28 Mayıs mevzisi-5: Erdoğan düşmanlığının kilitlendiği hapishane

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun ve Sayın Meral Akşener’in program, strateji ve siyasetleri nedir diye sorsak, acaba “Tayyip Erdoğan düşmanlığı” dışında bir yanıt var mı? Birçok insanımızın da buraya kilitlendiği görülüyor: Tayyip Erdoğan gitsin de, ne olursa olsun!

Nedenleri üzerinde durmayacağız. “21 yıla yaklaşan bir yönetim artık değişsin” isteği, geçim derdi, dünya merkezlerinden yürütülen yoğun propaganda ilk akla gelenler.

NEGATİFLİĞİN ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜ

Tayyip Erdoğan düşmanlığı, bir çözüm mü?

Asıl önemli olan soru bu olmalı. Çünkü Türkiye, köklü çözüm arayışına girmiştir. Çıkmazda olan bir sistem var: ABD’nin dayattığı 1980’de kurulan Dünya Ekonomisiyle Bütünleşme Programının sonuna geldik. Yine ABD’nin dayattığı bölünmeye karşı kesin başarının eşiğindeyiz. Türkiye’nin önünde Güçlü Devletin inşası ve Üretim Devrimi var.

Bu koşullarda Tayyip Erdoğan düşmanlığı, önümüze bir çözüm koymuyor, sırf karşıtlığa dayanan, olumsuz denen, olumsuz bir program. Düşman olduğunuz bir yönetici var ama omuz vereceğiniz bir çözüm yok! Dahası, Tayyip Erdoğan düşmanlığı saplantısıyla yeniden ABD emperyalizminin dayattığı programa bağlanıyorsunuz.

Türkiye’nin yakıcı çözüm arayışına hiçbir yanıt yok, program yok, strateji yok, siyaset yok, yalnız ve yalnız Tayyip Erdoğan düşmanlığı var.

Dikkat edilirse, Tayyip Erdoğan düşmanlığı Atlantik güdümlü partilerin temel siyasetidir. “Tayyip Erdoğan tek adam”dan başlayıp “Tayyip Erdoğan diktatör”, dahası “faşist diktatör”e kadar giden söylemler, CHP, İYİ Parti ve PKK’nın başlıca propaganda temalarıdır. Batının bütün kara propaganda araçları yatıp kalkıp bunu işliyor.

AKLIN DURDUĞU VİCDANIN SUSTUĞU YER

Tayyip Erdoğan düşmanlığına kilitlendiğiniz yerde, bütün zihinsel faaliyet duruyor, akıl duruyor, vicdan susuyor, hesap kitap hepsi geçersiz. Çözüm araştırmanıza, çözüm üretmenize, sunulan çözümleri değerlendirmenize gerek yok.

Dıştan kumandalı Tayyip Erdoğan düşmanlığı bir akıl tutulmasıdır. O durumda görme, işitme, dokunma, koku alma, tad alma, beş duyu da tatile çıkmaktadır. Ve o konumda kişiyi nesnel usavurmadan koparan bütün duygular kışkırtılmaktadır. Kin, nefret, dehşet, kibir, kabalık, vicdansızlık, yalan, kendini kandırma, başkalarını kandırma, kasetlere kanma, hayâller görme, halkı aşağılama, umutsuzluk, kötümserlik, insansızlaşma, bütün bu olumsuz duygu ve davranışların önü açılmaktadır.

En önemlisi, Tayyip Erdoğan düşmanlığı kişinin özdenetimini kaybetmesine ve emperyalist merkezlerin uzaktan kumandasına bağlanmasına yol açıyor. O durumda kişi kendi aklıyla ve kendi vicdanıyla karar verme ve hareket etme yeteneğini kaybediyor ve iplerini yönlendiricilere teslim ediyor.

FARKLI TERCİHLER BAŞKA DÜŞMANLIK BAŞKA

Vatan Partisi, Tayyip Erdoğan’dan farklı bir programı ve siyasetleri savunuyor.

Vatan Partisi, Tayyip Erdoğan yönetiminin 2002 yılında bir ABD operasyonuyla kurulmasına cepheden karşı çıktı.

Vatan Partisi, 2004 yılından başlayarak Tayyip Erdoğan’ın BOP Eşbaşkanlığı’na karşı tek başına mücadele etti.

Vatan Partisi önderleri, 2007’den 2014 yılına kadar, yedi yıl Tayyip Erdoğan-FETÖ ortaklığının hapishanelerindeki ve mahkemelerindeki direnişe önderlik etti ve Silivri duvarlarını yıktı.

Vatan Partisi, Tayyip Erdoğan’ın “Kürt Açılımı” ve “Ermeni Açılımı”na karşı yine tek başına mücadele etti.

Ancak Vatan Partisi, 2014 yılından başlayarak Tayyip Erdoğan yönetiminin ABD denetiminden uzaklaştığı, FETÖ’ye ve PKK’ya karşı savaştığı gerçeğini de gördü ve buna göre siyasetler üretti. Çünkü Vatan Partisi, Tayyip Erdoğan düşmanlığına değil, Millî Demokratik Devrimi kesin zafere ulaştırma hedefine kilitlenmiştir.

HAKİKAT BONZAİDEN GÜÇLÜDÜR

Tayyip Erdoğan düşmanlığı, kendiliğinden ortaya çıkan bir eğilim değildir. Toplumumuzun bir kesimine içirilen bonzai türü bir uyuşturucudur. CHP’nin ünlü “Ankara-İstanbul Yürüyüşü” günlerinde bu uyarıyı yapmıştık

Bazı insanlarımız, PKK ve FETÖ ile el ele yürümeye, aynı cephelerde mevzi tutmaya, aynı duyguları paylaşmaya alıştırıldı. Bu alıştırma, bir tür uyuşturucu idi. Vatanını seven, Atatürk rozetini göğsünde taşıyan, çağdaş insanlar, PKK ve FETÖ’nün “yol arkadaşı” haline getirildiyse ve ABD’nin vur dediği hedefe gözü kapalı vuruyorsa, bu olayı bonzai dışında hangi etkenle açıklayabiliriz.

Ancak her uyuşturucunun etkisi de geçicidir, her uyuşturucudan bir ayılma, bir kurtuluş günü vardır.

Hakikat, her tür uyuşturucudan daha güçlüdür.

HEM DOSTLUK HEM MÜCADELE

Bugün tek çözüm vardır: Güçlü Devlet-Üreten Millet hedefine yönelmek.

Tayyip Erdoğan düşmanlığı bir çözüm değildir.

Dahası: Tayyip Erdoğan düşmanlığı, insanlarımızı ABD emperyalizminin güdümüne sokan bir uyuşturucudur.

ABD ve Ortaçağ kurumlarıyla her uzlaştığı yerde, Tayyip Erdoğan’a karşı mücadele ederiz. Çünkü yolumuz, Bağımsızlık ve Üretim Devrimi yoludur.

ABD’nin Tayyip Erdoğan’ı devirme planında kesinlikle olmayız.

Tayyip Erdoğan’ın ABD’ye direndiği her mücadelede birlikte olmanın ötesinde, cephenin en önündeyiz.

Bize millet bilinci ve insanlık vicdanı ışık tutar.

YARIN: 28 MAYIS MEVZİSİ-6