11 Mayıs 2024 Cumartesi
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Suriye semalarındaki İsrail uçağı ve Ankara-Moskova ilişkileri

Onur Sinan Güzaltan

Onur Sinan Güzaltan

Eski Yazar

A+ A-

Türk kamuoyunun İdlib’e yoğunlaştığı günlerde, Suriye semalarında Rusya ve İsrail karşı karşıya geldi.

Rusya Savunma Bakanlığı, 6 Şubat gecesi Şam Havalimanı yakınlarına saldırı düzenleyen İsrail savaş uçaklarının, Suriye hava savunma sistemlerini atlatmak için 172 yolcu taşıyan sivil bir yolcu uçağını kalkan olarak kullandığını duyurdu.

İsrailli yetkililerin söz konusu iddiayı yalanlaması üzerine, Rus kaynaklar yolcu uçağının Suriye topraklarında bulunan Rus Hmeymim Askeri Üssü’ne acil iniş yaptığı görüntüleri paylaştı.

Putin’in 5. Dünya Holokost Forumu vesilesiyle Tel Aviv’e yaptığı ziyaretle beraber iki ülke arasında ısınma evresine giren ilişkiler, uçak meselesi üzerinden tekrar gerildi.

Bugüne değin İsrail’in Suriye’de düzenlediği “sınırlı hava saldırılarına” Moskova’nın göz yumduğu bilinen bir gerçek.

Peki, ne oldu da Moskova, İsrail’in son hava saldırılarını açık bir biçimde kınama gereğini duydu?

Suriye semalarındaki İsrail uçağı ve Ankara-Moskova ilişkileri - Resim: 1

YÜZYILIN ANLAŞMASI, EASTMED VE RUSYA

28 Ocak’ta ABD Başkanı Trump ve İsrail Başbakanı Netanyahu, “Yüzyılın Anlaşması” adı altında Filistin’i yok etme planını açıkladılar.

İkinci Sykes-Picot olarak isimlendirebileceğimiz, Filistin üzerinden Ortadoğu’yu yeniden şekillendirmeye yönelik plana, dünya ülkelerinin çoğu gibi Rusya’da tepki gösterdi.

Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihail BogdanovKararları çatışmada yer alan taraflar, yani Filistinliler ve İsrailliler alır” açıklamasıyla bir yandan ABD’nin arabulucu rolüne soyunmasını diğer yandan da Filistinlilere söz hakkı tanınmamasını eleştirdi.

Moskova’ya asıl rahatsızlık verenin ise Putin’in Tel Aviv ziyaretinden esen olumlu havanın hemen ertesinde, Netanyahu’nun ABD’yle adım atması olduğu aşikar.

Yüzyılın Anlaşması’nın ilanından birkaç gün önce, Netanyahu, “Rusya ve İsrail ilişkileri hiç olmadığı kadar güçlü ve iyi durumda” açıklaması yaparken, Putin’de iyi niyet olarak Rusya’da tutuklu bulunan İsrail vatandaşı Naama Issachar’ın serbest bırakılmasını sağlamıştı.

Fakat son gelişmelerinde gösterdiği üzere Netanyahu’nun ABD’de ısrarı sürüyor.

Tek Aviv Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler alanında görev yapan Profesör Emmanuel Navon, Çin merkezli Xinhuanet haber sitesine verdiği röportajda, Moskova-Tel Aviv ilişkisinin yapısını özetleyen şu ifadeleri kullanıyor; “Ortadoğu’da İsrail ve Rusya’nın çatışan jeo politik çıkarları var.”

Navon’a göre İsrail’in içinde yer aldığı EastMed gaz projesi, enerji alanında Avrupa’nın Rusya’ya olan bağımlılığını azaltacak nitelikte dolayısıyla “Doğu Akdeniz meselesinde Rusya ve İsrail’in çıkarları ortak değil.”

Özetlemek gerekirse:

  1. İsrail, Moskova ve Washington arasında denge siyaseti izler gözükse de Yüzyılın Anlaşması’nın gösterdiği üzere, ağırlığı Washington’dan yana vermeye devam ediyor.
  2. Suriye’de, İsrail’in “kısmi faaliyetlerine” tarafsız kalan Moskova’nın, son uçak hadisesinin de gösterdiği üzere önümüzdeki dönemde Tel Aviv’e karşı sertleşmesi beklenebilir.

Moskova-Tel Aviv ilişkilerindeki dalgalı gidişatın Türkiye’ye etkileri sorusu da önümüzde duruyor.

ANKARA-TEL AVİV-MOSKOVA ÜÇGENİ

Oda Tv yazarı Rafael Sadi’nin “İsrail Rusya’nın suçlamaları için ne dedi?” başlıklı yazısında kullandığı argümanlar uçak hadisesi sonrası Moskova ve Tel Aviv arasında gerginleşen ilişkilerin Türkiye’ye etkileri üzerine ipuçları barındırıyor.

Sadi, yazısında İsrail’in uçak meselesiyle ilgili tezlerini aktarırken, son bölümde Türkiye’yi ilgilendiren şu ifadeleri kullanmış;

  1. Ruslar ile İsrail arasında yapılan mutabakat anlaşması belki de sona ermek üzeredir. Ki benzer durum Türkiye ile Rusya arasında da baş göstermektedir ve Ruslar sözüm ona müttefikleri ile bozuşma sürecindedir.
  2. Rusların Suriye'ye, hatta Türkiye'ye de satmış oldukları S-400 serisi hava savunma sistemlerinin İsrail Hava Kuvvetleri uçaklarına olan etkisizliğinden de haz edememektedir. Eh olabilir tabii, ekmek parası meselesi, rahatsız olmaları doğaldır. Türkiye'nin de S-400'ler konusunda daha dikkatli olması ve belki de bu sistemleri kullanmadan önce bir daha gözden geçirmesi ve belki de güncellemesinde yarar vardır.

Değerlendirmeler ne kadar İsrail’in görüşlerini yansıtır bilemeyiz fakat Sadi’nin sıraladığı maddelerden şu sonuç çıkıyor:

  1. İsrail, Rusya ve Türkiye arasında iş birliğinden rahatsız.
  2. Tel Aviv, Türkiye’yi Rusya’dan veya tersine yani Rusya’yı Türkiye’den uzaklaştırmaya çabalayacaktır.
  3. Suriye’de Rus varlığı İsrail’in çıkarına değildir.
  4. Suriye, Türkiye ve Rusya ilişkilerinin dinamitleneceği alan.

Türkiye’de siyaset yapıcıların bu gerçeklikleri göz önünde bulundurup adımlar atması gerekiyor.

Aksi halde var olan ittifak birikimlerimiz darbe alacak, Türkiye yalnızlaşacak, yeniden ABD-İsrail hattının kontrolüne girmesi kolaylaşacaktır.

Tam bağımsız Türkiye’den yana olanların ince eleyip sık dokuması gereken bir döneme girdik.

Suriye semalarındaki İsrail uçağı ve Ankara-Moskova ilişkileri - Resim: 2