‘Bir tek şeye ihtiyacımız vardır, çok çalışmak!’

Türk Devrimi’ne sadık, Cumhuriyet’in bilimsel öğretilerine göre yetişmiş bir öğretmenin duygu ve fikirleri Atatürk’ün hakikat yolunu bizlere anımsatıyor...

Matem yapmadan, vatan mücadelesinin hiç durmadan Türkiye’nin nehirlerinden, göllerinden, denizlerinden ve kentlerinden, köylerinden akacağı gerçeğini, Mediha Demirağ öğretmenimizin 10 Kasım’ da kaleminden dökülen sözleriyle aktarıyoruz:

***

Atatürk, bir milletin kaderinin değişebileceğini, aklın ve bilimin karanlığı aydınlatabileceğini, bir halkın kendi kaderini kurabileceğini hatırlatır bize. “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” derken, gelecek kuşaklara bıraktığı miras, Devletimizi yine O’nun yol gösteren fikirleriyle muhafaza ve müdafaa etmektir.

Atatürk Cumhuriyeti’nde doğmuş nesiller olarak, O’nun fikirleriyle donanmış, bilinçlerimize yerleşmiş tam bağımsızlık ruhu, yine O’nun deyimiyle, damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur.

“Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterim.” derken, herhangi bir kişi, kuruluş ya da ülkenin denetim ve güdümünde olmadan kendi istiklâlini koruması ve yönetmesi bu topraklarda yaşayan her bireyin bilincindeki fenerdir.

Asla karanlığa müsade etmeyiz, etmeyeceğiz…

Bir kurtuluş destanıyla Milli Egemenliğimize ve Cumhuriyet’e giden çetin yolculuğun başarısını halkına mâl eden büyük önderimiz, tüm dünya milletlerinin de kabul ettiği eşsiz liderimiz Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilkelerini, siyasal, sosyal, kültürel, ekonomik hayatını, cumhuriyetçilik, milliyetçilik, halkçılık, devletçilik, laiklik, inkilapçılık olarak tanımlamış, geleceğin yapı taşlarını bu ilkeler doğrultusunda güçlendirerek Türkiye Cumhuriyeti’nin ilelebet devam edeceği yolu göstermiştir.

Milletçe bizi kaynaştıran, bir araya getiren, birlik ve beraberliğimizi güçlü kılan, kederde, kıvançta daima bu gücü hissettiren çözümleri de içinde barındıran Atatürk bilinci, Türk toplumunun en büyük şansıdır.

“Ne mutlu Türküm diyene.” sözünün içindeki ruh işte budur. O halde yine O’nun sözleriyle “Bir tek şeye ihtiyacımız var, çok çalışmaktır.”

Bugün içinde bulunduğumuz durum bizi bir an için umutsuzluğa götürebilir. Ancak yükselen Atatürk gençliği ve bizler, O’nun zamansız, ileriyi gören fikirleriyle üstesinden geleceğiz. İdealimiz, yine O’ nun sözüyle, Türkiye Cumhuriyeti’ni muasır medeniyetler seviyesine çıkarmak olacaktır. İşte şimdi o günlerdeyiz. Umutluyuz, kararlıyız ve çok güçlüyüz.

“1919’ da Samsun’ a çıktım.”la başlayan, 3 ay gibi kısa sürede yazılan, zorlukları nasıl aşmamız gerektiğini anlatan, güzel vatanımızdaki yolculuğumuzun ışık rehberi Nutuk’tan, yani başucu kitabımızdan, son olarak gene onun sözleri:

“Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek değil, benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız, hissediyorsanız bu yeterlidir.”

Yüce önderimiz Atatürk’ümüz anlıyoruz, hissediyoruz, gereğini yapmak için gösterdiğin yoldan hiç ayrılmadan yürümeye devam ediyoruz. Hiç şüphesiz bu ışık sonsuza kadar devam edecektir.

Sonraki Haber