‘Apolitik’ bir savunma sanayii zirvesi yapılabilir mi?

ODTÜ’de bir grup PKK destekçisi, 5 Ocak’ta düzenlenmesi planlanan Savunma Sanayi Zirvesi öncesi hakaretler etti, tehditler savurdu; Rektörlük duymadı. Etkinlik günü salon işgal edildi; ASELSAN, HAVELSAN gibi şirketlerimizin masaları tekmelendi; Rektörlük kılını kıpırdatmadı. Ne salonda bir önlem alındı, ne de müdahale için okula Emniyet çağrıldı. Her şey PKK’nın istediği gibi gitti ve etkinlik, Rektörlüğün onayı ile yapılamadı.

Ertesi gün Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir’e ODTÜ’de yaşananları sordum. “Kimlerin ne tıynette olduğunu gördük.” diye yanıtladı. Yönetim gibi “öğrenciler arası sürtüşme” masalına da pabuç bırakmadı. “Savunma sanayi sektörünün gelişmesinden kimin rahatsız olduğu malum; terör örgütü ve iltisaklılardan başkası olmayacağını düşünüyoruz.” diye konuştu. Kararlı görünüyordu, yolumuzdan şaşmayız mesajı verdi; “Bunlar bizim için sivrisinek vızıltısı.” diye de ekledi. 

SEKTÖR GENÇLERE EMANET

Türk savunma sanayii, gençliğe en çok değer veren sektörlerin başında geliyor. Her şeyden önce sektör; genç, zeki, çalışkan, ahlaklı, vatanına milletine aşık, fedakar on binlerce gencin emeğiyle gelişiyor. Bugün 8 bin kişilik İstanbul Teknopark’ın yaş ortalaması 32,6. Kime gidip bu işi neden yaptığını sorsanız; arkasında mutlaka küçüklükten, gençlikten bazı dokunuşlar olduğunu anlatıyor. Kimi küçükken bir helikopter görmüş, şimdi İHA/SİHA yapıyor; kimi bir denizci ile sohbet etmiş, denizaltı tasarlıyor; kimi de üniversitede bir konferansa katılmış, artık yapay zeka ile yatıp kalkıyor. Her işin arkasında mutlaka bir hikaye var. Bu yüzden sektör temsilcileri, olabildiğince gençlerle buluşuyor, üniversitelere gidiyor, işbirliği yapıyorlar.

BOĞAZİÇİ'NDE BİR TUHAF ETKİNLİK

Gazetecilere de burada önemli bir iş düşüyor. Bu buluşmaları olabildiğince duyurmak, takip etmek, haberini yapmak; diğer üniversiteleri de benzer etkinlikler düzenleme konusunda teşvik ediyor. Belki ilgisini çeken bir gencimiz daha bu konferanslara katılıp kendi hikayesini yazmaya başlıyor.

İşte tam da bu anlayışla, üstelik sektör temsilcilerinin de daveti ile haftasonu Boğaziçi Üniversitesi’nde Mühendislik Kulübü tarafından düzenlenen Savunma Sanayii Zirvesi’ne gittim. Boğaziçililerin savunma sanayiine ilgisini görünce de baya keyiflendim. Fakat maalesef, hiç de arzu etmediğim bir manzara ile yüzleştim. Etkinliğin düzenleyicisi olan topluluğun yöneticileri, Aydınlık Gazetesi'nden geldiğimi söyleyince, beni etkinliğe sokmak istemediler. Üstelik baya biletle girilebilen bir etkinlik. Nedenini sordum? “Apolitik kalmak istediklerini” söylediler. “Daha yeni ODTÜ olaylarını gördünüz.” diye de eklediler. Dumura uğradım.

SAVUNMA SANAYİİ DİBİNE KADAR POLİTİKTİR

Gerçekte ODTÜ olayları neydi? Gazeteciler geldiği için mi saldırı olmuştu? Basit bir öğrenci kavgası mıydı? Hedef kimdi? Taraflar kimdi? Saldıranlar ne istiyordu? Bu soruların yanıtı İsmail Demir'in yanıtlarında mevcut.

Peki apolitik kalmak? İşte bu bir tavır, hem de etraflıca bir politika.

Sizce dünyada savunma sanayiinden ve silah kullanma kararlılığından daha politik bir mesele var mı? Bu konuda “apolitik kalmak” mümkün mü? Bu sorunun yanıtı, tarihin her sayfasında 'hayır'dır. Savunma sanayiinin özü, taşıdığı askeri karakterdedir. Gizli ya da açık olsun, şiddet doğalarında vardır; tehdit etme kabiliyeti diğer rollerine anlam kazandıran temel özelliktir. Bu nedenle dış politikadaki en işlevsel enstrüman savunma sanayiinizin ortaya koyduğu kabiliyetlerdir. Amiral Nelson boşuna “İngiliz savaş filosu Avrupa’daki en iyi müzakerecidir.” demiyordu. Robert Osgood, savunma sanayiini en güçlü ve çok yönlü dış politika enstrümanı olarak tarif etmiyordu. Bakın Hindistan Denizcilik Doktrini’ne bile ne eklemişler: “Bir savaşçı, bir ülkenin en iyi elçisidir.”

Basitinden bir IFF cihazını düşünün. Yani dost ve düşman tanımlama cihazını. Hani şu savaş uçaklarında, gemilerinde olanlardan... Sizce bir IFF cihazı apolitik davranabilir mi? Aman bize kimse saldırmasın diyerek düşmanı görmezden gelebilir mi? Savaştaki bir pilota; “o düşman değil; zıt görüşlü” diye besleme yapabilir mi? Bu işin fıtratına aykırı.

BUNU YAZIYI DA CV'NİZE EKLEYİN!

Açık konuşmakta fayda var. Liberalizm de terör kadar büyük bir çukur. Maalesef Boğaziçi Üniversitesi de o bataklığın membaı. Türkiye’nin en zeki, başarılı çocuklarını alıp çürüyen sistemi ayakta tutmaya çalışıyorlar. Buna isyan eden yok mu? Elbette var. Mühendislik Kulübü de onlardan biri. Savunma sanayii zirvesi yaparak aslında bu iklime meydan okuyorlar. 

Fakat kimse duymasın, PKK da rahatsız olmasın, biz de CV’mize ekleyecek bir etkinlik yapalım diye savunma sanayii zirvesi yapılır mı? Yapılır deniyorsa buyurun, bu yazıyı da CV’nize ekleyin. Ama benim tavsiyem şu; “apolitiklik” gevezeliğini bir an önce terkedin. Yaptığınız bu güzel işi gölgelemeyin. O konferanstan ODTÜ'ye bir selam gönderip; PKK'nın dizlerini titretin. Size yakışan budur!