29 Nisan 2024 Pazartesi
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Yüksek faiz lobisi size minnettardır!

Ufuk Söylemez

Ufuk Söylemez

Eski Yazar

A+ A-

T. Erdoğan, kürsülerden esip-gürlüyor.
Yüksek faizlerden yakınıyor, faiz “lobisine” çatıyor, ama ne hikmetse Türkiye yüksek faiz şampiyonluğunu hiç kimseye kaptırmıyor.
T. Erdoğan, faizleri yüksek enflasyonun ve yetersiz yatırımların müsebbibi olarak gösteriyor.
Anlaşılan, faizin sebep değil sonuç olduğunu hala kabul etmek istemiyor.
Emir-komuta ile hamasi konuşmalarla faizlerin indirilmesinin mümkün olmadığını görmek istemiyor ısrarla. Hâlbuki bugün yüksek faizin en önemli sebebi sadece ekonomik değildir. Ülkenin yatırım ikliminin giderek bozulması, ağır borç yüküne batması, hukuk devletinden hızla uzaklaşılarak-otoriterliğin gemi azıya alması, partizanlık ve yolsuzluk iddialarının artık ayyuka çıkması, ekonominin kırılgan hale gelmesi ve siyasal İslamcı zihniyetin giderek azgınlaşmasıdır bugün gerçek sebepler. Ulusal hesap ve verilerin güvenilirliği ve inandırıcılığının bile tartışılır hale getirilmesi, şeffaflık ve hesap verilebilirliğin azalması gibi daha birçok neden de var kuşkusuz ki.
Tabii ki, ülkeye kalıcı-katma değer ve istihdam yaratan doğrudan yabancı sermaye yatırımları yerine, kısa vadeli spekülatif yabancı sermaye yani “sıcak para” girişlerinin en önemli teşvik unsuru da elbette rekor düzeydeki bu “yüksek faiz” ödemeleri.
Gerçekten de, Türkiye bugün dünyanın en yüksek faizini ödeyen, bu suretle de “sıcak para” için adeta cennet olarak görülen bir ekonomi haline getirildi maalesef.
The Economist dergisinin 9060 nolu sayısında, aralarında Avro Bölgesi ve Hong Kong’un da bulunduğu dünyanın en gelişmiş ve/veya gelişmekte olan, önde gelen 43 ekonomisine ilişkin, 10 yıllık Hazine tahvillerinin faiz oranları yayınlandı.

Bu 43 önde gelen ekonomiden belli-başlı gelişmiş ekonomilerin faiz oranlarına hep birlikte bakalım;

Yüksek faiz lobisi size minnettardır! - Resim : 1

Şimdi de gelişmekte olan ekonomilerin faiz oranlarına bakalım;

Yüksek faiz lobisi size minnettardır! - Resim : 2

- Küsuratlar yazılmamıştır.
Görüleceği üzere Türkiye dünyadaki gelişmiş ve gelişmekte olan ilk 43 ekonomi arasında en yüksek ve fahiş faizi ödeyen ülke durumunda.
Toplumsal karışıklıklar yaşayan Brezilya, Venezuella gibi ülkelerin bile faiz oranları, Türkiye’den daha düşük.
İş ve aş yaratamayan, dar ve sabit gelirli halkı yüksek enflasyonla ezen, ağır ve ölçüsüz vergiler salan bir ekonomi, dünyanın en yüksek faizini ödemek durumuna sürüklenmiş ise, o ülkede ekonomi yönetimi de siyasal iktidar da başarısızdır.
Çifthaneli işsizlik, çifthaneli enflasyon ve çifthaneli faizlerle, ülkeyi ve ekonomiyi bu hale düşürenlere bu ayıp yeter de artar bile.
Son söz, ortada faiz lobisi falan yok varsa da bunlara minnettardır.
Çünkü orta yerde sadece “yüksek faiz şampiyonluğu” için elinden geleni ardına koymayan başarısız bir iktidar var. Nokta.