Arazi kullanım şeklindeki değişim

Son yıllarda arazi kullanım şeklinde meydana gelen değişimleri ele alacağız. Aşağıdaki çizelgede TÜİK kayıtlarına dayanarak 2017-2022 yılları arasında Türkiye toplamı olarak arazi kullanım şekline ilişkin veriler sunulmuştur.

DÖNEMİN ÖZELLİKLERİ

Bu dönemde kuraklık, ekonomik kriz, Covid-19 salgını ve Ukrayna-Rusya arasındaki silahlı çatışma gibi sıra dışı olaylar meydana gelmiştir. Dünya genelinde gıda maddeleri pahalanmış, tahıllar ve sıvı yağlar gibi temel ihtiyaç maddelerinin dağıtımında yapay güçlükler yaratılmıştır. Rusya ve Ukrayna'nın her ikisi ile yakın ticari ve ekonomik ilişkileri olan Türkiye de bu durumdan etkilenmiştir. Göreli olarak tarımsal üretimde kendine yeterlilik düzeyi iyi olan Türkiye, dönemin sıkıntılarını atlatmakta güçlük çekmemiştir.

DEĞİŞİM

Toplam tarım alanı; “ekilen ve nadasa bırakılan tarla arazisi”, “sebze bahçeleri”, “meyve bahçeleri ve baharat bitkileri” ile “süs bitkileri” yetiştirilen alanlardan oluşmaktadır. Çayır ve meralar toplama dahil edilmemiştir. Çizelgede mutlak rakamlar yanında oransal dağılım da verilmiştir.

Ortalama olarak toplam tarım arazisinin yüzde 82'si tarla arazisidir. Ekilen tarla arazisi toplamın yüzde 68'idir. Dalgalı bir seyir izlese de ekilen tarla arazisinde bir artış söz konusu olup 2017 yılına göre yüzde 2 artış görülmüştür. Buna karşılık nadasa bırakılan arazide yüzde 20 azalma olmuştur. Özellikle Covid19 salgını sırasında besin tedarikinin önemi hissedilmiştir. Tarım ürünleri fiyatının yükselmesi çiftçilerimizi üretimi artırmaya yöneltmiş, onların çabasıyla ciddi bir sorun yaşanmadan kriz atlatılmıştır. Üretimi artırmak için daha fazla ekiliş alanına ihtiyaç duyulduğundan nadas alanları da azalmıştır.

İncelenen altı yıllık sürede sebze ekili alanlarında düzenli sayılabilecek şekilde yüzde 10 azalma olmuştur. Bunun aksine meyve bahçeleri ve baharat bitkileri alanında yüzde 10 artış olmuştur. 2017 yılına göre süs bitkileri yetiştirilen alanlardaki artış oranı da yüzde 14 olup, yıldan yıla düzenli bir artış söz konusudur.

DİKKAT GEREKİR

Enginar, kuşkonmaz gibi çok yıllık plantasyonlar dışında çoğu sebze ve hemen hemen tarla ürünlerinin tümü tek yıllık bitkidir. Ispanak, marul, hıyar, patates, soğan gibi bitkiler aynı yıl içinde ardışık olarak birkaç kez yetiştirilebilir. Bu nedenle ürün çeşitliliği sağlamak mümkündür. Bütün ürünlerin fiyatı aynı anda düşmez. Hastalık ve zararlıların etkisi de sınırlı olur. Tek yıllık bitkilerde olumsuz durumlarda yeni bir ürüne yönelmek kolaydır.

Meyvecilik yapılan alanlar sebzecilik yapılan alanlardan 5 kat, süs bitkileri yapılan alanlardan 661 kat büyüktür. Meyvecilik çok yıllık ve uzun erimli bir üretim dalıdır. Tesis maliyeti de yüksektir. Doğal koşullar, alt yapı sorunları ve fiyatlar nedeniyle başarısızlık söz konusu olursa, üretimden vazgeçmek hayli pahalıya mal olur.

Üretime başlarken piyasa araştırması yapılmalıdır. Ürünleri, üreticilerin kurduğu ve yönettiği güçlü kooperatifler eliyle işleme ve pazarlama yolu tercih edilmelidir. Piyasaya egemen olan güçlerin dayatmalarına karşı en etkili yöntem bu olacaktır. Unutmayalım, kârlı görülen bir ürünü herkes yetiştirmeye kalkışırsa elbette piyasa tıkanır ve umutların yerini hayal kırıklığı alır.

MEYVECİLİKTE SINIRLAMA

Tarımsal Üretimin Planlanması hakkında yönetmelik taslağının 12. maddesinin 3. bendinde; “Ormandan tahsis edilen ağaçlandırma alanları hariç olmak üzere eğimi yüzde 6’ olan arazilerde yeni meyve bahçesi tesisine izin verilmez.”

4. bendinde; “TÜİK kayıtlarında yeterlilik oranı yüzde 150 ve üzeri olan ürünler için kurulun aksine bir kararı olmadığı müddetçe bahçe tesisine izin verilmez.” hükmü yer almaktadır.

Etraflıca tartışılması gereken bir konudur.