26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Suriye’nin güneyine ‘Dürzü’ kumpası

Mehmet Yuva

Mehmet Yuva

Gazete Yazarı

A+ A-

Gündem sıcak ve yoğun. Dünya, Rusya ve İran’ın Suriye savaşına daha aktif katılma ihtimalini tartışıyor. Suriye’ye kara kuvvetleri gönderme planı, Moskova-Tahran-Şam hattında masaya yatırıldı. Rusya’nın, Suriye’ye insani ve başka tür yardımların ulaştırılması için, Yunanistan hava sahası ve üslerini, ABD ve Fransa’nın kuvvetli itirazına rağmen, kullanma izni aldığı sır değil. Rusya ve İran’ın, Şam’a nitelikli silahları ulaştırmaya başladığı da görülüyor. Moskova’nın, Lazkiye-Tartus bölgesine çok amaçlı bir askeri hava üssü için Şam ile ciddi bir müzakere başlattığı biliniyor. ABD, Türkiye’yi Suriye sahasında artık istediği gibi çeviremiyor.
AMAÇ DÜRZİLERİ KIŞKIRTMAKBu gelişmeler, ABD-İngiltere-Fransa-İsrail ekseninde ciddi bir tedirginlik yaratıyor. Suriye sahasında elde ettikleri kazanımları kaybetmemek için sahadaki “müttefiklerini”, taşeronlarını ateşe atıyor. Her türlü cinayet ve kumpası devreye sokuyor. Suriye’nin en stratejik bölgelerinden birisi olan ve Muvahhidin-Tevhitçi (Dürzi) topluluğun en yoğun yaşadığı Horan bölgesinde Suriye devleti ve Esad’a muhalif bir Dürzi lider, genelde sakin olan Sweyda kentinde öldürülüyor. Patlamanın şiddetiyle etrafta bulunan sivil halktan onlarca kişi ölüyor. Malum koro olayın sorumlusu olarak Suriye ordusu ve Esad’ı işaret ediyor. Dürzileri Esad’a karşı isyan etmeye teşvik ediyor. Bir tona yakın patlayıcının kullanıldığı terör eylemi, 2005 yılında Lübnan’da öldürülen Suriye ve Esad karşıtı eski Başbakan Refik Hariri’ye yönelik yapılan saldırıyla müthiş bir benzerlik taşıyor. Her iki eylemin de, sebep-sonuç ilişkileri bağlamında, aynı tornadan çıkmış olduğu ayan beyan zuhur ediyor. BM ve Arap Ligi’nin onayı ile Lübnan’daki iç savaşı bitirmek için 1976’da Beyrut’a asker gönderen Suriye’nin, Lübnan’daki siyasi-askeri varlığına son vermek istiyor. Bunun için, ABD ve Batı’nın önemli bir sava ihtiyacı oluşuyor. Lübnan halkını galeyana getirecek, Suriye ordusuna karşı öfke sebebi olacak ve halkı sokağa dökecek sebep gerekiyor. Lübnan’da nispeten sevilen, Sünnilerin siyasi lideri olarak kabul edilen, Suudi sermayesinin önemli temsilcisi olan ve kamuoyunda “yatırım ve modernleşmenin mimarı”, “Lübnan sevdalısı zengin” olarak ün yapmış eski Başbakan Refik Hariri bir habis suikast sonucu öldürülüyor.
HARİRİ’Yİ KURBAN EDEN ABD Hariri’nin, elektronik erken uyarı sistemiyle donatılmış olan, zırhlı özel aracı ve ona refakat eden koruma konvoyu Beyrut’ta havaya uçuruluyor. Patlama gerçekleştiğinde erken uyarı sisteminin devre dışı kaldığı keşfediliyor. Henüz hiçbir araştırma yapılmamışken malum medya, yalancı şahitler, başta ABD Başkanı Bush oğlu Bush olmak üzere papağan koro, katili ve düşmanı tespit ediyor. Cinayetin arkasında Suriye’nin olduğunu, katliam emrini Esad’ın verdiğini yazıyor, ilan ediyor. 1878’de Küba’yı işgal etmek için, kendi savaş gemisini batırmaktan, askerlerini Havana Limanı’nda denizin dibine göndermekten çekinmeyen, 2001’de İkiz Kuleleri 3 bin vatandaşına mezar yapan ABD, “dostu” Hariri’yi habis amaçları için kurban ediyor. Aynı oyun, bugünde Suriye’nin güneyinde uygulamaya konuluyor.
DÜRZİLER SURİYE CEPHESİNDEBaşkent Şam’ın güvenliğini kaygılandıracak, ABD ve Batı ile müzakerelerde elini zayıflatacak ciddi bir baskının bir başka ayağı, Suriye-İsrail-Ürdün üçgeni olarak bilinen Güney Cephesi’dir. Çoğunluğu burada yaşayan ve Suriye’de takriben bir milyon nüfus olduğu tahmin edilen Dürzilerin büyük çoğunluğu Suriye devleti ve Esad taraftarı. Küçük bir çevre muhalifleri destekliyor. Dürzilerin savaşta muhaliflerle birlikte hareket etmeleri veya orduya destek vermemeleri için Suriye düşmanları ile ortak hareket eden Lübnan’daki Dürzi lider Velid Canbolat, Dürzileri kazanmak için müthiş bir maddi-manevi çaba harcıyor. Ancak buna rağmen Dürzilerin ezici çoğunluğu tavrını değiştirmiyor. Aylardır, bu bölgenin en önemli kenti Dera’yı alamayan, bölgenin askeri hava üssünü düşüremeyen ve yüzlerce kayıp veren muhalif grupların efendileri, Ürdün’ün başkenti Amman’da kurdukları, ABD, İsrail, Ürdün, Katar ve Suudi istihbarat kokteyli “operasyon odası”, Lübnan’da devreye soktukları Hariri kumpası ve fitnesini Dürzilerin içine sokmaya çalışıyor. Ancak Dürziler bu oyunu bozuyor. Ortak bir bildirge yayınlayarak katilin muhalif gruplar ve onlara destek verenler olduğunu ilan ediyor. Olaydan hemen sonra, Suriye ordusuna 7 bin Dürzi, gönüllü asker olarak yazılıyor.