26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

NATO zirvesinde Türkiye’ye tuzak: DDM

Gaffar Yakınca

Gaffar Yakınca

Gazete Yazarı

A+ A-

NATO zirvesi yaklaşıyor. 2019’daki zirvede NATO’nun gelecek vizyonunun revize edilmesi gerektiği yönünde bir karara varılmış, Genel Sekreter Stoltenberg, bu iş için özel bir danışmanlar kurulu atamıştı. Bu kurul geçtiğimiz yılın Kasım ayında “NATO 2030: Yeni bir çağ için birlik” adlı bir projeksiyon raporu yayınladı. NATO’nun kendini nasıl yenilemesi ve önceliklerinin neler olması gerektiğini söyleyen rapor, gelecek hafta yapılacak zirvenin gündemini belirliyor.

Raporun ele aldığı pek çok konu olmakla beraber, önümüzdeki dönem NATO’ya çizilecek yol haritasını iki başlıkta özetlemek mümkün:

1- NATO, yeni soğuk savaşın başlangıcını ilan ediyor

2- Bu dönemde en önemli sorun olarak üyeler arası uyumu gösteriyor

NATO’nun yeni soğuk savaş konseptinin hedefinde Çin ve Rusya var. Ancak, bu savaşın üzerine inşa edileceği “aşırı tehlikeli Doğulu düşmanlar” algısı üye ülkelere pek inandırıcı gelmiyor. NATO üyesi pek çok ülke bu savaşa katılma konusunda isteksiz davranıyor. Nitekim Türkiye, Almanya, İtalya, Macaristan gibi ülkeler, Rusya ve Çin’e karşı dostça yaklaşıyor. Hatta İngiltere ve Yunanistan bile bu “sözde düşmanlarla” yakınlaşmanın yollarını arıyor.

Dünyada Amerikan hegemonyasının bitişinin doğal bir sonucu olan bu durum, NATO için hayati önemdeki ikinci konuyu, uyum sorununu gündeme getiriyor. “İttifak üyeleri uyum içinde hareket etmelidir” denilirken, aslında üye ülkelerin ABD çizgisinden çıkmaması gerektiği kast ediliyor.

Raporun bu konuda iki önerisi var. Birincisi teknik: Kararların alınmasındaki oybirliği ilkesini “gevşetmek”, bu usul hepten kaldırılamasa bile veto hakkını sadece bakanlar düzeyinde tutmak. Zirvede bu konuda bir gelişme olur mu bilinmez. Ancak, Türkiye, Almanya, İngiltere ve bazı Doğu Avrupa ülkelerinin böyle bir düzenlemeye karşı oldukları biliniyor.

SİNSİCE PLANLANAN BİR MEKANİZMA

Üyeleri Amerikan çizgisine zorlamak için önerilen ikinci yöntem ise çok daha önemli. Raporda, üye ülkelerin “ortak demokratik değerlerden” uzaklaşmaması için NATO bünyesinde bir Demokratik Dayanıklılık Merkezi (DDM) kurulması öneriliyor. “Ortak demokratik değerler” sözünü siz, Amerika tarafından ihraç edilen küreselci liberalizm olarak okuyabilirsiniz.

Tasarı kabul edilirse NATO, ilk kez üye ülkelerin sivil siyasetine doğrudan müdahale edebilecek açık bir mekanizma kurmuş olacak. Açık mekanizma diyoruz, çünkü gizli kapaklı olanlar zaten NATO’nun ilk yıllarından beri çalışıyor. Kısaca Gladyo adı ile kodlanan bu yapılar, Türkiye için hala bir sorun olmaya devam ediyor.

Üye ülkeleri “hizaya getirmek” için onların iç işlerine karışabilecek DDM projesinin sahibi ABD’li Demokrat vekil Gerald Connolly. Connolly, bu fikri 2019 yılında piyasaya sürmüş ve 2020 yılında da NATO Parlamenterler Asamblesi Başkanı seçilmiş. “Connolly’nin başkanlık ajandasındaki tek iş budur” desek, abartmış olmayız. Bu göreve gelmesindeki en önemli maksadın DDM’nin hayat geçirilmesi olduğu anlaşılıyor. Ayrıca projenin ABD’deki tüm siyasi taraflardan ve kurumlardan aldığı destek bunun çok önemli bir “devlet projesi” olduğunu gösteriyor.

ABD Dışişleri Bakanı Blinken’in NATO zirvesi hakkında Temsilciler Meclisinde yaptığı toplantıda konuşan Connolly, “bazı NATO ülkelerinin demokrasiden uzaklaştığını, DDM’nin bir an önce hayat geçirilmesi gerektiğini” söyledi. Blinken ise kendisine ve meclise bu konuda güvence verdi. NATO Genel Sekreteri Stoltenberg de uzun süredir DDM projesine tam destek veriyor.

PEKİ BU DDM’NİN İÇİNDE NE VAR?

Gladyo’dan daha açık ve sivil bir yapı olarak tasarlanan DDM’nin “demokraside geri kalan” üye ülkelerde müdahil olacağı alanlar şöyle sıralanıyor:

- Hukuk düzeni ve insan hakları

- Parlamentoların demokratik işleyişi ve siyasi temsil

- Hesap verilebilirlik ve şeffaflık

Dikkat ederseniz her üç madde de ABD’nin Türkiye’ye yönelik kullandığı kriz başlıklarına denk düşüyor. Birinciden FETÖ ile mücadeleye, ikinciden HDP/PKK’nın kapatılmasına ve üçüncüden mafya Youtuber’ın videolarına doğru bağlantılar kurabilirsiniz. ABD’nin bir süredir “turuncu devrimler” ve beşinci kol faaliyetleri ile yapmaya çalıştığı işleri, şimdi NATO’nun yeni sivil aygıtı DDM yolu ile gerçekleştirmek istediği anlaşılıyor.

Bu projenin hedefindeki ülkenin Türkiye olduğunu kestirmek zor değil. Hükümet, NATO zirvesindeki bu tuzağı görmeli ve ona göre pozisyon almalı.