26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Şalter indiren işçinin mesajı

Mehmet Bedri Gültekin

Mehmet Bedri Gültekin

Eski Yazar

A+ A-

Bursa’da Reno işçilerinin üretimi durdurmasının ardından Bursa’da ve Kocaeli’de toplam olarak 20 binin üzerinde işçi, eşit işe eşit ücret talebiyle direnişe geçti. 

Seçime üç hafta kala işçileri bu çapta harekete geçiren nedenler üzerinde önemle durmak gerekmektedir.  

Normal olarak seçimlerin hemen arifesinde bu tür emekçi hareketleri olmaz. Çünkü seçimler yaklaşmıştır. Seçime katılan ve bir şekilde iktidar olması muhtemel olan Partilerin vaatleri vardır. Hepsi de “Cenneti” vaat etmektedirler. 

Kitleler böyle durumlarda, genellikle seçim sonuçlarını beklerler. Hatta seçimden sonra bir sürenin geçmesi de normal karşılanır. Herkes, kimsenin elinde sihirli değnek olmadığını, vaatlerin gerçekleşmesi için bir zamana ihtiyaç olduğunu düşünür. 

DURUM DEĞİŞMİŞTİR 

Ama bugün emekçilerin seçime ve seçim sonrasına farklı yaklaştıklarına tanık oluyoruz. 

Sistem Partilerinin vaatleri veya seçimden sonra hangi Partilerin iktidar olacağı ile de çok ilgilenmedikleri ortaya çıkmıştır. 

Yeni bir durum vardır: 

1. İşçiler Sistem Partilerinin vaatlerine inanmamaktadır. Haklarını ancak mücadele 

ederek, kendi güçleriyle alabileceklerini anlamışlardır. Seçim sonuçlarını beklemeyi zaman kaybı olarak değerlendirmişlerdir. 

2. İşçiler, sistemin hangi Partisi’nin iktidar olacağı ile de ilgilenmemektedirler. Başka 

bir ifadeyle önümüzdeki seçim ile ilgili söyleyecek olursak; AKP’nin tek başına iktidarı, ya da CHP veya MHP’nin içinde yer alacağı AKP’li bir koalisyon, ya da sistem Partilerinin başka bir iktidar seçeneği, işçiler açısından bir anlam ifade etmemektedir. 

İşçilerin şalteri indirmiş olmaları, bu iktidar seçeneklerinden hangisi olursa olsun, sorunlarının çözülmeyeceğine inandıklarını göstermektedir. 

3. İşçilerin eylemini, “biz iktidar olmazsak sıcak para Türkiye’ye gelmeyecek ve 

büyük kriz kaçınılmaz olur” diyen AKP iktidarının ekonomiden sorumlu bakanları Mehmet Şimşek ve Ali Babacan’ın açıklamaları ile birlikte düşünmek gerekir. 

Bugüne kadar borçla dönen ekonomi çarkı, kapitalist dünyada yaşanan daralma ve Türkiye’nin aşırı borç yükü dolaysıyla artık döndürülemez noktadadır. Emekçiler, her zaman olduğu gibi eşiğinden adım atılmakta olan krizin ilk mağdurları olarak alarm vermektedirler. 

4. Bursa ve Kocaeli’de inen şalterler, emekçilerin sistem partilerinden 

uzaklaştıklarının göstergesidir. Kitleleri basın yayın organları aracılığı ile istedikleri gibi yönlendirebileceklerini düşünen, sözde kamuoyu yoklamaları ile halkı imal edebileceklerini düşünenleri, 7 Haziran gecesi büyük bir sürpriz beklemektedir. 

5. Seçime 15 gün kaldığı halde kamuoyu yoklamalarında hala büyük oranda görülen 

“kararsız” seçmen kitlesinin varlığı ile Bursa ve Kocaeli’de eyleme geçen işçi kitlesi aynı gerçeğe işaret etmektedir. 

Önemli bir vatandaş kitlesi sistemden kopmuştur. Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarının gözler önüne serdiği gerçek, daha da belirginleşerek devam etmektedir.Sistem dışı yegâne seçenek olan Vatan Partisi, 7 Haziran seçimlerinin en büyük sürprizi olacaktır. 

EYLEMİN MESAJLARI 

Türkiye; mevcut sistemle ve bu sistemin partileriyle artık yoluna devam edemez. 

Çünkü bu Partilerin ekonomik krize bir çözümleri yoktur. “Kaynak” dendiği zaman akıllarına gelen tek çözüm; “borç bulmak” ya da emekçinin sırtına daha fazla binmektir.  

“Küresel ekonomi ile bütünleşme” adı altında milli sanayi ve tarımı tasfiyeyi savunmaktadırlar. Sonuç milli sanayinin çökmesi, tarımın bitirilmesidir. 

Dış politikada çıkmazda olan Türkiye için ABD ile birlikte hareket etmek dışında önerebilecekleri bir programları yoktur. 

Bölgede ve yurtta barışı değil, çatışmaları derinleştirmeyi savunmaktadırlar 

Laik Cumhuriyete yönelen tehditlerin karşısında değil yanında saf tutmuşlardır. 

Kürt sorununda bugünkü çıkmazın nedeni olan “açılım”da birbirleri ile yarışmaktadırlar. 

Cumhuriyetin eğitimi bitirilmiştir, sağlık paralı hale getirilmiştir. 

İşte bütün bunlardan dolayı sistem Partileri ülkenin sorunlarını çözmek bir yana daha da ağırlaştırmayı temsil etmektedirler. 

Reno işçileri başlayan ve Ford işçilerinin katılımı ile devam büyük işçi hareketi bize bu gerçekleri anlatıyor.  

Ama aynı zamanda yaklaşmakta olan büyük çözümün haberini veriyor.