27 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Amerikan Kasım Ara Seçimlerinin petrol boyutu

Ersin Dedekoca

Ersin Dedekoca

Eski Yazar

A+ A-

Uluslararası Enerji Ajansı’nın (UEA) son yayınlanan raporunda, petrol pazarının ‘önümüzdeki yıl dengeleneceği” belirtilmektedir.* Bu ifadeyi, “petrol fiyatlarının 2018 yılının ikinci yarısında çalkantılı ve karmaşa içinde olacağını” söylemenin diplomatik yolu olarak değerlendirmekteyiz.

Bilindiği gibi, İran ve Venezuela’ya uygulanan ambargolar, Libya’ya yönelik devam eden kesintilerle birlikte petrol piyasasını oldukça hassas (kırılgan) hale getirdi. UEA’nın üzerinde durduğu diğer bir sorun da, petrol fiyatlarında hızlı bir fırlama ihtimalinin yüksek oluşudur. Bu bağlamda, ham petrolün bugünkü varil fiyatı olan 70 $ ve az üzerindeki seviyelerden 250 $’a sıçramasını olası gören görüşler bulunmaktadır.**

Yukarıdaki beklentinin ana dayanağı da, ABD’de 6 Kasım 2018 yapılacak Kongre ara seçimleri olarak durmaktadır.*** Söz konusu gelişmeler ışığında “petrol fiyatlarında olası kısa dönem olası beklentiler”, bugünkü yazımızın konusu olmuştur.

TRUMP’IN İRAN’A YÖNELİK SAVAŞI

Geçtiğimiz Mayıs Ayı’nda ABD Başkanı Donald Trump, 2015 İran Nükleer Anlaşması kapsamındaki yükümlülüklerinden sıyrılmayı ve Obama döneminde imzalanan Nükleer Anlaşma’yı rafa kaldırmayı başardı. Önümüzdeki Kasım Ayı için İran petrol ihracatına bütünüyle ambargo çağrısı yaptı.

Bilindiği gibi İran ekonomisi petrol ihracatına dayanmaktadır. Geçtiğimiz Mayıs’ta, Nükleer Anlaşma’nın sonucu olarak, İran petrol ihracatı, günde 2,7 milyon varile kadar yükselmişti. Şubat Ayı’nda İran Petrol Bakanlığı, ülkenin önümüzdeki dört yıl içinde bu miktarı 4,7 milyon varile çıkarmayı umduğunu söylemişti. Şimdi görünen o ki, İran petrolü tamamen devre dışı kalacak. Böylesi bir gelişmenin İran ekonomisi ve aynı zamanda İran dışındaki petrol fiyatları için çok önemli sonuçları olacağı kesindir.

Tahran, petrolünün önemli bölümünü alan Asyalı müşterilerinin ABD yaptırımlarına uymayacağını umuyordu. Umutlarını, petrolün önemli bölümünü alan Çin’in yanında, Hindistan ve Türkiye’ye bağlamıştı. Şimdiden, İran’ın iki önemli müşterisi Japonya ve Güney Kore, petrol ithalatında kesintiye gitmeye başladı. Çin ise, ABD yaptırımlarına uymayacağını belirttiaçıkladı. Bu durumda Petro-Yuan, İran ekonomisinin cankurtaranı olacak gibi durmakta.

Bu yeni petrolü fiyatlandırma mekanizması, dolar kurumlarının dışında kaldığı için ABD baskısına da çok maruz değil. ABD baskısından kolay etkilenen Hindistan ABD’den izin alabilirse İran petrolü satın alacağını sürdürebileceğini söyledi. Bundan önceki ambargo sırasında yaşanan Zarrab olayından ağzı yanan Türkiye’de, ABD izine ihtiyaç duyan taraftan olması çok güçlü durmaktadır. Ancak yine de, yaptırım rejimine karşı direnmeyi denemesi de bir olasılık.

ABD ekonomisi ile bütünleşmesi güçlü olan Avrupa firmalarının yaptırımlara karşı gelme ihtimali oldukça düşüktür. Trump’ın mayıs ayındaki sözleri sonrası, anlaşmanın tarafları olan Rusya ve Fransa liderleri, Nükleer Anlaşma’dan ABD’nin çekilmesine onay vermedikleri için, firmalarını ABD yaptırımlarından koruyacaklarını söyledi. Fransa’da Total, Rusya’da da Severstal, İran’la iş yapmayı durdurdu. Bunu başka firmalar da izleyecek gibi durmaktadır.

Eğer İran petrol ihracatı, günde 700 bin varil veya daha azına düşerse, ülke Hazinesi çok sıkıntıya girecektir. Bu miktarın sürmesi de, 650 bin varil İran petrolü ithâl eden Çin’in, ABD’ye rağmen bunu sürdürmesiyle ancak olanaklı olacaktır. İran ekonomisinde şimdilerde yaşanan sıkıntıyı ve ulusal parası olan Riyal’in ne kadar çok değer yitirdiğini her gün gazetelerden izlemekteyiz.

ABD YÖNÜNDEN PETROL FİYATLARI

6 Kasım’da ara seçimlere gidecek ABD’de, yüksek petrol fiyatı ile gidilecek seçimlerin sandıkta hüsran getirdiği bilinen bir kuraldır. Bu gerçeği bilen Trump yönetimi, 4 Kasım 2018’e kadar “İran petrol satın alımının sıfıra inmesini” istedi. İran’dan satın alımın düşmesinin sonucu olarak petrol fiyatları yükselirse bunun sandıkta olumsuz etkisi olacağının farkında olan Trump yönetimi, fiyatları düşük tutmak için en az üç önlem üzerinde durduğu izlenmektedir.

  • Muafiyetler: ABD Hazine Bakanı Steve Mnuchin, Trump yönetiminin İran’a yaptırımlar rejimi içinde ‘istisnaları değerlendirebileceğini’ söyledi. Obama yönetiminin izlediği politikaya benzer bir yaklaşım olan söz konusu uygulamaya göre, İran’dan petrol alımını azaltmaya dair iyi niyet gösteren ülkelere muafiyet sağlanmaktadır. Japonya, G. Kore ve Avrupa, Trump yönetiminin bu hamleyi yapmasını ve böylece karşılaşacakları “enerji tedariki sorununu öteleyebilmeyi” istiyorlar.

  • Stratejik Petrol Rezervi (SPR): 1973 yılında ilk kez petrol üreten ülkeler tarafından uygulanan ve fiyatların 5 kat yükselmesi ile sonuçlanan sonra ABD hükümeti, SPR tutmaya başladı. Washington yönetim bu amaçla, Louisiana ve Teksas’taki yer altı tanklarında 660 milyon varil petrol stoku muhafaza etmektedir. Bu rezerv de, Amerika’nı bir aylık tüketimine eşdeğer gelmektedir. Trump yönetimi bu rezervden 5 milyon varillik test satışı yapmayı ve daha sonra pazara 30 milyon varil salmayı düşünmektedir. Rakam küçük olsa da, sembolik bir anlam taşımaktadır.

  • OPEC ek üretimi : İran’ın KARŞITI Suudi Arabistan, fiyatları düşük tutmak için OPEC limitlerini ihlal ederek, petrol üretimini günlük 10,49 milyon varil çıkarmıştır. Ekonomik krizle boğuşan Suudi Arabistan, kapasitesini günlük 2 milyon varil aşmayı planladığını söylemektedir. Ancak, gerek Riyad’ın bu uygulaması, gerekse diğer OPEC ülkeleri BAE ve Kuveyt’in bu yoldaki ek üretiminin fiyatlar konusunda önemli bir etkisi olamayacağı belirtilmektedir.

Bu üç yaklaşım ile, Venezuella ve Rusya’nın olası ek üretiminin, Kasım’dan sonra İran’ın bırakacağı günlük 1 milyon varil boşluğu doldurabilecek olarak değerlendirmemektedir. Petrol endüstrisindeki yetersiz yatırım ve Libya’daki yeni gerilimler petrol fiyatlarının makul bir seviyede tutulabileceğine dair güveni daha da kırmaktadır.

SAVAŞ OLASILIĞINI BESLEYEN GELİŞMELER

İki hafta önce üst düzey bir İran komutanı, eğer baskı görürlerse karasularını uluslararası petrol tankerlerine kapatacaklarını söyledi. Bilindiği gibi, ticarete konu dünya petrolünün beşte biri Hürmüz Boğazı’ndan geçmektedir. Bu oran, Batı Asya’da çıkarılan petrolün yarısına denk gelmektedir.

Ancak bu kapatmanın yasal zeminin net olmadığı da belirtilmektedir. İran tarafı, 1958 Cenevre Sözleşmesi’ne işaret ediyor. Sözleşmenin 16’ncı maddesi, kıyı ülkeleri, “karasularına masum olmayan geçişleri önlemek için gerekli önlemleri alabilir” demektedir. İran; Suudi Arabistan, BAE ve Kuveyt’ten uluslararası pazara petrol geçişiyle, kendisine karşı başlatılan ekonomik savaşın derinleştiğini savunması güçlü bir olasılıktır.

İran sağlam zemine basıyor olsa da, 34 mil uzunluğundaki ve böylesi stratejik bir boğazı kapatmak, realist pencereden oldukça zor göründüğü gibi, Bahreyn’deki ABD deniz üssünün varlık nedenin de, boğazları açık tutmak olduğu birlikte değerlendirildiğinde, küçük veya büyük çaplı bir savaş ihtimalinin uzak olmadığını söyleyebiliriz.

Özün özü: ABD’deki yaklaşan Kasım ara seçimlerinin Amerikan petrol politikasındaki etkisi bu kadar bilinirken, ülkemizin Washington ile şimdilerde yaşadığı ve ekonomimizi de derinden etkileyen bu gerginlik önceden öngörülüp, Türk dış işlerinin engin deneyimi devreye zamanında alınamaz mıydı?

Her işi ehline bırakmak lâzım…

(*): “World Energy Balances 2018 Overview”, International Energy Agency, 01.08.2018, https://webstore.iea.org/world-energy-balances-2018-overview

(**): Vijay Prashad, “Trump Wil Send Oil and Gas Prices Soaring Even Higher”, http://www.populist.com/24.14.prashad.html

(***): Ara seçimlerde 435 sandalyeli Temsilciler Meclisinin tamamı, 100 sandalyeli Senatonun ise üçte biri (33) yenilenecek. Şu anda her iki kanatta da üstünlüğü elinde bulunduran Cumhuriyetçiler’in temel amacı bu üstünlüklerini sürdürmek.