakalım. Biz nasıl yaptık bunları? Teknoloji, telefon, bilgi çağı derken gençlerimiz başka yere gitti. Şimdi herkes bedavadan para kazanmak istiyor. Bizim atalarımız söylerdi; ‘Mesleğe olan öğlene kadar aç kalır, mesleğe olmayan akşama kadar aç kalır.’ Beyaz yaka karın doyurmuyor, meslek karın doyuruyor.’

Eğitim İşsizlik Meslek Lisesi İşçi Sanayi