Meserret Taşkın’dan mektup var: Yapmak ya da yapmamak ‘demirem bir deneyem’

Bir Azerbaycan mahnısı dolandı dilime:

“Men bu elin gızıyam” Dinlemeyenler dinlesin efendim.

“Demirem bir deneyem, gözellik ulduzuyam,

Her evin öz evladı, Azerbaycan gızıyam” diye bitiyor mahnımız.

Mahnının bestesi zaten coşkulu. Sözleri de öyle:

“Ferhat dağda külünkle suretimi kazıpdı

Şirin sadagatini tarihlere yazıpdı

Garip bir Hezerliyem, Köroğlu’nun Nigar’ı

Nebi’ye Hacer olup dolanmışam dağları”

“Bu torpak gözlerime renginden renk veripdir

Sesime öz sesinden sular ahenk veripdir.”

Doğru gerçekten. Bu mahnıyı Azerin’in sesinden dinlerken, akan suların ahengini duymuyor muyuz?

Mahnının beni en çok etkileyen tarafı, yansıttığı zekâ. Baştan sona Azeri kızlarına övgü olan bu türkünün sözleri öyle usturuplu kaleme alınmış ki, bayılıyorsunuz o yaratıcılığa. “Demirem bir deneyem” dizesiyle, hepimiz çok güzeliz diyor. “Garip bir Hezerliyem”de öyle. Hazar denizinin kıyısında yaşayan sıradan insanlarız; Ama Köroğlu’nun Nigar’ı, Ferhat’ın Şirin’i, Nebi’nin Hacer’i de biziz, diyor.

Bir de Hande Yener’in “Benden bi tane daha yok” parçasını dinleyin. Dinleyince ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. “Ben tekim ve hepinize yeterim”, “Ben tekim ve muadilim yok” Parçanın sözlerinin özü yazdığım üç cümle.” İkisi karşılaştırılır mı hiç Meserret?” diyorsunuz, biliyorum. İkisi ayrı dünyaların müzikleri. Haklısınız, ben de vazgeçtim zaten.