07 Mayıs 2024 Salı
İstanbul 22°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kürtler ayaklandı: Bu kez ayrılmak için değil

Rafet Ballı

Rafet Ballı

Gazete Yazarı

A+ A-

1989-1991: Dönüm noktası.

Sovyet sistemi çöker.

Tek kutuplu dönem başlar.

Bir dünya yıkılmış...

Bir “yeni dünya” kurulmaktadır.

***

“Yeni dünya”, bölgemize yansır hemen. Savaş ve parçalanma olarak.

Uluslararası iki Kürt konferansı toplanır peş peşe.

Önce Fransa’nın başkenti Paris’te (14-15 Ekim 1989).

Berlin duvarının yıkılmasından 1 ay önce.

Sovyetler Birliği’nin çatırdadığı günler.

***

Sonra İsveç’in başkenti Stockholm’de (15-17 Mart 1991).

Sovyet Sistemi’nin çöküşü kesinleşmiştir.

***

İkisinin ortak özelliği:

Bütün Kürt örgütleri çağrılı.

Fakat “söz” ve “karar” Batı’nın elinde.

Gündem: “Kimlik”tir, “ayrışma”dır.

***

İki konferansı da gazeteci olarak yerinde izledim.

Paris konferansı bölgemize hemen yansımaz.

Herhangi bir kitlesel dalgalanma yaratmaz.

Çünkü: Atlantik, parçalama siyasetini masaya koymuştur...

Ancak: Siyasetin arkasında henüz silah yoktur.

***

1991’de farklıdır durum.

ABD, Kuveyt bahanesiyle Irak’a girer (17.1.1991).

Saddam Hüseyin Irak’ının eli kolu bağlanır.

Anlamı: Ayrılıkçılığın beklediği olmuştur.

Atlantik’in silahlı desteği sahadadır artık.

***

Barzanilere ve Talabanilere göre: Yüzyıllık “fırsat” doğmuştur.

Ayaklanırlar bütün Kuzey Irak’ta.

Haberleri Stockholm’de konferansı izlerken aldık.

***

İsveç’ten hemen döndüm.

Dağ yoluyla Çukurca’dan Kuzey Irak’a geçtim.

Gördüğüm manzara: ABD, Irak devletini çökertmiş.

İktidar boşluğu var. Milliyetçi Kürt partileri ayaklanmış.

Baba George Bush, dönemin ABD Başkanı.

Ayrılıkçılığın sevgilisi. Adı “Hacı Bush” olmuş...

***

Sözü fazla uzatmayalım.

O günden beri yaşananları biliyoruz.

Yakın bölgemiz iki büyük kriz daha yaşadı.

ABD, Irak’ı işgal etti önce (2003).

Sonraki hedefi Suriye oldu (15.3.2011).

***

ABD’nin her silahlı hamlesi, ayrılıkçılığı yükseltti.

Bir “devletçik” de Suriye’nin kuzeyinde yaratıldı.

***

Suriye’deki bölgesel direniş sonuçlarını verdi.

Dengeler değişmeye başladı 2015-16’dan itibaren.

Hamle üstünlüğü bölge kuvvetlerindedir artık.

***

Bölgesel ittifak hükmünü icra etti.

Ayrılıkçılığın kaderi Kerkük’te tersine döndü.

Irak ordusu ilerledi kuzeye doğru (16 Ekim 2017).

Bir kez daha görüldü: Peşmerge savaşmadan teslim oldu.

Başta Kerkük... Geniş alanlarda tekrar egemenlik kurdu Bağdat.

***

Ve 18 Aralık 2017... Dramatik bir tarih.

Kürt halkı Kuzey Irak’ta yeni bir ayaklanma başlattı.

En az 13 kentte.

Yaygın ve sert.

Bazı kentlerde silah da kullanılıyor. Mesela Ranye’de.

İki kentte sokağa çıkmak yasak.

Ölümler... Yaralanmalar... Gözaltılar var.

Görünüşte: Maaş isyanı.

***

Biraz detaya bakalım.

Evet: Kuzey Irak’ta 2014’te başlayan...

Giderek ağırlaşan bir mali kriz var.

Bölgesel yönetim maaş ödemekte zorlanıyor.

***

Memur maaşlarında önce yüzde 15-20...

Şimdilerde yüzde 70 kesinti yapılıyor.

Peşmerge hariç tutulmuştu.

Artık rütbeliler de dahil edildi.

***

“Maaş” deyince biraz duralım.

Kuzey Irak’ta nüfus: 5.5 milyon.

Devletten maaş alanların sayısı: Önceleri 1 milyon 400 bin idi.

Anlamı: Bölgede üretim neredeyse hiç yok.

Herkes maaşlı memur.

Petrol parasıyla geçiniyor(du).

***

Bölgenin kasasında para kalmayınca...

Listeleri biraz incelediler.

Baktılar ki “hayali isimler” var.

Azalttılar. 1 milyon 294 bine indirdiler.

***

Bölgenin mali tablosu şöyle:

Aylık maaş ödemeleri: Yaklaşık 800 milyon dolar.

Aylık gelirler: 326 milyon dolar.

Sürdürülmesi mümkün değil.

***

Özet:

Bir: Ayrılıkçı partiler, “devlet kuruyoruz” diye yola çıktılar.

Devlet birikimleri... Gelenekleri olmadığı için...

Hazır petrol parasını paylaşan bir aygıt çıktı ortaya.

Tepedekilerin aslan payını aldığı bir aygıt.

İri bir petrol şeyhliği yani.

Para akarken sorun yoktu pek.

***

İki: Fakat, Bölgesel Yönetim bir adım daha attı.

Bölge petrolünü Bağdat’tan koparmaya kalktı.

Ayrı anlaşmalar yaptı.

Bağdat buna razı olmadı. Kürt bölgesinin bütçe payında kesintiler yaptı.

Petrol fiyatları hızla düşüşe geçti üstelik.

Sonuç: Kuzey Irak’ta mali çarklar dönmez oldu.

***

Üç: Bu tabloyu ...

Ayrılıkçılığa karşı bölgesel ittifak tamamladı.

Her şey parçalanmanın aleyhineydi artık.

***

Dört: Irak’taki kaynaklarımla da konuştum.

Bölgedeki isyan, kendiliğinden bir harekete benziyor.

Herhangi bir örgüt komuta etmiyor.

Bütün milliyetçi partiler hedefte.

Öncelikle Barzaniler (KDP) ve Talabaniler (KYB).

Yer yer Goran ve İslamcı parti binaları da saldırı altında.

***

PKK cenahının pozisyonu ne?

Ranye’deki silahlı çatışmaya karıştıkları söyleniyor.

Onların tespiti de, ayaklanma kendiliğinden gelişti.

Ayaklanmadan memnunlar

Güç toplamaya çalışıyorlar.

Şansları, Suriye’deki gelişmelere bağlı.

Esad’ın, “PYD vatan haini” açıklamasından sonra zora girdiler.

***

Yeni bir durum:

Barzaniler ve Talabani’ler PKK’ya karşı ortak mevzilenme içinde.

Fırsattan faydalanmasını önlemeye çalışıyorlar.

Süleymaniye’de PKK’dan tutuklananlar var.

***

Son söz 1:

Ayrılıkçı Kürt partilerinin durumu.

Bir: Askeri iktidarlarının olmadığı görüldü (Kerkük).

İki: Mali iktidarları çöktü (maaş ödeyemiyolar).

Üç: Bu durumda siyasi varlıklarını sürdürmeleri zor.

Yani federalizmin sonuna gelindi.

***

Son söz 2: Atlantik’in silahıyla geldiler.

Atlantik’in geri çekilişiyle gidiyorlar.