Kuyudaki taş

Gençlik Olimpiyatları’ndaki başarılarımız umut veriyor. Halter, Güreş ve Judoda gelen 7 madalyanın ardından, son yıllarda ülkemizin yetiştirmediği milli sporcularla başarılı olabildiğimiz atletizmde disk atmada Özlem Becerek çok değerli bir bronz kazandı. 400 metrede İlyas Çanakçı madalyayı kılpayı kaçırırken; 800 metrede Mehmet Çelik, cirit atmada Münevver Hancı ve 3 adım atlamada Batuhan Çakır ile atletizmde madalya ümitlerimizi koruyoruz. Barajı aşıp atletizmde oyunlara katılan 16 gencimiz, Buenos Aires’te de başarılılar. 100 metre kelebekte Aleyna Özkan’ın final yüzmesi de bir diğer başarımız. Bu gençlere mutlaka sahip çıkılmalı!

Statüsünü bilmediğiniz turnuvayı anlayamazsınız! Nitekim, Gençlik Oyunları’nın değişik statüsünden bihaber yarışları izlerseniz kimin nasıl madalya aldığını anlayamazsınız. Bir bakıyorsunuz 400 metrenin son yarışını 2. bitiren Meksikalı altın alıyor, sonra Özlem Becerek son atışını yapıp 4. sırada gözükürken bronz madalya sevinci yaşıyor. Gençlik Olimpiyatlarında atletizm yarışları 2 etap üzerinden yapılıyor. İlk etap, eleme yarışı değil. İlk etapta alınan dereceler, atletlerin 2. etapta hangi seride koşacağını belirliyor; kötü dereceyi alanlar ilk serilerde, iyi dereceyi alanlar son seride yarışıyor.
2. etabın son yarışı da, final koşusu değil. Sıralama, atletlerin her iki etaptaki derecelerinin toplanmasıyla belirleniyor. Atma ve atlama yarışlarında da aynı statü geçerli. Statüyü bilmeden, 1. etap yarışında ilk 2’ye girmesi kesin olan İlyas Çanakçı’nın son gücünü harcayıp neden Kenyalı rakibini geçtiğini anlayamazsınız. Çanakçı, her iki etabın da finalin parçası olduğunun farkında. Atletizm Federasyonumuzu sporcularımıza bu statü farklılığının önemini aktardığı için kutlarım. Ne de olsa, katıldığı turnuvanın statüsünü sitesinde yanlış aktaran federasyonlarımız var.

Türkiye Voleybol Federasyonu 22 Eylül günü “A Bayan Milli Takımımız, Dünya Şampiyonası İçin Japonya’ya Gitti” haberinde Dünya Kadınlar Voleybol Şampiyonası’nın statüsünü de yayınladı. Yayınlanan statüde özellikle kırmızı ile “1. ve 2. turda takımlar, puanlarını bir üst tura taşıyacaklardır” yazılıydı. Aynı haberi, voleybolplus gibi voleybol siteleri de yayımladı. Tüm voleybol camiası yapılan yanlış tercümenin peşinden gitti.
Halbuki orijinal statüde “ 2. tur sıralamasında 1. ve 2. turda oynanan her maç dikkate alınacaktır” yazılıydı. TVF’nin tercümesinden anlaşılan tek şey var: “3. tura ilk 2 turda alınan puanlar taşınacak!” TVF’nin tercümesinden başka bir anlam çıkaran varsa ya Türkçe anlamıyordur ya da kötü niyetlidir. Turnuvanın ilk maçında 29 Eylül’de TRT’de hem spiker hem yorumcu bu yanlış bilgiyi aktarınca maçın spikerine sosyal medya sayesinde ulaştım.
Kendisine FIVB’nin hiçbir yayımında puanların 3. tura taşınacağı bilgisini görmediğimi, Erkekler Dünya Şampiyonası’nda puanların 3. tura taşınmadığını, taşınırsa 3. tur maçlarının anlamsız ve heyecansız olabileceğini ve FIVB’nin bu hatayı yapmayacağını ilettim. Nitekim 3. tura galibiyet ve puanlar taşınsaydı İtalya yarı finali garantileyecek ve 3. turda anlamsız maçlar oynayacaktı. TRT spikeri araştırdığını ve puanların taşınacağını belirtti.

2 Ekim’de bu köşedeki yazımda özetle “TVF ve bazı Türk voleybol siteleri erkeklerdeki statünün aksine 3. tura ilk 2 turda alınan puanların taşınacağını yazdı. TRT de ilk maçta bunu teyit etti. FIVB’nin hiçbir belgesinde böyle bir kural değişikliğine rastlamadım. 3. Tur, 14 Ekim’de başlıyor. Eğer 3. tura puanlar taşınmazsa, TVF katıldığı TRT yayınladığı turnuvanın statüsünden bihaber demektir. 14 Ekim’de göreceğiz!” diye yazdım.
TRT’de 3 Ekim’de Türkiye-İtalya maçının ilk setinde 3. tura puanların taşınacağı bilgisi tekrarlandı. Aslında, TRT spikeri gerçekten de araştırmıştı. Konuyu danıştığı TVF’nin ve Türk voleybolunun otoritelerinden hep aynı yanlış yanıtı almıştı. Türkiye’de doğru statüyü yazan tek kişiydim, sanırım.
Finallerde arka arkaya 9 maç kazanan İtalyan antrenörün “Puanların taşınmadığı 3. turda herşey yeniden başlıyor, konsantrasyonumuzu korumalıyız” demeci beni doğruladı. 14 Ekim’de 3. tur başladı, taşınan puan yoktu.

Katılmadığımız FIFA Dünya Kupası için onlarca çalışanını Rusya’ya götüren TRT; FIVB Milletler Ligi’nde 2. olduğumuz bir dönemde Kadınlar Dünya Voleybol Şampiyonası için sadece anlatıcı değil gazeteci de olan sunucusunu Japonya’ya gönderseydi, bu hata belki önceden fark edilirdi.
Bana kızan maçın spikerinin suçu yok, kuyuya taşı o atmadı! Tıpkı, otorite sandıklarının yönlendirmesiyle bir kişiye düşmanlığı Cumhuriyetçilik sanıp bize kızan dostlarımızın suçu olmadığı gibi. Yeter ki, yanılgılar ve nedenleri olgunlukla nesnel olarak saptanabilsin. Taşı hepimiz omuz omuza kuyudan çıkaracağız. Gerçeğin ortaya çıkması için her zaman 3. tur başlamaz.