26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Suriye için Kıbrıs

Mehmet Yuva

Mehmet Yuva

Gazete Yazarı

A+ A-

Şüphesiz Kıbrıs adasının Akdeniz’deki konumu ve önemi hakkında en az yukarıda zikrettiğimiz ülkeler kadar Suriye’yi ilgilendiren bir tarafı vardır. İskenderun Körfezinden kopan Kıbrıs adası en kadim tarihten çağımıza kadar Büyük Şam coğrafyasının medeniyetlerinin nüfuzu altında yaşamıştır. Suriye uygarlığının adaya kurulan ilk kentlerde, medreselerde, tarımı ve ticaretinde derin etkileri vardır. Mitolojide tedavülde olan Zeus’un altın boynuzlu beyaz bir boğaya dönüşerek Suriyeli Prenses Avrupa’yı sırtlayıp Kıbrıs adasına kaçırması öyküsü halen Suriye halk kültürünün vazgeçilmez öykülerindendir.  Ada, İslam tarihinin en etkili hanedanlıklarından olan Emevi devleti başta olmak üzere Bizans ile çekişme ve çatışma yaşayan bütün saltanatların askeri hedefinde olmuştur. Suriye’nin güvenliği, Batı Akdeniz, Ege, Marmara ve İstanbul Boğazının kontrol edilebilmesi için Kıbrıs’ın ehemmiyetini en çok idrak eden hükümdar Emevi devletinin kurucusu Muaviye Bin Abu Süfyan’dır.  Komutanlarına hitaben ettiği, “adanın Rum horozu (Hindi) öttüğünde rahat uyumama engel teşkil ediyor. Kafası kesilmeli ve yurdu istila edilmeli. Bu rahatım ve varlığımız için elzemdir”  ifadesi, Kıbrıs’ın Büyük Şam coğrafyasının güvenliği ve ticareti için ne derece elzem olduğuna işarettir.

ADA VE SURİYE’NİN GÜVENLİĞİ 

Adanın bu özelliği Suriye için halen geçerlidir. Bu sebepledir ki, Suriye özellikle Makarios dönemi Kıbrıs ile bağlantısızlar Hareketi içinde yer almış, 1974 senesinde Yunan Cuntasının Kıbrıs Cumhurbaşkanı Makarios’a yönelik yaptığı darbeden kaçabilen ve sağ kurtulan Makarios’a Suriye Büyükelçiliğinde saklanma imkânı sunduğu iddia edilmiştir.  Kıbrıs Rum Ortodoks Kilisesinin merkezi Suriye’de bulunan Antakya patrikhanesi ile yaşadığı özel ilişkiler, Kıbrıs ile Suriye arasında özel bir bağın kurulmasına vesile olmuştur. Suriye mallarının daha ucuz ve mesafenin gayet makul olmasından dolayı Kıbrıslı vatandaşların günlük alış veriş için kriz öncesi Suriye’yi tercih etmeleri bu bağın pekişmesinde rol oynamıştır. Ayrıca Suriye Kıbrıs olaylarından kaçan çok aileye yurt olmuştur. Bugün Suriye’nin Tartus vilayetinde halen Yunanca (Rumca) konuşan bir semt mevcuttur. Kıbrıs adasında yaşayan Marunî ve Ermenilerin büyük bir kesimi Suriye’den Kıbrıs’a göç eden ailelerden oluşmaktadır.

Suriye’nin en önemli hasmı İsrail’in Suriye hava sahasına birçok kez Kıbrıs hava sahası hattı üzerinden tecavüz etmesi, İngiliz tele-kulak istasyonların Suriye, Lübnan ve Filistin’i dinlemesi, deşifre edilen bu görüşmelerin Suriye düşmanları ile paylaşma tehlikesinin mevcut olması, adada varlığını sürdüren yabancı askeri üsler, Kıbrıs Rum kesiminin İsrail ile son dönemlerde geliştirdiği ilişkiler, Doğu Akdeniz’de İsrail ile doğal gaz arama çalışmaları için ittifaklar kurması Suriye için yakinen takip edilen ve rahatsızlık yaratan hususlardır. 

Not: Malum seçim sürecindeyiz. Sosyal medya ve toplumda etkili bir okuyucu ve takipçi canlarımız var. AKP, CHP, MHP ve HDP’nin eleştirilmesi gereken söylem ve eylemlerini eleştiriyorum. Haliyle, Vatan Partisi’nin program, tüzük, söylem ve eylemlerini tartışıyoruz. Hatay seçmeni,  Suriye konusunda en dik duran ve bunun için bedel ödeyen Vatan Partisi, Ulusal kanal, TGB ve Aydınlık gazetesini takdir ediyor. Ancak bu takdirin oya dönüşmesi gerekiyor.  Okur ve takipçilerim, aynı eleştirel tutumumu neden Vatan Partisi için göstermediğimi soruyor. Vatan Partisi bünyesinde siyaset yapan eski milletvekili ve eski TBMM Başkan Vekili Sayın Hasan Korkmazcan’ın 1972’de idam edilen üç fidanımız Deniz, Hüseyin ve Yusuf’un idamı için “evet” oyu kullandığını söylediler.  Araştırdım iddia doğruydu. Sayın Korkmazcan meseleye açıklık kazandırmalıdır. İnsanların geçmişlerinde hatalı söylem ve eylemleri olabilir. Doğru olan bugün sorumluluk üstlenen insanların öz-eleştiri veya tatmin edici bir açıklama yapmalarıdır.  Bu büyük bir civanmert ve hakşinas davranış olur. İçinde yer aldığı harekete zararı telafi eder. Sayın Korkmazcan’ın 12 Mart muhtırasına karşı yaptığı mücadeleyi de biliyor ve takdir ediyoruz.