27 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

1 Nisan şakası: Bir cisim yaklaşıyor kaptan!

Hüseyin Vodinalı

Hüseyin Vodinalı

Eski Yazar

A+ A-

Çok felaket bir seçim dönemini geride bırakıyoruz.

Gerçekten de tüm kamuoyu artık yoruldu, usandı hatta tiksindi.

Hakaretler, iftiralar, suçlamalar, beka sorunları, teröristler, tehditler, şantajlar, yandaş pespayelikleri, patlıcan soğan kuyrukları, mutfak yangını, dolar, swap, tank palet fabrikası, Fetö’nün bit kanlanmaları, JP Morgan, Citibank, Deutschebank triosu, ABD’nin tehditleri ve elbette 1 Nisan’dan itibaren gelecek olan kusursuz fırtına.

Herkes biliyor.

Yerel seçim sonuçları ne olursa olsun, Türkiye iç ve dış kaynaklı devasa bir kriz anaforuna kapılmış durumda.

Seçim için yapılan ağrı kesici iğnelerin etkisi 1 Nisan’da geçiyor.

Felaket bir seçim dönemini geride bırakıyoruz ama, daha beter bir geçim dönemine giriyoruz.

Anestezinin etkisi bitiyor ve gerçek dünya ile karşı karşıya kalıyoruz.

450 milyar dolar dış borç var.

Yüksek enflasyona rağmen küçülme yaşanıyor, buna resesyon da değil, slumpflasyon deniyor.

İsterseniz 24 Haziran 2018 seçimlerinden bu yana bazı ekonomik parametrelerdeki değişimleri hatırlatayım size:

Enflasyon: 24 Haziran’da yüzde 15.39, 31 Mart yüzde 19.67

İşsizlik: 24 Haziran yüzde 10.20, 31 Mart yüzde 13.50

Dolar: 24 Haziran 4.67 TL, 31 Mart 5.58 TL

Tüketici Güveni: 24 Haziran yüzde 70.30, 31 Mart yüzde 59.40

Gayri Safi Yurt İçi Hasıla Büyüme: 24 Haziran yüzde 5.30, 31 Mart yüzde – (eksi) 3.00

Halkın gündemi her zaman ekonomidir, kimse aldanmasın.

Sadece bazen, daha kötüsü gelmesin diye de oy verebilir.

Türkiye son 5 senedir dünyada ekonomisi en kırılgan ilk beş ülke arasında.

1 Nisan şakası: Bir cisim yaklaşıyor kaptan! - Resim : 1

Buna bir de Trump’ın ‘ekonominizi mahvederiz’ tehditlerini ekleyin.

Suriye’nin kuzeyindeki Amerikan/PKK tehlikesini, Ege ve Doğu Akdeniz’de ABD, İsrail, Rum-Yunan + Mısır ittifakını da düşünün.

Hatırlayın, 15 Temmuz 2016 FETÖ/NATO darbe girişiminden sadece bir yıl sonra, Norveç’te yapılan NATO’nun ‘Trident Javelin-2017’ tatbikatında Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk düşman liderler arasında gösterilmişti.

Daha yeni, "Amerikan Denizcilik Enstitüsü’nün yayınladığı 'Donanma Taktikleri ve Deniz Harekatı' kitabında Türkiye ve ABD, Ege’de savaştırılırken, 6. Filo da Türk donanmasına saldırıyordu.

2000 yılında da Milenyum Challenge adıyla Türkiye’yi 98 (seferberlik süremiz) saatte işgal tatbikatı da yaptı bunlar.

Şimdi anlıyor musunuz, ABD neden Rus S-400 hava savunma sistemini almamıza bu kadar karşı?

Ben olsam S-400’leri bırakın Hindistan’a filan paslamayı, Haziran, Temmuza değil, 23 Nisan’a isterdim acilen.

Ama hakikaten ortada bir beka meselesi varken, ülkeyi sürekli ayrıştıran partizan ve ideolojik söylemler, bu seçime de, ülkenin geleceğine de zarar verdi.

Türkiye, hem ekonomik, hem siyasi, hem de askeri olarak gerçekten de tehdit altında.

Bakınız…

Bir ve beraber olmanın zamanı geldi de geçiyor bile.

1 Nisan günü geldiğinde buna çok ihtiyacımız olacak.

Düşmanın bizden beklediği, dindar –laik, Kürt – Türk, Alevi – Sünni, Sen – Ben, paylaşım kavgası içine düşmemizve işini kolaylaştırmamız.

Uzay Yolu dizisindeki gibi yaklaşan cismin (krizin) hasarını en aza indirmenin yolu, Türk Milleti’nin yeniden birbiriyle kucaklaşmasıdır.

Yani bir klasik olacak ama, birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz şu günlerdir.

Şaka değil çünkü, gerçekten de yaklaşıyor fena…