Meserret Taşkın'dan mektup var! Seven ne yapsın?
Otomobillerin, kamyonların arka tamponlarındaki, camlarındaki, ya da dolmuşların dikiz aynalarının yanlarındaki yazıları okumak gibi bir alışkanlığınız var mı?
Bende fena halde var. Bu yazılar ilgimi çeker. Biri, “Dost kazanmaya bak, düşmanı anan da doğurur” diyor, örneğin. Bir başka mektuba konu olacak bir cümle. Üzerinde durmaya değer.
Dün, Adana trafiğinde, kırklı yaşların altında olmayan beyaz bir (o zamanların meşhur Renaultlarından) otomobilin arka camında “Tanıyan vazgeçemiyor, seven ne yapsın?” yazıyordu. Önce “Nasıl bir özgüven bu?” diye düşündüm. Narsist kişilik bozukluğuna kadar gider.
Gerçekten böyle bir insan olabilir mi? Zor bulunsa da olabilir. Ama, bana sorarsanız, tanıyınca vazgeçilemeyecek insanlar otomobillerinin camlarına bunu kesinlikle yazmazlar.
Başka bir olasılık daha: İlgiye çok ihtiyaç duyan, “ben buradayım, görün beni” çığlıkları atan biri de olabilir bu cümleyi aracın camına kazıtan. O kadar çaresiz ki, ilgi çekmek için böyle bir yola baş vurmuş. Nitekim başarılı da oldu. O araç kalabalığından aklımda bir bu kaldı.
Kocam, “Araç sahibinin kendisini kastettiğini nereden biliyorsun Meserret?” dedi. Doğru, belki sevdiği kişiyi anlatıyor bize. Öyleyse durum değişir. Sevdiğini övmek güzel.
Dünden beri düşünüyorum efendim: İnsan bu sözü arabasının arka camına niye yazar yahu?
Sadık Okurunuz
Kırk beşini aşkın
Meserret Taşkın
LAFEBESİ
ABD'nin, İsrail'in beslemeleri kongrelerini toplamış, Türk-Kürt kardeşliğini zehirli dilleriyle, kanlı elleriyle kirletmeye kalkışmışlar.
- İstikamet yokuşlu taş dizilmiş her yola, taşı bir kaldırdık ki akrep yılan kolkola.
Papa İznik'e gelecekmiş!
İznik çinilerimiz dünyaca ünlüdür, gelir gezer görür, konuk olur gider.
Amma aklında “ekümenik” bozgunculuk ve fitnecilik varsa biz bu oyunu bozarız. Sevr masasını dağıtan milletiz biz.
- Alçak yerde tepecik kendini dağ sanır. Oysa göz, böylelerini gördüğü yerde tanır.