AKP’yi mat eden teslimiyet operasyonu!..

Önceki gün, sınır ötesindeki bir operasyonun kumanda anından artistik görüntüler medyaya servis edildi... Bir kahramanlık planının hazırlıkları titizlikle yansıtılmıştı!..

Masada ülkeyi yönetenler oturuyordu; Başbakan, Milli Savunma Bakanı, Genelkurmay Başkanı, MİT Başkanı ve Başbakanlık Müsteşarı... Belli ki devletin en stratejik kurumları ve tepe isimler teyakkuzdaydı!..

Bu görüntünün perde gerisinde ise “başkomutan” sıfatıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan da varmış!.. Karargaha gelmemiş ama yaptığı basın açıklamasına göre, olaya hakimmiş, çünkü her şey onun komutası ve gözetiminde yapılıvermiş!..

Bu kadrodan yansıyan görüntüye bakınca, ülkenin müthiş biçimde güvende olduğunu, dış politikanın takır takır yürüdüğünü düşünürsünüz değil mi?..

Nasıl olsa hakimiyet mizanseni tastamam ve bunu zafer gibi yutturacak bir kukla medya da görev başındayken bu şatafatlı tantanadan yanlış bir şey çıkar mı ki?..

TİYATRONUN DIŞ SAHNESİ!..

Operasyon yani, “Şah Fırat” tiyatrosu çok önemli ya?.. Genelkurmay’daki manzara da ona göre dizayn edilmiş...

Hele şöyle ortada haritalar, krokiler, fotoğraflar dururken; operasyon görüntülerinin yansıdığı ekranlar ve esas duruştaki askerlerin önünde, cephede strateji belirleyen komutan edasıyla poz verildi mi, değmeyin komuta kademesiyle siyaset başının keyfine!..

Yandaş medyaya yansıyan ve Başbakan Davutoğlu’nu Genelkurmay Karargahı’nda gösteren afili fotoğraflar için, Usame Bin Ladin’in öldürüldüğü operasyonu canlı izlerken poz veren Obama taklit edilmiş gibi... Dedik ya, fotoğrafın anlamı şu: “Meseleye tamamen hakimiz!..”

Ama neredeeee?.. Suriye’de gece yarısı düzenlenen “Şah Fırat” operasyonunu yönetenler, 1920’den bu yana Türk toprağı kabul edilen Suriye’deki Süleyman Şah türbesini savunamadılar...

Yalnız bu mu, Şam’daki “Emevi Camii’nde namaz” düşleyenler, Suriye’de, Süleyman Şah’ın ruhuna fatiha okuyacak mekan bile bırakmadılar!..

AKP’nin Osmanlıcılık piyesi için ne kadar acı manzara değil mi?.. “Yeni Osmanlıcılar”, “ecdad”ın kemiklerini sızlatmakla kalmadılar, Süleyman Şah gibi önemli bir simayı mezarında rahat bile bırakmadılar...

TARAF VE AVNİ NE DEMİŞTİ?..

Çünkü operasyon bir acayip ve gerisinde tarihin her dönemde sorgulanacak çok derin kuşkular da var... Örneğin;

“Bu operasyon gerçekten yapıldı mı, yoksa daha önce yapılmış bir operasyonu örtbas etme mizanseni miydi?.. Yoksa Süleyman Şah’ın mezarı ve ‘kutsal emanetler’ daha önce mi getirilmişti?.. BDP’li vekillerin iddia ettiği gibi operasyon gerçekten PKK’nın desteğiyle mi gerçekleşti?.. Peki, Suriye’den izin alındı mı alınmadı mı?..”

Soruların hepsi büyük kuşku taşıyor ve belli ki bu yandaş medyanın dezenformasyonu devam ettikçe, gerçekler de uzun süre anlaşılamayacak gibi...

Ancak eskiden yansıyan kimi dehşetengiz bilgiler var ki, gelecekte Süleyman Şah’la ilgili gizlenecekleri de bir çırpıda önemsiz kılıyor...

Söyler misiniz, “Taraf” adlı cemaat gazetesi birkaç ay önce “Hükümet Musul’daki 49 rehine karşılığında Süleyman Şah’ı IŞİD’e verdi” diye yazdığında kıyamet kopmadı mı, Başbakanlık bu haberi hemen yalanlamadı mı?..

Peki, AKP iktidarının tüm operasyon planlarını günler öncesinden deşifre eden Fuat Avni, Ağustos ayında, “AKP iktidarı, Süleyman Şah türbesini taşıyacak, MİT bu konuda hazırlık yapıyor” diye Twitter’da yazmadı mı?..

KAPKAÇ GİBİ OPERASYON!..

Bunların hepsi apaçık yazıldı ve kısa sürede, ne ilginç ki her kuşkulu olayda olduğu gibi örtbas edildi!.. Kim bilir belki de deşifre olduğu için operasyon soğumaya bırakılmıştı!..

Ancak kim ne yazarsa yazsın, sonuçta az ya da çok doğru çıktı... En büyük doğru da Urfa’ya 37 kilometre uzaklıktaki Süleyman Şah türbesinin komik gerekçelerle Türk sınırının en yakınlarına taşınması...

Neymiş efendim; bölge IŞİD ve PKK’nın çatışması nedeniyle karışacakmış, birliklerin güvenliği kalmazmış, kaos çıkarmış vs.

Peki, bir başka ülkenin sınırları ve toprakları adeta işgal edilircesine yapılan operasyondan TBMM’nin haberi var mıydı?.. Bu ülke, sınır ötesi operasyon için Meclis’ten yetki istemek zorunda değil mi?..

Birileri diyebilir ki, “Bu gizli bir operasyon...” İyi de aşiret devleti gibi davranarak, adeta hırsızlık yaparcasına bir başka ülkedeki mezarı taşımak, ileride Türkiye’yi uluslararası hukukun önünde zor durumda bırakmayacak mı?..

İŞTE YAPILMASI GEREKEN...

Evet; hangi amaçla yapılırsa yapılsın, bu kapkaç operasyonu Osmanlıcılık oynayan AKP iktidarının, Osmanlı için en önemli simalardan birinin mezarını korumakta aciz kaldığını kanıtladı...

Hükümetin, “Türbedeki kutsal emanetler ülkeye getirilmiştir” şeklindeki hezeyanı da, her dönemde AKP’nin karşısına, “İyi de türbenin bulunduğu arazi madem Türk toprağıydı, peki vatan toprağı kutsal değil miydi?” sorusunu getirecektir...

AKP iktidarı ya korkak davrandı ya da gerçekten IŞİD’le pazarlığın sonucu olarak, tıpkı IŞİD’in mezar, cami ve türbeleri yıkması gibi, Süleyman Şah külliyesini bombayla yerle bir ederek vatan toprağını terk edip geri çekildi...

Lafı fazla uzatmaya gerek yok... Bu bir dış politika ve sınır güvenliği skandalıdır... Çünkü normalde bir başka ülke böylesi çok önemli bir sorun karşısında en azından şunları yapardı;

Türbeyi koruyan karakola tanklar, helikopterler ve bir tugay konuşlandırılır, tehlike nereden gelirse gelsin dişe diş mücadele edilir ve ne pahasına olursa olsun o türbe korunur, oradaki vatan toprağının varlığı da devam ettirilirdi...

AKP skandal Suriye politikasında bir gol daha yedi vesselam... Hem de seçim öncesi iktidar sandığında gedik açabilecek bir gol!..