Meserret Taşkın’dan mektup var! Dilenmekten doktorluğa

Çin’den bir çocuğun öyküsünü paylaşacağım sizinle: BBC, mucize diye haberleştirmiş. Çocuk felci nedeniyle engelli olan bir erkek çocuk.

Ailesi yoksulluklarına rağmen, O’nu yük değil, lütuf olarak görmüş. Ama, çocuk ilk öğrenim çağında diğer çocukların davranışı yüzünden okuldan uzaklaşmış; ailesine yük olmamak için çalışmaya karar vermiş. Gurbete çıkmış. Engelli çocukları dilendiren bir çetenin eline düşmüş. Yedi yıl çete tarafından zorla dilendirilmiş. “Memleketimde dilenmek utanç verici bir şey!” diyor. Buna son vermek için devlet kurumları mücadele ediyormuş. Hayatını yeniden gözden geçiren bu çocuk da çektiği acılara ve utanca yeter demiş. Ailesinin yanına dönmüş.

İlk öğrenime yeniden başladığında 16 yaşındaymış. Doktor olmaya karar vermiş. Tıp fakültesini azimle ve büyük bedensel zorluklarına rağmen tamamlayan bu çocuk, şimdi Çin Halk Cumhuriyeti’nin kırsal bir bölgesinde doktorluk yapıyor. Fiziksel olarak güçlenmek için yaptığı dağ tırmanışlarıyla da tanınıyor.

Gelelim zurnanın zırt dediği yere: ÇHC’de, istediğin eğitimi almana hiçbir engel yok! Devlet bu olanağı sunuyor. Cumhuriyet eğitimi ters yüz edilmeden bizde de mümkündü. Rahmetli Süleyman Demirel’in lakabını hatırlayın: Çoban Sülü. Devrimci Cumhuriyet, çobandan mühendis ve hatta cumhurbaşkanı yaratıyordu. Şimdi, yoksulun istediği eğitimi alma imkânı var mı? Yok. Ama, Çin’de var. Gördüğünüz üzere, insanlık adına gerçekleşen büyük başarıların altında sosyalizm ve halkçılık imzası var.

Sadık Okurunuz

Kırk beşini aşkın

Meserret Taşkın

LAFEBESİ

“Ölü evinin yasçısı, düğün evinin tefçisi” deyiminin bize hatırlattığı Ekrem İmamoğlu. 2025 yılı Nobel Barış Ödülü, işgalci Netanyahu’nun destekçisi Maria Corina Machado’ya veriliyor, Ekrem Bey kutlama mesajı yayınlıyor...

- Hamamın kurnacısı, düğünün zurnacısı.

Halk dalkavukluğu sözünün son temsilcisi CHP’li Murat Karayalçın olmalı. Kurduğu şu cümle ile bu ünvan kendisine verilmeli. “Gazze’nin ateşkesinde CHP’nin de payı var.” şeklinde söylenir, işitilir, yazılır, inanan inanır.

- Bizce, “Alçak dağları biz yarattık, yükseklerde payımız var,” olarak okunur.

Sonraki Haber