27 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

10 Ağustos'un perde arkasında Erdoğan nasıl seçildi?..

Mehmet Faraç

Mehmet Faraç

Eski Yazar

A+ A-

Türk toplumu son 12 yılda hızla bağnazlığa sürüklendi... Son bir yılda 5 binden fazla okulun imam hatibe dönüştürülmesi de molla-medrese, mürit-militan planının hızlanacağını gösterdi...

Ülkede Yeşil Kart taşıyan 10 milyon 500 bin kişi, 2011'de 21 milyon oy alan Erdoğan'ı desteklemeye devam ediyor... Yani "yoksullaştır köleleştir" stratejisi halen AKP'nin en büyük silahı!..

"Yeşil sermaye"den sonra AKP zenginleri de iktidarın geleceği için yaratıldı... Bunlar rant çarkının yürümesi uğruna, AKP zihniyetini ayakta tutmak için her yolu deniyor...

Kim ne derse desin ABD yönetimi de halen Erdoğan'ın arkasında... Çünkü "Genişletilmiş Ortadoğu Projesi" içinde görevlendirilen Erdoğan, Suriye başarısızlığı devam etse de Was- hington, onu Çankaya'da da kullanmaya karar verdi...

Ta ki etnik ve mezhep kavgasının körüklendiği Ortadoğu, taşeronlar eliyle yeniden şekillenene kadar...

Medyanın yüzde 75'inin hükümetin denetiminde olması da Erdoğan'ı Çankaya'ya taşıyan dayanaklardan biri oldu... Yalan rüzgarı, dezenformasyon, iftiracılık, tetikçilik ve örtbas gazeteciliği Erdoğanlı Çankaya algısı için kullanıldı...

Anket firmalarının büyük bölümünün 10 Ağustos için sinsice AKP'ye çalışmasını da kimse göz ardı etmesin... Toplumu yönlendirmede bir kez daha uyduruk anketler kullanıldı... Türkiye'de anket sektörünün rezilliği de kendini Çankaya yolunda iyice dışa vurdu...

Devletin ve bürokrasinin tüm olanakları seçim adaletsizliğinde kullanılırken, kamu kaynaklarının çarçur edilmesi en önemli rezaletti... AKP'li belediyelerin yanı sıra valiler de Erdoğan için para toplarken, hatta propaganda yaparken hiç utanmadı...

Ve nihayet beceriksiz muhalefet çıkmazı Erdoğan'ı Çankaya çıkaran en önemli etkendi...

ÇATI NEDEN ÇÖKTÜ?..

Yani Erdoğan'ın 3 genel, iki yerel seçim, bir halk oylaması ile cumhurbaşkanlığı yarışını kazanmasındaki en büyük gerekçelerden biri de merkez sağdaki boşluk ve muhalefetteki vahim yönetim sıkıntısının devam etmesi...

Toplum, seçeneksizlik ve siyasal boşluk nedeniyle bir kez daha Erdoğan'a oy vermek zorunda bırakıldı.

"Benim hırsızım iyidir" hastalığının, siyasetteki mide bulandırıcı yozlaşmaya rağmen kitle- lere iyice nüksetmesi iktidara katkı sundu...

Türkiye'de "benim memurum işini bilir" zihniyetiyle başlayan duyarsızlık ise yolsuzluk ve rüşvete karşı tepkiyi dibe vurdururken, AKP bu yozlaşmadan cesaret aldı!..

İşte CHP ve MHP, cumhuriyetin ve laikliğin tehdit altında olduğu bir dönemde, Erdoğan'ın karşısına "dindar aday" iddiasıyla çıkarak büyük bir stratejisi hatası yaptı...

Muhalefetin Çankaya seçiminde cemaatle işbirliği yaptığı algısı milyonlarda hayal kırıklığı yarattı... CHP ve MHP, 30 Mart'ta kendilerine oy veren 19.5 milyon seçmenin tamamını bu yüzden de sandığa götüremedi...

Yani irili ufaklı 14 partinin desteklediği "çatı adayı" kitlelerde sinerji yaratamadı... Topluma gülünç gelen "ekmek"li slogandan etkisiz propagandaya kadar bir dizi hata, seçmenin ilgisini çekmedi, sandık protestolarını arttırdı...

13 milyon yurttaşın sandığa gitmemesi, siyasal seçenek sıkıntısını iyice deşifre ederken, seçim sonucu iki muhalefet partisine sert bir uyarı oldu...

Sonuçta muhalefet yanlış adayla kendi ayağına kurşun sıktı ve kitleleri sandıktan uzaklaştırarak Erdoğan'ın önüne kırmızı halı serdi...

CEMAAT TEPETAKLAK!..

Bu seçimin en önemli mağluplarından biri de şüphesiz Fethullah Gülen cemaatidir...

Erdoğan'ın başlattığı ve son dönemde emniyette tutuklamalara da yol açan taarruz yalnızca cemaatte dağılma başlatmadı, Gülencilerle ilgili güç algısının da şehir efsanesi olduğunu ortaya çıkardı...

Yerel seçimde iktidara karşı ekonomiden medyaya, bürokrattan vekile, bedduadan operasyona kadar her yöntemi deneyen cemaat, yerel seçimde zarar veremediği AKP karşısında yine varlık gösteremedi...

Bir yandan Gülen'in cemaat üzerinde pek etkisi olmadığı anlaşılırken, diğer yandan ise Fethullahçıların aslında bürokrasi- deki varlıklarına dayanarak ülkede suni bir güç algısı yarattıkları anlaşıldı...

Velhasıl Erdoğan'a karşı cemaat efsanesi de iki seçimde tepetaklak olurken, yaşanan kavgadan muhalefet zarar gördü...

VE... SUÇLU AYAĞA KALK!..

Toplumun sosyolojik yapısı, medya gücü, anket yalanları, ekonomik kuşatma, beceriksiz muhalefet ve cemaat fiyaskosu sonunda Erdoğan'a cumhuriyete karşı bir zafer daha kazandırdı...

Peki ya ezeli mağluplar?... Bu kaçıncı yenilgi ve bu kaçıncı duyarsızlıktır ki, muhalefet AKP karşısında hezimetini kabul etmiyor?.. Atatürk karşıtı Erdoğan'ın Çankaya'ya götüren muhalefet çıkmazı, dünyanın en geri kalmış ülkelerinde bile siyasi kuramlarda sarsıntıya yol açarken Türkiye'de, koltuk hırsının başarısızlığı örtmesi, kitleleri yılgınlığa sürüklemeye devam ediyor...

Örneğin kritik yasalarda AKP'ye destek vererek tepki çeken MHP'nin kendi içindeki çıkmazı büyüyor...

Peki ya son dört yıl içinde; AKP karşısında 1 genel,bir yerel seçim ve bir halk oylamasından sonra Çankaya seçimini de kaybeden "Yeni CHP"ye ne demeli?..

Ana muhalefetteki siyasal zikzak, yıkım getiren sağa açılım fiyaskosu, cemaatle işbirliği yapılarak Atatürk'ün kemiklerinin sızlatılması yalnızca CHP'yi eritmiyor, asıl önemlisi cumhuriyeti her gün biraz daha uçuruma sürüklüyor...

Sözün özü CHP'deki vahim hatalar artık parti için değil, ülkenin geleceği için sorun olmaya devam ediyor...

Ana muhalefet 2015 seçimlerine de bu kafayla giderse, Erdoğan'ın "ikinci cumhuriyet "planına katkı sunmaktan başka bir işe yaramayacak... Yani tehlike belli de; uyanmak için çok geç kalınacak!..