Suriye halkı öfkeli ve sitem ediyor

Suriye halkı, Suriye başta olmak üzere, bölgemizin yaşadığı her acıda, dökülen her damla kanda, talanda, terörün yaygınlaşmasında, AKP iktidarını sorumlu tutmaktadır. Erdoğan ve Davutoğlu’na duyulan öfke çok şiddetli. Bu haklı öfkenin iki ana sebebi var. AKP’nin savaş öncesi dönemde zor bela tesis edilen iyi ilişkileri istismar edip terör ve işgale Truva atı olduğunu ve Suriye’nin iyi niyetine, dostluğuna ve samimiyetine ihanet ettiği inancı egemen... Türkiye’ye karşı ifade edilen bu kızgınlık, Suriye’ye karşı ihanet içinde olan başta Ürdün ve Suudi hanedanlığı bazı Arap devletleri için de geçerli.
Suriye’de gündem sıcak. Suriye halkı gündemi yakinen takip ediyor. Moskova’da pişen “teröre karşı bölgesel işbirliği” formülünü yoğun olarak tartışıyor. Suriye devleti, bu aşamadan sonra, kamuoyunun hassasiyetlerini nazar-ı dikkate almadan herhangi bir konuda karar alması kolay değil. Moskova’da pişen mucizenin aslında Moskova garantörlüğünde bir Ankara-Şam yakınlaşmasının temel taşının döşenmeye odaklı olduğunu halk idrak ediyor. “Moskova Mucizesi”nin imkan dâhilinde olup olmadığını ve Suriye halkının, AKP iktidarına özel olarak Erdoğan’a duyduğu derin ve şiddetli öfkeye rağmen Ankara ile ilişkilerin tekrar tesis edilmesi konudaki düşüncelerini yarın paylaşacağız. Bu yazıda Suriye’nin dostları olarak bilinen Rusya, İran ve Çin ile ilgili sokaktaki insanın, üniversitedeki akademisyenin, Suriye halkının duygularına tercüman olacağız.
Suriye halkı Rusya, Çin ve İran’a müteşekkir. Ancak halk yapılanı yeterli görmüyor. Bu ülkelerin, Suriye üzerinden siyasi ve askeri kazanımlar sağladığına ve Suriye’ye askeri anlamda gerektiği gibi yardım etmediğini söylüyor. Suriye’nin yanındayız, siyasi çözümü destekliyoruz minvalindeki açıklamaların halkta infial yarattığını görüyorum. Rusya’dan alınan stratejik silahların devletlerarası savaşlarda etkili oldukları ancak her türlü askeri araçlarla donatılan mobil terör örgütlerine karşı kullanılmayan türden olduklarını ifade ediyor.Rusya’nın savaşın ilk gününden itibaren Suriye’nin yanında durduğunu ancak Rusya’nın Irak, Körfez ülkeleri ve daha nice devlete temin ettiği en hassas teknoloji ile donatılmış son model savaş uçakların, saldırı helikopterlerin ve uydu askeri iletişim olanaklarından Suriye’nin yeterince yararlandırılmadığı kanaati yaygın.
Suriye, Irak-İran savaşı (1980-1988) esnasında Arap devletlerin itirazlarına rağmen Irak saldırısını eleştirmiş ve İran’ın yanında maddi-manevi yer almıştı. Bu sebeple ekonomik ablukaya maruz kalmış, başta Irak, Türkiye ve Körfez şeyhliklerinin desteklediği İhvan hareketinin terörüne maruz kalmıştı. Bu sebeple İran’ın bugün elinde olan gelişmiş saldırı helikopterlerinin, uçakların ve modern askeri teçhizatın daha çok tedarik etmesi gerekir diyor. İran’ın, Suriye’yi yıkan AKP iktidarı ile derin ticari ilişkiler kurması, AKP’yi ekonomik olarak beslemesi ve Suriye bedel öderken İran’ın, Körfez ülkeleri ile yoğun ticaret ve yatırım işlerinde olmasına anlam veremiyor. “Suriye, devletlerarası ilişkiler çıkar temelinde olur, sözüne uygun mu yaşamalıydı” diye soruyor, sitem ediyor.
Suriye halkı, Çin devletinin BM üyeliği tarihinde ilk kez veto hakkını Suriye için kullandığını biliyor ve takdir ediyor. Ancak Çin’in Uygur bölgesinden yüzlerce militanın Suriye’ye nasıl kolay gelebildiğine anlam veremiyor. Çin devletinin bu militanların Suriye’den sonra Çin sahasında kullanılacağını bildiğini bu sebeple Suriye’nin teröre karşı savaşında Çin’den daha çok askeri ve iktisadi yardımların gelmesi gerektiğini ama bunu pratikte göremediklerini söylüyor. Halk, Suriye’nin başka ülkelerinde tehlikeli ve hastalıklı kabul edilen mahlukları temizleyen bir saha olarak görüldüğü ve bunların Suriye ordusunun önüne atıldığı ihtimalini sorguluyor.