27 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Skandal raporda aynı gericilik

İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük Dersi’nin kaldırılması da talep edilmektedir. İnceledikleri yüzlerce ders programına dair cümlelerin yarısı İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük dersinin ne kadar “sorunlu” olduğuna ilişkindir.

Skandal raporda aynı gericilik
A+ A-

CUMHURİYET YIKICISI EĞİTİM MÜFREDATI - 3

Mustafa Solak / Tarihçi Yazar

Eğitim Bir Sen’in (EBS) “Gecikmiş Bir Reform: Müfredatın Demokratikleştirilmesi” başlıklı raporuna baktığımızda müfredatların milletle ve gelenekle barışık olmadığı, Osmanlı’ya dair ne varsa kötü kabul edildiği, Atatürk devrimlerinin çoğulcu ve eleştirel bir şekilde yansıtılmadığı, militarist, askeri darbeler ürünü, aşırı milliyetçi olduğu ve devleti yücelttiği, İslam dinine yeterince yer vermediği eleştirileriyle karşılaşıyoruz.

İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük Dersi’nin kaldırılması da talep edilmektedir. İnceledikleri yüzlerce ders programına dair cümlelerin yarısı İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük dersinin ne kadar “sorunlu” olduğuna ilişkindir. Dahası imam hatip ortaokul ve lise ders kitaplarını inceleme kapsamına almamışlardır.

Raporun” Giriş” kısmında Kemalizm üzerinden Cumhuriyet, ulus, ulusal devlet, laiklik karşıtlığı şöyle ifade edilmiş:

“Modern Türkiye’nin kurulma sürecinde, eğitim siyasal elitlerin elinde çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmanın, modern seküler (laik) bir toplum ve birey inşa etmenin temel aracı olmuştur...Kemalizm, Cumhuriyetin kuruluşundan günümüze eğitim sistemini üzerindeki kurucu etkisini sürdürmektedir. Bu ideoloji, devleti bireye önceleyen, farklılıklara izin vermeyen ve tek tipçi bir eğitim anlayışını dayatmaktadır.” (http://www.egitimbirsen.org.tr/ebs/manset/3969/ideolojik-kaygilarin-uzaginda-pedagojik-ilkeler-isiginda-yeni-bir-mufredat, erişim tarihi 05.01.2017, sayfa 13. Bundan sonra sadece sayfa numaraları belirtilecektir.)

Daha baştan “elit” lafını kullanmak “halktan kopuk yöneticiler” algısı yaratmaya yöneliktir. Peki gerçek bu mudur?

Örneğin İçişleri Bakanlığı yapan Şükrü Kaya özgürlük mücadelesinden dolayı 2. Abdülhamit’in hafiyelerince izlenmiş, İzmir Kuvayi Milliye örgütünde yer alarak savaşmış biridir. İngilizlerin emriyle Malta adasında esir edilmiştir.(1) Adalet Bakanlığı yapan Mahmut Esat Bozkurt hem hukukçu hem de Kuvvacıdır. Belinde mermi resimlerini görmüşsünüzdür. Cumhurbaşkanlığı da yapan Celal Bayar “Galip Hoca” lakabıyla Ege bölgesinde köy köy dolaşarak işgale karşı halkı örgütlemişti. Listeyi uzatabiliriz.

Dikkat edersek EBS Kemalizm adına işlenen hatalardan değil doğrudan anlattığımız tarihsel sürece itiraz ediyor.

ULUSAL DEVLET DÜŞMANLIĞI

EBS ulusçuluk kavramı üzerinden ulusal kimlik ve ulusal devlet karşıtlığını şu ifadeleriyle sergiliyor: “Genel itibari ile 19 ve 20’nci yüzyıllar ideolojiler çağı olarak nitelendirilmektedir. Bu tanımlama, bu yüzyıllarda kitleleri harekete geçiren, yönlendiren, ülkelerin idarî rejimlerini belirleyen, siyasî akımları ve yönelimleri şekillendiren milliyetçilik ve ulusçuluk gibi ideolojilerin hızla ortaya çıkmasından ileri gelmektedir.”(s.21)

EBS’nin rahatsızlığı ulusal kimliktendir. Milli Güvenlik derslerinin kaldırılmasını ve “Andımız”ın zorunlu okutulması uygulamasına son verilmesini memnuniyetle karşılamalarını ise bu kapsamda örnek olarak verebiliriz.(s.28)

EBS, müfredatların oluşturulmasının evrensel ile yerel dinamiklerin sentezi zemininde genellikle yerel otoritelere veya okullara bırakılmasını istemektedir.(s.108, s.29)

ATATÜRK’E SUÇLAMA

EBS, Atatürk’ün eskiye ait hangi kurumların yerine Batı kurumlarını örnek aldığını, hangi eskiye ait her şeyi yanlış saydığını örnek vermeksizin rahatlıkla onu suçlamaktadır:

“Genel olarak yönünü batıya dönen ve kendine ait kurumların yerine batıdaki kurumları örnek alıp yerleştiren bir anlayışla yapılan inkılaplar anlatılırken eskiye ait her şeyi yanlış sayan bir üslubun benimsenmesi geçmişe dair önyargılar oluşturma ihtimali içermektedir.”(s.47)

Atatürk’ün Batı uygarlığını hedef gösterme gibi anlayışı yoktur. Batıya karşı bağımsızlık mücadelesi veren Atatürk “biz bize benzeriz” diyerek milli benliğin korunmasına önem vermiştir.

EBS ders kitaplarının tek tipçi, endokrinasyonu hedefleyen, aşırı milliyetçi, militarist, savaşı ve şiddeti sıradanlaştıran bir özelliğe sahip olduğu, tarih ve millet anlatısının tek adam kültü ekseninde kurulduğunu düşünmektedir.(s.30) 2012’de bunların azaltılmasına yönelik şu çabalar örnek verilmiştir:

“Andımız’ın zorunlu okutulmasının kaldırılması, Mili Güvenlik dersinin kaldırılması, 19 Mayıs kutlamalarının artık okullarda kutlanmaması kararları”(s.31)

DEVRİM KANUNLARINI KALDIRMA

İlgili sendika, inkılapların ve uygulamaların birçoğunu (şapka ve kıyafet inkılabı, tekke ve zaviyelerin kapatılması, Tevhid-i Tedrisat Kanunu, Terakkiperver Cumhuriyet ve Serbest Cumhuriyet partilerinin kapatılması, miladî takvim ve uluslararası saat uygulaması, Harf İnkılâbı ve Millet Mektepleri) “düşünce ve kanaat hürriyeti”, “din ve vicdan hürriyeti” ve “örgütlenme hakkı”nın ihlali olarak görmekte ve aşırı ideolojik bulmaktadır.(s.39-40, 43)

EBS, yeni harflerin kabulünün Arap harflerinin (Osmanlıca) kullanış zorluğu yüzünden okuryazar oranının düşüklüğü gerekçesine dayandırılmasına itiraz etmektedir.(s.47)

Atatürk inkılâp ve ilkelerinineğitim felsefesinin bilimsel ilke, yöntem ve süreçlerle oluşturulmasını gölgelediğini(s.39) iddia eden EBS, İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük Dersi’nin hak ve özgürlükleri ihlal ettiğini savunmaktadır.(s.68) Atatürk ilkelerinden bazılarının “günümüzde geçerliliği kalmadığı” iddiası ise komiktir.(s.77) FETÖ başımıza bomba yağdırırken laikliğin önemi daha fazla kendini hissettirmiyor mu? FETÖ darbesi millet egemenliğine ipotek koyma anlamı taşıyorken millet egemenliği şeklinde tanımlanan Cumhuriyetçilik nasıl olur da geçerliliğini yitirir!

O kadar tektipçilik, çoğulculuk diyen sendika neden diğer dinlere ve Alevilere yönelik müfredatlardaki ayrımcı hükümlere karşı çıkmamaktadır. Örneğin “Akaid ve Kelam” 11 ve 12. sınıf ders kitaplarında Müslüman olmayanların kestiğinin yenilmeyeceğinden, onlara selam verilmeyeceğinden(2), “Aşırı Şii”lerin Müslüman olmadığından(3) bahsedilmektedir. Yapılması gereken müfredattaki insanlık onuruna, farklı din ve mezheptekilere, kadına karşı ötekileştirici, tektipleştirici, farklı bakış açısına izin vermeyen ifadeleri çıkarmaktır. Cumhuriyet ve devrimlerin kazanımlarını anlamak, bugüne çözüm bulmak için müfredatta Atatürk ilke ve inkılaplarına daha fazla yer verilmelidir.

Dipnotlar

1- Mustafa Solak, Şükrü Kaya (Atatürk’ün Bakanı), 3. Baskı, Kaynak Yayınları, İstanbul, 2016

2- U. Murat Kılavuz, Nihat Morgül, Veli Karataş, Eba Müslim Yaşaroğlu, Ed. Ahmet Saim Kılavuz, Anadolu İmam Hatip Liseleri Akaid ve Kelam 11, 3. Basım, Millî Eğitim Bakanlığı Yayınları, Ankara, 2016, s.38-39.

3- Kılavuz, Morgül, Karataş, Yaşaroğlu, Ed. Kılavuz, Anadolu İmam Hatip Liseleri Akaid ve Kelam 12, s.47, 121.

Son Dakika Haberleri