‘800 baz puanlık faiz indirim alanı var’
TCMB’nin 800 baz puanlık faiz indirim alanı olduğunu söyleyen İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, sanayideki daralma nedeniyle bu alanın kullanılacağını düşündüğünü belirtti.
Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk milli bankası olarak 26 Ağustos 1924 tarihinde kurulan Türkiye İş Bankası, ikinci yüzyılının ilk yılını kutluyor. İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, bankanın 101’inci kuruluş yıl dönümü vesilesiyle AA’ya yaptığı açıklamada, Türkiye ekonomisi ve İş Bankası’na ilişkin değerlendirmelerini paylaştı. Aran, “2025, ikinci yüzyılımızın ilk senesi… 25 milyon müşterimizle, 4 trilyon liraya ulaşan aktif büyüklüğümüzle, 2,8 trilyon liralık nakdi ve gayrinakdi kredi büyüklüğümüzle Türkiye’nin en büyük özel banka konumumuzu koruyarak ikinci yüzyıla çok sağlam bir başlangıç yaptık.” dedi.
GÜÇLÜ REZERVLER VE SANAYİDEKİ DARALMA
TCMB'nin 3. Enflasyon Raporu’ndaki söylemlerinde de vurguladığı gibi şahin duruşu devam ettirdiğini belirten Aran, “Merkez Bankasının yılın kalanında 800 baz puanlık bir faiz indirimi alanı olduğunu düşünüyorum. Politika faizinin yıl sonunda yüzde 35 seviyesine kadar inmesi, 6 puanlık bir reel faizle önümüzdeki seneye giriş anlamı taşıyor. Bu alanın tümünü gerçekten kullanır mı, kullanmaz mı, nasıl değerlendirir elbette veriye ve gelişmelere dayalı olarak göreceğiz ama bende bu alanı kullanacakmış izlenimi yaratan unsur, rezervlerindeki güçlü artış ve sanayideki daralma.” diye konuştu.
Hakan Aran, Merkez Bankasının dezenflasyon patikasıyla kredi büyümesi arasındaki uyuma ilişkin de temmuz sonu enflasyon rakamının yüzde 33,52 olduğunu, buna karşılık Türk lirası cinsi KOBİ kredilerindeki büyümenin yüzde 33,3, ticari kredilerdeki büyümenin yüzde 31,6 seviyesinde gerçekleştiğini, dolayısıyla KOBİ ve ticari kredilerde Merkez Bankası politikaları ile uyumlu bir tablo olduğunu söyledi.
YABANCI PARA KREDİ BÜYÜMESİ GERİLEDİ
Yabancı para kredi büyümesinin Merkez Bankası öngörülerine paralel gitmemesi üzerine o alana da sınır getirildiğini anımsatan Hakan Aran, bunun sonucunda ağustos başı itibarıyla yabancı para kredilerdeki büyümenin yüzde 21,4'e gerilediğini belirtti.
Hem KOBİ hem ticari hem de yabancı para kredilerde enflasyon beklentileriyle son derece uyumlu bir gidişat olduğunu belirten Aran, "Dolayısıyla dezenflasyon patikası için Merkez Bankasını endişelendirecek bir kredi genişleme tablosu yok." ifadelerini kullandı.
İş Bankası Genel Müdürü Aran, Türk bankacılık sektörüyle ilgili değerlendirmelerde de bulundu. Sektörün her türlü şarta uyum sağlayabilecek olgunlukta ve güçte olduğunu vurgulayan Aran, şöyle devam etti:
"Rüzgar nereden ne kadar şiddetli eserse essin, şartlar ne kadar olumsuz olursa olsun hep elinde birden fazla senaryosu olan ve bu senaryolara göre hareket edebilen, büyümesini, küçülmesini kredi portföyünü ayarlayabilen güçlü ve dinamik bir sektör. O yüzden bankacılık sektörünün verimliliği diğer sektörlere göre çok daha yüksek. İçinde bulunduğumuz konjonktürde sektör son derece dirençli bir görünüm sergiliyor. Ben önümüzdeki dönemde de bankacılık sektörünün ekonominin tüm zorluklarına rağmen aynı direnci ve aynı verimliliği gösterebileceğini düşünüyorum."
‘FAİZ İNDİRİMİNDE KESİNTİ SEKTÖRÜ STRESE SOKTU’
Bir yerde sorun olduğunda birleşik kaplar gibi öteki taraftan hemen o sorunu giderecek olan sermaye akışının gelebildiğine vurgu yapan Aran, şunları kaydetti:
"Reel sektörde domino etkisi dediğimiz ve bir şey bozulduğu zaman o bozulanın diğerinin üzerine yıkıldığı durumu, bankacılık sektöründe çok görmüyorsunuz. Bankacılık sektöründe sorunları çözebilecek güçte aktörler var. Herhangi bir yerde, herhangi bir kurum özelinde sorun yaşandığında, başka bir güçlü kurumla o sorun çözülebiliyor, bankacılık kesimi içinde düzenlenerek sorun giderilebiliyor. Sektörün kamuya yük olmadan kendi içinde sorunlarını çözebilme gücü var. Dolayısıyla küresel tablonun bankacılık sektörüne herhangi bir olumsuz etkisi olacağını düşünmüyorum.’"
Hakan Aran, 2025 yılı içerisinde faiz indirim döngüsünün kesintiye uğraması nedeniyle bankacılık sektörünün bir nevi stres testinden geçtiğini, bunun da bankalar üzerinde karlılık ve net faiz marjları konusunda büyük bir baskı yarattığını, bunun etkilerinin bankaların ikinci çeyrek bilançolarında da net bir şekilde görüldüğünü aktardı.
Tekrar başlayan faiz indirim döngüsünün kesintiye uğramadan sene sonuna kadar gitmesi halinde sektörün yılı yüzde 20'li, yüzde 25’li seviyelerdeki öz kaynak karlılığıyla kapatabileceğinin altını çizen Aran, "Yüzde 29 yıllık enflasyonda yüzde 25 öz kaynak karlılığı, her ne kadar reel olarak öz kaynak erimesi anlamına gelse de geldiğimiz seviyeleri, bu süreçte herkesin aslında bir fedakarlığa katlandığını, reel sektörün de benzer durumda olduğunu düşünürsek kabul edilebilir, makul bir seviye diye düşünüyorum. Faiz indirimleri, hem reel sektörün hem finansal kesimin yılı en azından enflasyona yakın bir karlılıkla kapatmalarına vesile olacaktır. Bu da bizim sıkı para politikası içerisinde yumuşak iniş yapacağımız anlamına gelir." açıklamasını yaptı.