Yeni çağın ayak sesleri! Yapay zekâ sinemada mucize yaratıyor
Başta görsel sanatlar olmak üzere sanatın pek çok alanında kullanılan yapay zekâ, yaratıcılığın önünü açıyor. Yapay zekâ araçlarıyla yapılan Critterz filmi sinemada yeni bir çağın habercisi. Yapay zeka ve sinemayı Murat Erşahin ve Mehmet Ercan ile konuştuk.
Giderek yaygınlaşan ve artık hayatın hemen hemen her alanında kullanılan yapay zekâ sanatta da kendisine yer edinmeye başladı. Yapay zekânın en çok kullanıldığı alanların başında sinema sektörü geliyor.
Özellikle Hollywood’da yapay zekâ destekli yapımlar giderek artıyor. Öyle ki bu yeni teknolojiyle artık herhangi bir çekim yapmadan film çekmek mümkün. Yönetmen Chad Nelson ve Nik Klererov tarafından yazılan/yönetilen animasyon filmi Critterz, yapay zekâ teknolojilerinin yarattığı mucizeyi gözler önüne serdi.
Open AI işbirliğiyle yapılan film, keşfedilmemiş bir ormanda yaşayan gizemli küçük yaratıkların dünyasını tanıtıyor. 2023 yılında critterz.tv adresinde yayınlanan filmin uzun versiyonu bu yıl 12-23 Mayıs 2026 tarihleri arasında düzenlenecek olan Cannes Film Festivali’nde ilk gösterimini yapacak.
‘HİÇ BU KADAR FİKİR KEŞFETME İMKÂNIMIZ OLMADI’
Filmle ilgili verdiği bir röportajda yapay zekânın sanatçıların işini kolaylaştırdığına değinen Chad Nelson, “Tarihte hiç bu kadar hızlı fikir keşfetme imkânımız olmamıştı.” değerlendirmesini yaptı.
Nelson, “Yaratıcılık öyle ilginç bir süreç ki, bunun için ‘tek tip çözüm’ diye bir şey yok. Bir yaratıcının zihninde o kıvılcım çaktığı anda akla gelen ilk soru genellikle şudur: ‘Bu vizyonu hayata geçirmek… onu görselleştirmek ne kadar zaman alacak?’ İşte yapay zekâ burada en dönüştürücü etkisini gösteriyor. Yaratıcıların fikir üretme hızı artık eşi benzeri görülmemiş bir noktada.” ifadelerini kullandı.
Sanatçıların artık yaratıcılıklarını daha ileriye taşıyabileceğini belirten Nelson, “DALL-E gibi bir araç kullanarak, her 15 saniyede bir tam işlenmiş fikirleri dört farklı varyasyonuyla birlikte görselleştirebiliyorsunuz. Tarihte hiç bu kadar hızlı fikir keşfetme imkânımız olmamıştı. Bu da yaratıcıların fikirlerinin sınırlarını daha ileriye taşımasına olanak tanıyor, çünkü zaman ve maliyet engelleri büyük ölçüde ortadan kalkmış durumda.” dedi.
Yapay zekâ başta görsel sanatlar olmak üzere pek çok sanat dalında yaratıcılığın sınırlarının zorlanmasına yol açıyor. Fakat büyük bir potansiyele sahip olan yapay zekâya dair kuşkular da söz konusu. Özellikle kimi sanat çevreleri özgünlük ve gerçeğin yerini sahtesinin alacağı yönünde endişelere sahip.
‘GETİRDİĞİ YENİLİKLER YOK SAYILAMAZ’
Yapay zekânın sinemada yaygınlaşmasını değerlendiren sinema yazarı Murat Erşahin, “Gerçeğin değil gerçeğin kopyalarının gündelik hayata hükmettiği bir çağ yaşıyoruz.” tespitini yaptı.
Yapay zekânın getirdiği yeniliklerin yok sayılamayacağını kaydeden Erşahin, “Hemen her şey yapay. Bu insana dair sağlıklı bir gidişat olmasa da, yapay zeka sanatın hemen her dalında özellikle sinema alanında müthiş bir potansiyel ve reform vaat ediyor. Tabii günün sonunda sahici olan her şeyin sahteleşme riski büyük.” dedi.
Yapay zekâyı reddetmenin büyük bir tutuculuk olacağını belirten Erşahin, “Hislerin dondurulmuş hatta yok sayıldığı bir dünyadayız. Gidilecek mesafelerde ve hayal gücünde yapay zekayı reddetmek büyük tutuculuk olsa da, öte yandan Gürcü auteur Otar Iosseliani’nin yıllar önce altını çizdiği gibi sinema vestiyerde başlar.” sözlerini kullandı.
‘BU DÖNÜŞÜMÜN YASAKLANMA ŞANSI YOK’
Critterz’in animasyon sinemasında yepyeni bir eşik olduğunu belirten Yönetmen Mehmet Ercan da “Critterz, animasyon sinemasında yepyeni bir eşik. Sadece 9 ayda, 30 milyon doların altında bütçeyle, neredeyse tamamen yapay zekâ desteğiyle üretiliyor. Bu hız ve maliyet avantajı, sektör için çarpıcı. Ama beraberinde ciddi soruları da getiriyor.” dedi.
Yapay zekânın sinemada kullanımıyla ilgili bazı sorunların da olduğunu dile getiren Ercan, bu sorunları şöyle sıraladı:
“Üç temel başlık öne çıkıyor. Birincisi, yaratıcılık: Bir film, seyircinin ruhuna dokunuyorsa, orada insan emeğinin ve sezgisinin payı büyüktür. AI ile üretilen görüntülerin bu duygusal yoğunluğu ne kadar taşıyacağı tartışmalı. İkincisi, telif hakkı: Yapay zekâ çıktılarının hukuki sahibi kim olacak? Yazar mı, yazılım mı, yoksa hiçbirisi mi? Bu belirsizlik uluslararası alanda büyük tartışmalara yol açıyor. Üçüncüsü, iş gücü: Senaristten animatöre kadar yüzbinlerce insanın emeği bu sektörde. AI onların yerine mi geçecek, yoksa sadece süreci hızlandıran bir yardımcı araç mı olacak?”
‘YAPAY ZEKÂ YENİ UFUKLAR AÇABİLİR’
Yapay zekânın yeni ufuklar açabileceğini belirten Ercan, “Critterz belki ilk büyük örnek, ama son olmayacak. Teknoloji ilerleyecek, yapım süreleri kısalacak. Bu dönüşümü “yasaklama” şansı yok. Esas mesele, etik ve hukuki düzenlemelerin buna nasıl eşlik edeceği. Telif hakları yeniden tanımlanmalı, işçilerin hakları korunmalı, yapay zekâ üretiminin sınırları netleşmeli. Eğer bu yapılırsa, AI sinemaya yeni ufuklar açabilir. Yapılmazsa, kriz çıkar.” dedi.
Dönüşümden korkmamak gerektiğini, doğru kuralların konulması gerektiğini kaydeden Ercan, “Yapay zekâ sinemayı dönüştürüyor. Critterz tartışması bize şunu gösteriyor: Bu dönüşümden korkmak yerine, doğru kuralları koyarak yönlendirmek zorundayız. Sinema insana dair bir sanat, ama insanın geliştirdiği araçlarla birlikte evriliyor. Önemli olan, bu evrimin merkezinde insanın kalabilmesi.” ifadelerini kullandı.