'İyi ki Vatan Partisi Var!'

Aylardır, deyim yerindeyse, 'Çarşıdaki hesap eve uymuyor.' Yerel seçim propagandaları vatandaşların karınlarını doyurmuyor. File boş, tencere düzenli kaynayamıyor. Millet bakliyatı, kahvaltılığı 100-200 gramla alıyor. Patateste, domateste, soğanda vb. tane devri başladı.

Yaşanan ekonomi politik gerçekleri zihinler almıyor, algılayamıyor. Vatandaşlar kandırıldıklarının, şeytanca aldatıldıklarının ayırdındalar. Gelin görün ki, siyasetçi başka bir ülkede yaşıyor gibi. Dilinde bol kepçe vaatler, heyetler halinde, “yerse” kabilinden dolaşıyorlar.

NORMAL GEÇİM KOŞULLARI MUCİZE SAYILIYOR

Seçimden sonrası için anlatılanlar, vaat edilenler sanırsınız yalanla kurulu sofra gibi. Ortada bir şey yok, sofra boş. Ekmeğe kavuşmak, hayatı sürdürmek neredeyse mucizelere dayalı. Mucize saydığımız şey, tasarruf edilebilir, insanca yaşamaya yeterli bir maaş, ekmeği sebzesi eti ve meyvesiyle doyabilmek, faturaların elde avuçtakini alıp götürmemesi, çocukların tok ve fırsat eşitliği içinde güvenle ilim ve irfanla okuyabilmeleridir.

Var mı, belediyeciliğin elverdiği rantsız, şeffaf, ulaşılabilir, birlikte yönetimi kaynaklarıyla gösterebilen bir siyasi parti? Hiçbir partizan eğilime kapılmadan söylüyorum, ne yazık ki yok. Yine büyük bir yürek ferahlığıyla söylüyorum ki: Evet var, Vatan Partisi!

HALKIN MALI DENİZ DEĞİL

Bu seçimde de rant yolunu gözleyenler, içten içe ellerini ovuşturanlar belediyelerin olanaklarını bir kez daha üleşecekler. 1982’lerde Özal’ın başlattığı “Benim memurum işini bilir” anlayışı, kamunun varlıklarının özel çıkar ilişkilerine feda edilip çar çur olmasının yolunu açtı. Bugüne kadar katlanarak geldi. “Devletin malı deniz, yemeyen domuz,” deyişiyle halkımız halk vurgununu çok veciz dile getirmiş. Artık beleşçi, halk düşmanı “domuzlara” izin vermeyeceğiz. Bugün bütün mesele bu. Vatan Partisi bunun için var!

ASLINDA SİZ VATAN PARTİLİSİNİZ!

Kadın 70 yaşında, çöp bidonlarını karıştırıyordu. Onu izlediğimi fark edince, baktı baktı “Verdikleri emeklilik yetse burada ne işim vardı!? Devlet dediğin vatandaşına bunu reva görür mü?” deyiverdi. “Haklısın” dedim, “Sistemi değiştireceğini söyleyen, rant değil üretim devrimidir” diyen Vatan Partisi bu işi çözer ancak..” Elindekini bırakıp havaya kaldırarak “Milletini çok seveceksin, devletini çok seveceksin, cesur olacaksın, hırsıza yedirmeyeceksin, ancaaa!” diye karşılık verdi.

Gerçekte hepimiz aynı düşünüyor, ama ökse kuşu gibi yakalandığımız kapanı bir türlü kıramıyorken, ablamız bunları aşmıştı. “Aslında, siz Vatan Partilisiniz!” dedim. Hoşuna gitti. Sohbet ettik. Oy sözü aldım.

GEÇİN BEYİN YIKAMAYI

Gerçekten de artık vatandaşı kurtaracak tek çözüm, yerel yönetimde de, siyasette de özel çıkarcılık değil, halkçı, devletçi, milli ve devrimci cesur yönetimlerdedir. Savrulan milyonlar, deste deste dolar kuleleri, bol keseden verilen günübirlik vaatleri geçin.. Çünkü sistem baronları, avanta siyasetçileri özel çıkarlarından geçemezler. Geçin bunları.

Türkiye’nin Vatan Partisi’ne ne kadar çok ihtiyacı olduğunu, seçimden sonra, sistemi değiştirmekten uzak partilerin yönetimleriyle daha iyi anlayacağız. Çekişmeler, çatışmalar, ekonomik ve siyasi çözümsüzlükler içinde bu kez gerçek umuda yer açacağız. Bugün olduğu gibi o gün de hep birlikte diyeceğiz: “İyi ki Vatan Partisi var!”

Sonraki Haber