AKP’de ABD yarışı: Onu alma bizi al!

Türkiye’de bir süredir bir “yarış” var.
ABD’ye yaranma yarışı.
Üç düzlemde sürüyor.
Bir: Liberal çevrelerde.
İki: CHP içinde.
Üç: İktidar blokunda. Yani AKP’de.
Yarış: “Kürt açılımı”nı yeniden başlatma üzerine.
Yarışın ödülü: İç iktidar mücadelesinde ABD’nin desteğini almak.
***
AKP’deki yarışa bakalım.
Bülent Arınç CNN Türk’e çıktı.
Program düzeyinde ilan etti (29.1.2016).
“İç”e değil, daha çok “dış”a konuştu.
Önce “sorun”u tespit etti: “Terör.”
Sonra “çözüm”ü gösterdi: “Mutlaka sonlandırması gerekiyor.”
Yöntemini koydu: “Terörü sonlandırma kastederken, bunun silahla olmayacağını bilerek söylüyorum.”
Niçin: “Halk desteğini kazanmış bir örgütle silahlı mücadelede sonuç alamazsınız.”
Sonuç 1: Arınç’a göre teröre karşı silah değil müzakere.
Yani istediklerini vermek.
***
Arınç pratik. Atılacak adımları da tarif etti.
“Her türlü tehlikeyi göze alarak bugünlere getirdiğimiz sürecin, bu sürçten aldığımız derslerle yenilenmesi lazım.”
Yani: “Çözüm süreci yeniden, yarından tezi yok başlatılmalıdır.”
***
Arınç, neyi niçin söylediğini biliyor.
Bir “dış politika” tercihi yapıyor. “Çözüm”ü bu zemine oturtuyor.
İki ayağı var dış politikasının.
Birincisi: “AB ile ilişkilerimizi güçlendirmeye ihtiyacımız var.”
İkincisi: “ABD ile ilişkilerimizi, Rusya mı veya ABD mi düşüncesi veya soru işareti varsa, ABD olarak altını çizmemizde fayda var.”
***
Arınç’ın konuşması elbette tartışma yarattı.
Bekleneceği gibi: Erdoğan kanadı rahatsız oldu. Fakat daha çok iç çekişmeler üzerinden.
“Açılım” ve ABD tercihi üzerinde durulmadı pek.
“Tayyipçi”lerin “düşman cephe” tarifinde iki isim vardı: Abdullah Gül-Bülent Arınç.
Ahmet Davutoğlu doğrudan hedef alınmadı.
Sadece uyardılar: Karşı taraf, Davutoğlu’nu da kendi yanlarına çekmek istiyordu.
Manzara: Davutoğlu’nun da hedef olacağa günler uzak değil gibi.
***
Erdoğan elbette “olay”ın farkında.
“Karşı” cephenin ABD desteği peşinde olduğunu görüyor.
Latin Amerika dönüşü yaptığı bir açıklamayı bu gözle okumak lazım.
Açıklama, 1 Mart 2003 tezkeresiyle ilgili. Hani Meclis’te kılpayı kabul edilmeyen.
Erdoğan dedi ki:
“Ben 1 Mart tezkeresinin yanındaydım.”
“Karşı olanlar bunu açıkça söylemediler.”
“Birileri de gizli kulisler attılar. O insanların kimler olduğunu araştırır bulursunuz.”
Kastettikleri belli: Başta Bülent Arınç ve Abdullah Gül önde gelen AKP’liler.
***
Soru şu: Erdoğan, 1 Mart tezkeresini niçin gündeme getirdi? Hem de durup dururken.
Önce sözlerin adresini tespit edelim: Belli ki ABD.
Erdoğan Washington’a demek istiyor ki: Bu adamlara pek güvenme.
En kritik dönemeçte seni yolda bıraktılar. Oysa ben sana sadık kaldım.
Şimdi: Suriye’de de ne olacaksa gene ben yaparım.
***
Özet:
Bir: AKP içindeki Erdoğan karşıtı cephe henüz netleşmedi.
Bütün Erdoğan muhaliflerinin orada toplanacağı anlaşılıyor.
İki: Davutoğlu da bu cepheyle yakın.
Başbakanlığı kaybetmeden alan genişletmeye çalışıyor.
Üç: Muhalif cephenin tespiti: ABD için Erdoğan’ın kullanım değeri kalmadı.
Dört: Muhalif cephe, Erdoğan’ın bıraktığı boşluğa talip.
Programları: “Açılım”a dönmek ve Suriye’de ABD’ye sorun çıkarmamak.
Erdoğan’ın tasfiyesinin ancak bu zeminde olacağını hesaplıyorlar.
Maalesef bir tür: “Onu alma bizi al” vaziyeti.
***
Son soru: İktidar oyunu nasıl gelişir?
Cevap: Süreç oynak. Kafalar henüz net değil.
Son söz: Umarım ABD’ye yaranma yarışı devletin temel kurumlarında yoktur.
***
Bir not: Bir yurt dışı seyahatte olacağım.
Fırsat buldukça yazarım.
Değilse, 10 gün sonra buluşmak üzere.