Maliki dışlıyor da Erdoğan kucaklıyor mu?

Kalemini iktidara kiralamış, insanlığını unutmuş, dinci-mezhepçi ve militan sözde bazı köşe yazarları vahşice ve alçakça işlenen toplu kıyımları ve IŞİD denilen mezhepçi, kanlı terör örgütünün eylemlerini neredeyse haklı gösterecek, mazeret üretecek rezil yazılar kaleme alıyorlar.

Çıkarcı holding medyasında, hiç sıkılmadan, yüzleri kızarmadan bu utanç verici görüşleri sergiliyorlar.

Neymiş efendim, Irak'ta Maliki yönetimi, Sünnileri yönetiminden dışlamış, yok saymış da, zavallı Sünniler-Vahabiler ellerine satır alarak, Şiileri doğramaya, ciğerlerini sökmeye, kadınlarına tecavüz etmeye, sadece Şii olduğu için binlerce savunmasız insanı topluca infaza kalkışmışlar.

Yani şu Maliki, masum- cihatçı-şeriatçı-kökten dinci. Sünnileri-vahabileri-selefileri yönetimden dışlamasa, ortada ne el-kaide olacak, ne de vahşi-kanlı terör örgütü IŞİD'den eser kalacak sanki.

Aklın, izanın, vicdanın ve ahlakın bittiği, insanlığın tükendiği bir zihniyet bu.

Türkiye'de T. Erdoğan ve AKP iktidarı, sayıları en az toplam nüfusun yüzde12-17'si arasında olan Alevi-Bektaşi inanç ve kültürüne sahip yurttaşlara sanki hiç ayrımcılık uygulamıyor, sanki hiç dışlamıyor, aşağılamıyor, yönetimde onlara yer veriyor, büyük kamu ihalelerinden ve kredilerinden yararlanmada eşit davranıyor da bunlar Maliki'yi suçluyorlar.

DIŞLAMA AYYUKA ÇIKTI

Ben görevlerim gereği, incelediğim ve gördüğüm, güvenilir raporlara istinaden, Türkiye'de Alevi-Bektaşi inanç ve kültürüne sahip, öz be öz Türk ve Türkmen kökenli olan sayıları bugün asgari 11-14 milyon kişi olduğu tahmin edilen yurttaşlarımıza karşı, böylesi açık bir dışlama, yönetimden uzaklaştırma, ayrımcılık ve aşağılamaların bu denli ayyuka çıktığı ve alenileştiği bir dönem yaşamadım doğrusu.

Son yıllarda tek bir bakan, tek bir müsteşar, tek bir orgeneral, bu güzel insanların arasından atanmış veya göreve getirilmemiştir.

Hakimin verdiği kararı beğenmeyen, mezhepçi-gerici-ayrımcı iktidar zihniyetinin burada bile, mezhep ayrımcılığını sıkılmadan yaptığına hepimiz tanık olmadık mı?

Alevi-Bektaşi inanç ve kültürüne sahip, özbe öz Türk ve Türkmen kökenli olan bu insanlarımız, tüm bu hukuksuzluklara, haksızlıklara, diri-diri IŞİD yöntemleriyle yakılmlarına rağmen, asla şiddete ve teröre yönelmediler. Her zaman barış ve hukuktan yana oldular. Felsefe ve inançları gereği "incinsen de incitme" demeyi bildiler.

"Bizi yönetimden dışladınız, ayrımcılık yaptınız, Maraş'ta katlettiniz, Sivas'ta diri diri yaktınız" diyerek, intikamcılığa, teröre ve şiddete asla yönelmediler.

Vergilerini verip, askerliklerini yaptılar. Laik-demokratik rejimin, her türlü dinci ve mezhepçi diktatörlükten, çok daha iyi olduğuna inandılar.

Bu rezil görüşleri yazanların mantığına göre, yönetimden dışlandıkları veya haksızlığa uğradıkları için, IŞİD'çiler gibi mi davransalardı.

Bunları yazanları, yayınlayanları, ortaçağın kanlı ve gerici mezhep savaşlarını kışkırtan, bunlara mazeret üreten yobaz kalemleri ve iktidar yanlısı tüm bu rezil dinci militanları kınıyor, ayıplıyor, yazıklar olsun diyorum.