27 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Astana'da kritik zirve

Suriye'de kalıcı çözüm için ateşkesin 3 garantörü Türkiye, Rusya, İran ile Suriye Hükümeti ve muhalefetin katıldığı tarihi Astana Zirvesi dün başladı.

Astana'da kritik zirve
A+ A-
Türkiye’yi Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Sedat Önal'ın, İran’ı Dışişleri Bakan Yardımcısı Hüseyin Cabiri Ensari’nin temsil ettiği toplantıda, ABD heyetine Astana Büyükelçisi George Krol başkanlık ediyor. Rus tarafı adına ise Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Suriye Özel Temsilcisi Alexander Lavrentiev ile Dışişleri Bakan Yardımcısı Mikhail Bogdanov görüşmelerde yer aldı. Müzakerelerde Suriye Hükümeti adına masada Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Beşar el-Caferi bulunuyor.

ASTANA'DAKİ İLKLER
Suriye’de 30 Aralık’ta ilan edilen ateşkesin ardından Türkiye ve Rusya'nın ortak çabalarıyla Astana'da düzenlenen zirvede pekçok yönden ilkler yaşandı.
Toplantının en önemli yönlerinden biri, Suriye Hükümeti ile muhalefetin 6 yıl sonra aynı masada doğrudan görüşmeler yapıyor olması. Daha önce Cenevre’de esir değişimi ve bazı güven artırıcı tedbirler için oldukça kısa ve dar kapsamlı bir temas olmasına rağmen bu derece kapsamlı bir buluşma ilk kez gerçekleşiyor.
Aynı zamanda Türkiye ve Suriye Hükümeti de yıllar sonra çözüm için doğrudan temas kurmuş oldu. İki ülke arasında yeniden iletişim sağlanmasının, ilk aşamada teröre karşı sahada ortak hareket edebilme imkanını geliştireceği düşünülüyor.
Konuyla ilgili Aydınlık'a konuşan Emekli Tümgeneral Haldun Solmaztürk, Astana'da çözüme yönelik küçük çapta bir katkı dahi olsa kazanç olacağını belirtiyor. Solmaztürk'e göre ortada çok ciddi sorunlar var ve bu sorunların aşılması için öncelikle Türk Hükümeti'nin Şam ile açık, kararlı, bilinçli bir işbirliği yapması gerekiyor.
İNİSİYATİF BÖLGEYE GEÇİYOR

Astana Zirvesi, katılımcılar tarafından Cenevre'ye alternatif değil bir ön hazırlık olarak nitelendiriliyor. Sahadaki sorunlar noktasında mutabakat sağlanması durumunda bölge ülkeleri Cenevre'de çözüm için tek ses verebilecek. Bu da Suriye'de krizin çözümü noktasında inisiyatifin Batılı ülkelerin elinden alınarak bölge ülkelerinin eline geçmesini sağlayacak.
Emekli Korgeneal İsmail Hakkı Pekin, Trump yönetiminin de bu yeni duruma uygun olarak bölgedeki inisiyatifi Rusya'ya bıraktığı ve işbirliğine yöneleceği görüşünde. Pekin'e göre Washington'dan heyet gönderilmemesinin sebebi yeni bakanların henüz belirlenmemiş olması ve eski yönetimin görevde bulunması.
Tuğgeneral Solmaztürk ise Washington'dan heyet gönderilmemesini ABD'nin toplantıyı küçültücü bir girişimi olarak yorumluyor.
ESAD'LI MI ESADSIZ MI OLACAK?

Önceki günlerde zirvede Suriye'de geçici hükümet kurulmasının gündeme geleceği de iddia edilmişti. Beşar Esad'ın durumu hakkında masadaki taraflar arasında ihtilaf bulunuyor. Rusya en azından 2018 yılındaki seçimlere kadar Beşar Esad'ın görevine devam etmesi gerektiğini savunurken, Türkiye ve muhalefet kanadı Esad'ın görevini bırakmasını istiyor. Astana'da konuşan muhalefet sözcüsü Muhammed Alluş, "Gerçek siyasi çözüm, Esed ve destekçilerinin ülkeden ayrılmasıyla gerçekleşecek” dedi.

Fakat geçtiğimiz hafta Davos'ta “Türkiye artık Esadsız çözümde ısrar edemez, gerçekçi değil” diyen Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek'in sözleri, Türkiye'nin bu konuda ısrarcı olmayacağı görüşlerini doğuruyor.

Marmara Üniversitesi Orta Doğu Araştırmaları Enstitüsü'nden Prof. Dr. Cengiz Tomar da "Türkiye eskiden beri, Esad'ın gitmesinde ısrarcıydı. Ancak bu noktada Türkiye'nin biraz da esnek hareket etmesi ve belki de geçiş sürecinde Esad'ın olmasına razı olması beklenebilir” diyor.
Beşar Esad ise Astana öncesi verdiği demeçte anayasalarında geçici hükümet kavramı bulunmadığını kaydetmişti. Bunun yerine farklı grupları içine alan bir ulusal birlik hükümetinin söz konusu olabileceğini belirten Esad, böylesi bir hükümetin kurulmasının ardından parlamento seçimlerine gidilebileceğini söylemişti.
TÜRKİYE'NİN AJANDASINDA PYD/YPG KONUSU VAR

Türkiye açısından Astana'daki en önemli konu; PYD/YPG'ye karşı Türkiye'nin tutumunun bölgesel bir tavra dönüşmesi. PYD'nin Astana'ya davet edilmesini engelleyerek kısmen bu başarılmış olsa da, zirveden çıkacak ortak bir karar Cenevre'de Türkiye'nin elini güçlendirecek.
ABD'nin PYD'ye karşı tavrı ise hala merak konusu. Yeni başkan Trump, her ne kadar eski yönetimin politikalarını eleştirse de PYD ile yakın ilişkisi bulunan Obama'nın IŞİD Özel Temsilcisi Brett McGurk ile çalışmaya devam etme kararı aldı.
Prof. Dr. Cengiz Tomar, “ABD'nin PYD/YPG’ye arka çıkmaması durumunda Kürt kantonlarının tarihte pek çok defa olduğu gibi hüsrana uğrayacağı” görüşünde. Tomar'a göre “Esad ve Rusya’ya ses çıkarmayacağı anlaşılan Trump’ın ABD’si yekpâre bir Suriye’den yana olmayı yeğlerse, Obama’nın müttefiki PYD/YPG’nin işi zorlaşacak.”
'PYD'NİN DEAŞ'TAN FARKI YOK'

Suriye görüşmelerine katılan muhalefet heyetinin sözcüsü Muhammed Alluş, Astana'da ilk oturumun ardından yaptığı konuşmada, siyasi çözüm konuşulmadan önce ateşkesin sağlamlaştırılması gerektiğini vurguladı. "Ateşkes sağlanmadıkça, ikinci adıma geçmeyeceğiz" diyen Alluş, “hiçbir eyleme katılmadığı halde tutuklu bulunan 13 bin kadının ilk etapta serbest bırakılması gerekir” diye konuştu.
İran komutasındaki güçlerin varlığını da "İran milislerinin Doğu Guta ve Barada Vadisi'nde ne işi var?" diyerek eleştiren Alluş, "PYD'nin, İran milislerinin DEAŞ'tan farkları yok. Bu grupların da terör listesine alınması gerekiyor" ifadesini kullandı.
Dün Reuters tarafından geçilen haberde, Suriye'deki silahlı grupların temsilcileri ile Suriye Hükümeti'nin yüz yüze müzakerelerde bulunmayacağı iddia edildi.
'SİLAHLI MUHALEFET SİYASİ MUHALEFETE DAHİL OLACAK'

Rusya'nın başkenti Moskova'da Macar mevkidaşı Peter Szijjarto ile görüşmesinin ardından konuşan Lavrov, Astana görüşmelerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Görüşmelerde Türkiye'nin BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura'ya muhaliflerle kurulan temaslarda yardımcı olacağını belirten Lavrov, İran'ın ise hükümet temsilcileriyle kurulan temaslarda Mistura'ya destek vereceğini söyledi.
Görüşmelerin gerçekleşmesi için Türkiye'nin işbirliği ve İran'ın desteğiyle aktif çalışma yürüttüklerini kaydeden Lavrov, tüm engellemelere rağmen tarafların bir araya gelmesinden memnun olduğunu belirtti.

Astana görüşmelerinin, silahlı muhalif grupların çözüm sürecindeki tam kapsamlı katılımını pekiştirme amacı taşıdığını söyleyen Lavrov, "Cenevre'dekiler de dahil olmak üzere bundan sonraki turlar, hükümet ile istisnasız tüm silahlı gruplar arasındaki müzakerelere adanacak" ifadelerini kullandı.
Lavrov, silahlı muhalefet heyetinin Cenevre'de siyasi muhaliflere dahil olacağını, bunun Suriyeli taraflar arasındaki müzakereleri daha kapsamlı ve perspektifli yapacağını kaydetti. Öte yandan, siyasi muhaliflerin Astana'ya giden silahlı muhalif heyette değişiklik yapılması için girişimlerde bulunduğunu belirten Lavrov, siyasi muhalifleri müzakere sürecinin dışında bırakmaya çalışmadıklarını vurguladı.
Son Dakika Haberleri