26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Milli Merkez Almanya’da da Kuruluyor!

Ufuk Söylemez

Ufuk Söylemez

Eski Yazar

A+ A-

Sizler muhtemelen bu satırları okurken ben Almanya yolunda olacağım. Bu akşamüstü Berlin’de Milli Merkez Almanya Temsilciliği’nin kuruluş toplantısına konuk konuşmacı olarak katılacağım.

Almanya Atatürkçü Düşünce Dernekleri Birliği Genel Başkanı Sn. Bülent Demiral, Türkiye Gençlik Birliği Almanya Genel Başkanı Sn. Beyhan Yıldırım, Sn. Dr. Yavuz Dedegil ve Sn. Dr. Yusuf Özmen’in katılacağı büyük buluşmaya gidiyorum.

Almanya’da Anavatana büyük bir sevgi ve sadakatla bağlı olan, Atatürkçü, Cumhuriyetçi, demokrat vatansever, milli, duyarlı yurttaşlarımızla buluşacağız. Sağ-sol demeden, parti ayrımı gözetmeden, demokratik bir Kuvayı Milliye hareketi olan Milli Merkez’in Almanya Temsilciliği’nin kuruluş coşkusunu hep birlikte paylaşacağız. Atatürk’te Birleşeceğiz.

Ülkemizde yaşanan gelişmeleri onlara aktarırken, onların da Vatanımıza ve Cumhuriyetimize bağlılıklarını, hasret ve özlemlerini Türkiye’ye getireceğiz.

Dönüşte Berlin’de yaşadıklarımı sizlerle paylaşacağım.

Esad’ı bırak, PKK’ya bak!

Önceki gün T. Erdoğan, İstanbul’da TÜMSİAD Ulusal Kobi Şûrası’nda bir konuşma yaptı.

Çanakkale Savaşı ve Kıbrıs Barış Harekâtı ile komşu-Müslüman Suriye’ye haçlıların yapacağı bir saldırıya destek vermeyi adeta eşit olarak gördüğü anlamına gelen bir şeyler söyledi.

Dinlerken kanım dondu adeta. Neresinden düzeltelim?

Emperyalist ve işgalcilere karşı vatan ve namus müdafaası destanı olan Çanakkale Savaşı ve Osmanlıdan beri Türk toprağı olan Kıbrıs’ta Rumların soydaşlarımıza yaptığı katliam ve saldırılara karşı, soydaşlarımızı ve toprağımızı korumak için yapılan harekât “Haçlılara karşı yapılmıştır, namus ve vatan müdafaasıdır.”

Komşu Müslüman Suriye’de ise bir iç savaş yaşanıyor. Çeteci sözde muhalifler kimyasal silah kullanarak provokasyon yapıyor.

Burada bir yandan Esad’ın haksız olduğunu söyleyerek, öte yandan masum sivilleri, sırf mezhepleri nedeniyle katledip ciğerlerini söken vahşi dinci El Nusra haklı diyerek taraf olunur mu?

Haçlılarla birlikte Suriye’de mezhep savaşına girmemizin hiçbir ahlaki-vicdani-tarihi-siyasi ve hukuki gereği ve gerekçesi yoktur, olamaz da.

T. Erdoğan bu asabi halleri ve bağıran öfkeli üslubu ile milletimizi maalesef geriyor, mezhep gerilimlerini bilerek veya bilmeyerek tetikliyor, komşudaki iç savaşta El Kaideci, El Nusracı vahşi- katiller sürüsünü Haçlılarla birlikte korumaya yarayacak bir müdahalenin çağrısını yapıyor.

Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’na böyle bir tavır ve teşebbüs hiçbir şekilde yakışmaz. Türk Milletinin büyük çoğunluğunun hatta Batılı ülkelerdeki halkların dahi meşru ve haklı görmediği bir Suriye müdahalesine böyle büyük bir gayretle, müdahil ve taraf olmamız, dünyada da ülkemizde de hiçbir şekilde hoş karşılanmaz.

Esasında, T. Erdoğan, AKP iktidarının köşeye sıkıştığını görüyor. Toplumsal olaylar, demokratik protestolar giderek artıyor.

Ekonomide art arda tehlikeli veriler açıklanıyor, riskler çoğalıyor. Dünyada değersizleşen politikalarıyla ülkemiz dış politikada yalnızlaşıyor.

Ancak, bu açmazlardan, ABD’nin yanında tetikçilik ve kışkırtıcılık rolleriyle, ülkemizi kendine ait olmayan bir savaşa sürüklemek suretiyle çıkmak mümkün değildir. ABD bile müdahaleye ayak sürerken, bu telaş bu gayret bu savaş kışkırtıcılığı üslubuna haklı bir anlam yüklenemez.

T. Erdoğan “Ülkemize saldıranlar olduğu zaman yurtta sulh, cihanda sulh diyemezsiniz” buyurmuş. El hak, doğru demiş.

Ülkemize milletimize saldıranları, tehdit edenleri mi arıyorsun? Uzağı bırak, Esad’ı bırak, eli kanlı bölücü PKK’lıların yaptıklarına bak!

Türkiye’de gündemi değiştirmek ve ABD’ye yaranmak amacıyla eli kanlı vahşi yobaz El Kaide ve El Nusra tarafında Suriye’nin iç savaşına karışmak maceradan öte siyaseten intihar olur. Bunun da vebali çok büyük olur.