Meserret Taşkın'dan mektup var! Feyruz’dan ‘Vatanımın rüzgârı’
Lübnan’ın sesi olarak bilinen Feyruz’dan bu türküyü dinlemenizi öneriyorum size. Sabah erkenden uyanır uyanmaz; çayınızı ya da kahvenizi elinize alır almaz; pencerenizi açın, balkonunuza çıkın ve türküyü dinlemeye başlayın.
Sözlerini anlamayacaksınız belki ama, gözlerinizden yaşlar akacak, içiniz yıkanacak o yaşlarla. Vatanımızın kokusunu duyacak, türküdeki vatan hasretini iliklerinize kadar hissedeceksiniz.
“Ey rüzgâr, kurban olayım ben o rüzgâra
Vatanıma götür beni
Rüzgâr ey rüzgâr
Dağılmış haldeyiz, pencere ve fotoğraf başındayız
Beni onların yanına götür
Korkuyorum ey kalbim
Gurbette büyümekten
Vatanımın beni tanımamasından…
Güneş hâlâ ağlamakta
Kapıda (beklemekte) konuşmuyor
“Vatanımın rüzgârı” diyor
Al da toprağıma götür beni…”
Türkü dedim ben ona. Vatanın rüzgârına yakılmış bir türkü. O rüzgâr ki, gurbettekini alıp vatan topraklarına götürüveriyor. Filistin’den, Lübnan’dan, Suriye’den, Irak’tan, Afganistan’dan dünyanın çeşitli yerlerine emperyalistlerin acımasız savaşının savurduğu; vatanından kopmaktan korkan, vatanına bağlı, namuslu, büyük insanlığı!
Ama, biliyoruz: On binlerce şehit ve gaziye rağmen, vatanda kalıp savaşanlar, hepimizin kurtarıcısı olacak. Gurbettekileri de kurtaracak. Zihnimiz, kalbimiz vatan savaşı verenlerle. Bugünkü dünyada, bir vatanımızın olması, huzur içinde yaşamak hiç kolay değil. Vatanımızın ve Mehmetçiğimizin kıymetini bilelim.
NOT: Feyruz’dan “Nassam Alayn el Hawa.”
Sadık Okurunuz
Kırk beşini aşkın
Meserret Taşkın
LAFEBESİ
Belediyeler kurulduğunda adına şehr-emini denirmiş, şimdilerde pandoranın kutusu açıldıkça rüşvet yolsuzluk saçılıyor.
*Paranın ve yolsuzluğun peşinden sürüklediği insanların ruhunda asalet aramayın. Tatlı tatlı baklava yemenin acı acı geğirmesi olur.
Mabel Matiz, ODTÜ “Devrim” sahnesinde LGBT paçavrasını sallamış!
*Batıya bakmaktan boynumuz tutuldu.
Yiğitler yiğitler bizim yiğitler; Şehitlerin mekânı cennettir. Sayelerinde toprak vatandır, vatandaş şehide minnettardır. Ailelerine sabır ve metanet dileriz.
*Ne zaman beyaz kefeniyle bir şehit uğurlansa baba ocağından, bin güvercin havalanır ana kucağından.