100 yaşına kadar yaşamanın 4 sırrı nedir?

Uzun ömürlü bir yaşamın anahtarı, saatlerce spor salonunda egzersiz yapmaktan ziyade, gün boyunca yapılan küçük ama düzenli hareketlerde yatıyor olabilir. Uzmanlar; masa başında uzun süre kalmamak, dengeli beslenmek, kaliteli uyku alışkanlıkları edinmek ve genetik mirasın farkında olmanın, 100 yaşına ulaşma yolunda kritik faktörler olduğunu belirtiyor.

İngiltere'deki Salford Üniversitesi’nden Dr. Gareth Nye, uzun ve sağlıklı bir ömrün sırrını The Mirror gazetesine verdiği röportajda paylaştı. Dr. Nye’a göre, uzun süre yaşayan bireyler, spor salonlarında saatler geçirenlerden çok, günlük yaşamlarında aktif olan kişilerden oluşuyor.

HAREKETSİZLİK EN BÜYÜK TEHDİT

Uzun süre oturmanın, sağlığı tehdit eden başlıca etkenlerden biri olduğunu vurgulayan Dr. Nye, özellikle masa başında çalışanlara gün içinde sık sık hareket etmeleri gerektiğini söylüyor. Ayakta çalışmayı mümkün kılan masalar kullanmak ve işe giderken yürümek ya da bisiklet gibi hareketli ulaşım yollarını tercih etmek, sağlığı korumada önemli adımlar arasında.

ALZHEIMER RİSKİNİ ARTIRIYOR

Son araştırmalar, hareketsiz yaşam tarzının Alzheimer gibi ciddi hastalıkların riskini artırdığını gösteriyor. Dr. Nye, “Gün içine yayılan basit ama düzenli hareketler, ağır spor programlarından çok daha sürdürülebilir ve faydalı,” diyerek bu alandaki yaklaşımı yeniden tanımlıyor.

DOĞAL BESLENME

Dr. Nye, uzun yaşamın olmazsa olmazlarından birinin de sağlıklı ve doğal beslenme olduğuna dikkat çekiyor. Alkol tüketimini sınırlamak, sigaradan uzak durmak ve doymuş yağ oranı yüksek işlenmiş gıdalardan kaçınmak gerektiğini söylüyor. Özellikle salam, sosis ve pastırma gibi işlenmiş et ürünlerinin bağırsak kanseri riskini artırdığına vurgu yapıyor. Sağlıklı alternatif arayanlara ise dondurulmuş meyve ve sebzeleri öneriyor; hem besin değeri yüksek hem de zamandan tasarruf sağlayan bu seçeneklerin yoğun iş temposuna sahip bireyler için ideal olduğunu belirtiyor.

KALİTELİ UYKU

Uyku düzeni de uzun ömür üzerinde belirleyici bir etken. Dr. Nye, ideal uyku süresinin 7 ila 8 saat arasında olduğunu ve bu sürenin dışına çıkıldığında ölüm riskinin arttığını ifade ediyor. Yedi saatten az uyuyanlarda ölüm riski %12 artarken, sekiz saatten fazla uyuyanlarda bu oranın %30’a kadar çıktığına dikkat çekiyor.

GENETİK FAKTÖRLER

Son olarak, genetik miras da göz ardı edilmemeli. Dr. Nye, yaşam süresinin yaklaşık %20-30’unun genetikle ilgili olduğunu belirtiyor. Aile geçmişini bilmenin ve düzenli sağlık kontrolleri yaptırmanın, uzun ve sağlıklı bir yaşam açısından büyük önem taşıdığını vurguluyor. Genetik testler sayesinde bireylerin taşıdığı sağlık risklerini önceden öğrenmeleri mümkün olabiliyor.