18 Mayıs 2024 Cumartesi
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Yalnızlaşma söylemi: 'Ama onlar da şöyle yaptı'

Nadir Temeloğlu

Nadir Temeloğlu

Site Yazarı

A+ A-

İsrail'in Filistin'e saldırılarıyla birlikte Türkiye içinden “utangaç” İsrailci propagandalar başladı. Hepsi aynı şeyleri söylüyor:

  • Karabağ Savaşı'nda Azerbaycan'a İsrail destek verdi. Azerbaycan'ı İsrail'in Demir Kubbesi savundu, SİHA'ları kullanıldı. Filistin Ermenistan'ı tuttu.
  • Filistin, Ermeni soykırımı yalanını savunuyor.
  • Filistin, “Uygur meselesinde” Çin'e destek veriyor.
  • Filistin, Osmanlı yönetimine isyan etti. Araplar bize ihanet etti. Askerimizi öldürdü.

Bunu söyleyenler, ABD Başkanı Joe Biden'ın sözde Ermeni soykırımını tanıması sonrası, Biden'ı aklayan, Hükümet'i sorumlu tutan kesimler.

Bu tepkisel söylemler Türkiye'nin önceliklerini, güvenliğini hesaba katmıyor. Nihayetinde de sosyal medyada #israelunderattack etiketiyle paylaşım yapanların yanına düşüyorlar.

Bölge ülkeleriyle farklı düşündüğümüz konular var. Her şeyde ortaklık yok. Dikkat ederseniz aynı şeyi İran için, Suriye için, Irak için yapan kesimler var. “Ama baba Esad da PKK'yı desteklemişti...” “Ama Irak da yıllardır PKK'yı besliyor...” “Ama İran da bölgeyi ele geçirmek istiyor, Şii yayılmacılığı uyguluyor...” Bölge ülkelerinin kendi aralarındaki sorunları kaşıyan emperyalizm, her ülkedeki etnik ve mezhepsel sorunların önünü açtı. Ve arkada bıraktığımız dönemde, özellikle 1980 sonrası, maalesef bölge ülkelerinin birbirinin sorunu kaşıdığı, bu sorunları birbirine karşı kullandığı bir dönem yaşandı. Bundan da en çok ABD ve İsrail yararlandı.

“Ama”ları sayarsak işin içinden çıkamayız. Yanlışları öne koymak, nihayetinde düşmanın işine geliyor. Türkiye'nin de güvenliğine zarar veriyor.

Yalnızlaşma söylemi: 'Ama onlar da şöyle yaptı' - Resim: 1

Türkiye, Azerbaycan, Rusya'nın birlikte hareket etmesi Ermenistan'ın yenilgisine yol açtı.

İKİ İSRAİL'İN KADER BİRLİĞİ

Önümüzde bir gerçek var. İsrail bir terör devleti. ABD ayrıca, PKK'yı kullanarak sınırlarımızda bir İkinci İsrail kurmak istiyor. İki İsrail'in kaderi bir. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sosyal medyadan yaptığı paylaşımın altına, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun oğlu Yair'in “Kürdistan” bayrağı koyarak yanıt vermesi, İsrail'in politik tutumunun yansımasıdır.

Birinci ve İkinci İsrail'in temel amacı hem bölge ülkelerini bölerek kendine alan açmak hem de ABD'nin bölgedeki varlığını kalıcı hale getirmek. O halde tehdit ortak.

Türkiye'yi savunmak, bugün sınırlarımız içinden başlamıyor. Bir bölge ülkesinin toprak bütünlüğünün olmaması, doğrudan bizi de ilgilendiriyor. Bunun bize de maliyeti var. Irak'ın 2003'te işgale uğramasından, zayıflatılmasından sonra tamamen bölgeye yerleştirilen PKK bizi de ilgilendiriyor. Bugün Türkiye, Pençe Kartal, Pençe Şimşek operasyonlarıyla bölücü terör örgütünün oradaki varlığına darbe üstüne darbe indiriyor. Türkiye, Suriye'de Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı harekâtlarını eğer uygulamasaydı, İkinci İsrail çoktan koridor açarak Akdeniz'e açılmış olacaktı. PKK/PYD'nin hâlâ Fırat'ın doğusundaki varlığı hem Türkiye'yi hem Suriye'yi meşgul ediyor.

Doğu Akdeniz'de yalnızca Yunanistan'la, Güney Kıbrıs'la sadece hak paylaşımı mücadelesi vermiyoruz. Yunanistan'ın, Güney Kıbrıs'ın yanında ABD'nin, İsrail'in olması şaşırtıcı değil. Çünkü East-Med gibi projelerin temelinde İsrail gazını Avrupa'ya ulaştırma yatıyor. Türkiye'nin Libya ile yaptığı deniz yetki alanı anlaşması yalnızca Türkiye'nin deniz yetki alanlarını belirlemekle kalmıyor, aynı zamanda East-Med projesini de engelliyor.

Yalnızlaşma söylemi: 'Ama onlar da şöyle yaptı' - Resim: 2

BAŞARILI MODELİ ÖNÜMÜZE KOYALIM

Özetleyecek olursak, bölge ülkeleri için tehdit ortak. Arkada bıraktığımız süreç iki ders bıraktı. Bir: Bölge ülkeleri birleşemediği zaman ABD, İsrail ile besleyip büyüttüğü terör örgütleri alan buldu. İki: Bölge ülkeleri işbirliği içinde hareket ettiği zaman tehditler bertaraf edildi. Türkiye, Azerbaycan, Rusya'nın birlikte hareket etmesi Ermenistan'ın yenilgisine yol açtı. Bu sonuç, yalnızca Karabağ'ın kurtarılmasıyla değil, aynı zamanda Ermenistan'a artık bölge ülkeleriyle hareket etmekten başka çare bırakmadı. Paşinyan birkaç gün önce, “Bölgesel düşmanlığı kontrol altından çıkmasına izin vermeyeceğiz. Ölenlerimiz önünde eğiliyoruz, ama çocuklarımıza barışçıl, istikrarlı bir bölge bırakmalıyız ve düşmanlık kontrol edilebilir olmalı. Aksi takdirde sadece Ermenistan için değil, tüm bölge için bir felaketle karşı karşıya kalırız” sözleriyle bu yeni durumu ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Putin'in Kafkaslarda Altılı Platform (Türkiye, Azerbaycan, Gürcistan, Rusya, Ermenistan, İran) önerisinin hayata geçeceği bir süreci yaşıyoruz. Biden'ın Ermenistan'ı bu Altılı Platform'dan koparmak için sözde Ermeni soykırımını kabul etmesi bile durumu değiştirmeyecektir.

Yalnızlaşma söylemi: 'Ama onlar da şöyle yaptı' - Resim: 3

Irak, İran, Türkiye'nin işbirliği Barzani'nin sözde bağımsızlık referandumu girişimini bertaraf etti. Türkiye, Rusya, İran'dan oluşan Astana üçlüsü, Suriye'nin toprak bütünlüğünü garanti altına aldı. Türkiye ile Suriye'nin bazı çelişkileri olsa da, sahadaki gerçeklik ortak düşman PKK/PYD'yi tamamen bitirmek için işbirliğinden başka bir çare bırakmıyor. Doğu Akdeniz'de Libya'da yaptığımız hamle Mısır'la sürüyor. Türkiye, Mısır'la ilişkilerini keserek büyük zaman kaybetti. Ama şimdi Mısır'la olumlu adımlar atıyoruz. Bunu “Ama...” diyerek yapmıyoruz. Ama dersek ne Mısır'la ne Suriye ile ne Irak'la ne de İran'la adım atabiliriz. Siyasi ilişkiler, diplomatik adımlar “ama”sız ilerliyor. Filistin meselesine de böyle bakmamız gerekiyor.

'BİZ BÖYLE YAPACAĞIZ'

Filistin'in zaferi mazlumlar dünyasının bir zaferdir. Filistin'in zaferi Asya'nın zaferidir. Emperyalizmin ve siyonizmin yenilgisidir. Bugün başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin'in varlığı, İsrail ve ABD'nin saldırganlığını, genişleme siyasetlerini durduracak en önemli etkendir. İsrail'in en büyük kazancı, Filistin içinde başka başka grupların varlığı, bu grupların birbirleriyle mücadelesi, bölge ülkelerinin de bu gruplardan kendine yakın olanı desteklemesi, diğerlerini dışlamasıdır.

Bugün doğru örnek, Karabağ'da, Irak'ta, Suriye'de yapılandır. Filistin sorununu bölge ülkelerinin birliği çözer. Bu işbirliği, istemediğimiz, yanlış bulduğumuz durumlarında da düzeltilmesine yol açar. Türkiye de buna öncülük edebilecek kritik ülkedir. Biz olumluyu göstererek, yanlışları düzelttirebiliriz. Bu olgunlukta hareket etmeliyiz. Kurulan her “Ama...” ile başlayan cümle, ne Türkiye'ye ne de Filistin'e yarar. “Ama onlar şöyle yaptı...” yerine “Biz böyle yapacağız...” demeliyiz.