26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Suriye’ye ihanet Akdeniz İsrail’e emanet!

Mehmet Yuva

Mehmet Yuva

Gazete Yazarı

A+ A-

İsrail Başbakanı Netanyahu, Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras ve Kıbrıs Rum yönetimi lideri Nikos Anastasiadis 28 Ocak günü Lefkoşe’de bir araya gelerek, Netanyahu’nun ifadesiyle, “cesur ve tarihi” ad ettiği kapsamlı bir işbirliği ittifakını imzaladılar. İmzalanan anlaşmanın İngilizce metninde, “bölgede mevcut akışkan ve istikrarsız bir ortamda demokratik değerlere, prensiplere ve çıkarlara sahip olan üç ülkemiz... bölgesel barış ve istikrarı yükseltmek adına... ortak projeler ve görevdeşlik ile enerji, turizm, teknoloji, çevrecilik, su alanlarında işbirliği ve terörizm ile göç dalgasına karşı güç birliğini amaç edinir” denildi. Çipras Türkiye’yi kast ederek, “Bu toplantı da hiç kimseyi hedef almıyoruz. Biz hiç kimseye karşı değiliz. Başkalarının katılımından da memnun oluruz” açıklaması ile “İsrail’e mecburuz” diyen AK hükümet ve Sarayı cesur adım atmaya ve İsrail ile iş ve güç birliği yapmaya davet etmiştir.
Bu ittifak ile İsrail, Yunanistan ve Kıbrıs Rum yönetimi, Doğu Akdeniz’deki doğalgaz kaynaklarını, başta Türkiye, Suriye, Lübnan, Mısır ve Filistin’i devre dışı bırakacak şekilde, boru hattıyla AB’ye ulaştırmayı hedeflemektedir. Bu amaca uygun olarak üç ülkenin doğalgaz ve elektrik hatlarıyla birleşmesi için ortak komite kurulması karara bağlandı.

KUDÜS MANZARASI EŞLİĞİNDE ELEKTRİK PAZARLIĞI
28 Ocak’ta Lefkoşe’de vuku bulan zirvenin temeli Kasım 2015’te, Yunanistan lideri “devrimci” Çipras, “barış ve huzur abidesi, terörizme karşı mücadelenin öncüsü” Netanyahu ile İsrail’de (hem de Kudüs’te) bir araya geldiğinde atıldı. İsrail, Güney Kıbrıs ve Yunanistan’ı denizin altına döşenecek yüksek voltajlı elektrik kabloları ve doğalgaz hatlarıyla Avrupa’ya bağlama projesi ‘Euroasian Interconnector Project’ için çalışmalara çok yakında başlanabileceğine işaret etmişti. “Bu kablolar ilk kez İsrail’in elektrik ağını çeşitlendirmesine ve hatta elektrik enerjisi yoluyla doğalgaz ihraç etmesine imkân verecek” diyen Netanyahu özel bir tweet paylaşarak, “toplantıdan önce Yunan Başbakanına İsrail’in başkenti Kudüs’ün muhteşem manzarasını gösterdim” diye yazmıştı.
Yunan halkı ve Ortodoks kilisenin kararlı tavrı sayesinde geçmişte Yunanistan, Filistin Müslüman ve Hristiyan halkına her daim en büyük desteği veren ülkelerin başında oldu. İsrail’i, “ Filistin halkına sistematik bir tehcir, açlığa mahkûm etme, şiddet ve terör estiren terörist bir devlet” olarak görüyordu. Yunan kamuoyu ve birçok yetkili, İsrail devletinin başta Suriye, Mısır ve Lübnan olmak üzere, Arap ve İslam âlemine karşı düşmanca emeller beslediği ve bölgesel barış ve huzuru bozan en önemli devlet olduğunu, yüksek sesle dillendiriyordu. BM’de İsrail’i kınayan bütün kararların altına imzasını atıyordu. En Amerikancı politikacılar ve İsrail Muhibbileri bile Yunanistan’da İsrail’i savunma cesareti bulamıyordu.

İSRAİL VE YUNANİSTAN STRATEJİK ORTAK OLDU
Henüz 1991’den önce Yunanistan, İsrail’i tanımayan bir ülke iken, bugün , “genç, dinamik, isyankâr, sömürgeci AB’ye başkaldıran devrimci, Yunanistan’ın Selahattin Demirtaş’ı, y-Che Geuvara” ve Akdeniz’in meşhur Çipura balığının adaşı Çipras sayesinde bölgesel barış, ekonomik büyüme ve terörizme karşı mücadelede İsrail artık Yunanistan’ın stratejik ortağı. Ve Yunanistan’ın uzun yıllar ağzına pelesenk yaptığı, “Kudüs Filistin’in tarihi başkentidir” ilkesini Yunanistan’ın Selahattin’i Çipras, “terörizme karşı simge lider” y-stratejik ortağı Netanyahu ile ayakları altına almıştı.
Kıbrıs Rum yönetimi lideri Nikos Anastasiadis muhafazakâr Hristiyan olarak tedavüle sokulan partinin yönettiği hükümetin başındaki isim. Partinin kurucusu Glafkos Klerides. Bizde, “Türk düşmanı, Kıbrıslı Türkleri katleden, Enosis hayranı ve Yunanistan sevdalısı” olarak tanımlanan ve malum medyamızın haberleri ile terbiye edilen çevrelerin absürt açıklamalarıyla saldırdığı Kıbrıs Cumhuriyeti ilk Cumhurbaşkanı Makarios’un en sinsi düşmanıdır Klerides.

MAKARİOS VE ESAD DOSTLUĞU
ABD, İngiltere ve İsrail tarafından, “Akdeniz’in Küba’sı Kıbrıs adasının baş belası ve Kızıl Sakal Castro’nun Akdeniz’deki Papazı “ olarak adlandırılan Makarios, İsrail, İngiltere ve ABD’nin baş belası Mısır lideri Cemal Abdul Nasır ve Suriye lideri Hafız Esad’ın can ciğer dostuydu. Filistin davasının en hamasi savunucusu ve Filistin halkının maddi-manevi destekçisiydi. Klerides, Makarios’a karşı tüm tertiplerin içinde yer aldı. Klerides Hindistanlı meşhur Yahudi Dr. İbrahim Erulkar’ın kızı Lila Erulkar ile evlendi. Kızları Katerina (Katherine), bugün ülkeyi yöneten babasının partisi ve Kıbrıs Rum yönetimi lideri Nikos Anastasiadis hükümetinin en etkili üyesi. İsrail’in kâbusu Makarios ve siyasi ruhunun rafa kaldırıldığı Güney Kıbrıs artık Netanyahu ile stratejik ortak.
Savaş öncesi Suriye, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum kesimi ile (KKTC dâhil) stratejik münasebetleri vardı. Bu ülkelerin yönetimleri arzu etse bile kamuoyu baskısı korkusuyla İsrail ile yakınlaşma cesareti bulamazdı. Suriye bu ülkelerin itirazları ve küsmelerine rağmen 1998’den sonra Türkiye ile her alanda stratejik ortak olmak istedi. En nihayet AK hükümet Suriye’nin Brütüsü oldu Doğu Akdeniz’i İsrail’in kucağına bıraktı. Suriye’yi vuran İsrail’e “mecbur ve muhtaç” olur.