Avrupa’da Rus gazı depremi!

Avrupa derin bir ekonomik, sosyal ve siyasal krize doğru hızla ilerliyor. 2014’de Ukrayna kriziyle başlayan ve 2022 Şubat’ında Rusya’nın Ukrayna’ya operasyonuyla bir üst aşamaya ulaşan ABD’nin başını çektiği Rusya’ya karşı Batı yaptırımları, dönüp dolaştı kendilerini vurdu.

Rusya’nın Kuzey Akım-1 gaz boru hattını 10 gün bakıma aldığını ve gazı kestiğini açıklaması Avrupa’yı salladı. Rusya’dan Almanya’ya yılda 55 milyar metreküpe kadar gaz taşıyan devasa gaz boru hattı sadece Almanya’nın gaz ihtiyacını karşılamıyor; Rusya'dan Almanya’ya gelen gazın bir kısmı İngiltere, Belçika ve Fransa gibi Batı Avrupa'nın birçok ülkesine taşınıyor.

Bu boru hattına paralel olarak inşa edilen Kuzey Akım-2 ise yine yaptırımlardan dolayı faaliyete geçirilmedi. Ukrayna’dan geçen gaz boru hattı işlevsiz ve Polonya'dan geçen Yamal-Avrupa gaz boru hattının ise Temmuz ayının başından bu yana verimi önemli ölçüde düşürüldü.

Nisan 2022 sonunda Polonya, Romanya ve Bulgaristan'a, ardından Mayıs ayında Finlandiya, Hollanda ve Danimarka'ya giden gazın vanalarını kesen Moskova, İtalya’ya gaz akışını yüzde 15 düşürürken 15 Haziran’da da Almanya'ya gaz akışı yüzde 40 kapasiteye indirmişti.

11 Temmuz’da Kuzey Akım-1’in bakıma alınmasından önce Avrupa zaten bir enerji krizinin içine girmişti.

RUSYA GAZI TEMELLİ KESERSE

Avrupalının korktuğu en kötü senaryo Rusya’nın bu 10 günlük bakım süreci sonunda gazı tamamen kesmesi.

Fransa Ekonomi Bakanı Bruno Le Maire "en kötü senaryoya" hazırlanma çağrısı yaptı. Le Maire, “Rus gazının tamamen kesilmesi bugün en olası seçenektir (…) Günlük yaşamımızda, istihdamda, şirketlerimizin işleyişinde, Fransız sanayisi üzerinde kesinlikle büyük etkisi olabilecek bir enerji kriziyle karşı karşıyayız." açıklamasında bulundu. Avrupa devletlerinin Rusya’ya bağımlılığın aynı olmadığını belirten Le Maire “Fransa yüzde 20 Rus gazı arzına bağımlıdır, Avrupa ortalaması yüzde 45, Almanya yüzde 55 ve bazı devletler tamamen bağımlıdır (...), örneğin Finlandiya, Rusya'dan yüzde 100 gaz almaktadır." dedi.

Fransa Başbakanı Elisabeth Borne da "Fransa bu kış gaz konusunda gergin olabilir. (…) Rusya ile Avrupalılar arasında tam bir kesinti olması durumunda enerji fiyatları yükselecek, Fransa Rus gazına çok bağımlı olmasa bile küresel olarak gazın fiyatını artıracak ve bu da nihayetinde ülkeyi etkileyecektir.” açıklamasında bulundu.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in açıklaması da aynı doğrultuda: "Gaz arzında daha fazla kesintiye, hatta Rus gaz arzının tamamen kesintiye uğramasına şimdiden hazırlanmalıyız”. Başta Leyen ve Macron olmak üzere Avrupalı liderler Putin’in “enerjiyi bir silah olarak kullanmaya devam ettiğini" ifade ediyorlar.

FRANSA’NIN ARAYIŞLARI

Fransa Rus gazına alternatif arayışlar içine girdi: Öne çıkan seçenek, sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG). Burada Cezayir, Katar ve ABD’yi bir seçenek olarak görüyorlar. Ancak LNG son derece pahalı ve gerekli alt yapı eksikliği var. Kısa vadede istenilen ölçüde LNG’nin ülkeye getirilmesi zor.

Diğer ileri sürülen çözüm fosil yakıtların kullanımının artırılması: Gaz yerine petrol ve kömürün devreye sokulması. Ancak “kömürle çalışan elektrik santrallerini yeniden açmak, ekolojik sonuçları açısından tam bir geri adım olacaktır. Bu da Avrupa’nın ne kadar zor durumda olduğunu gösteriyor.

Fransa ayrıca nükleer enerji kaynaklarına güveniyor ama bakım nedeniyle Fransız filosundaki 56 nükleer santralin 12'si kapalı durumda.

Ayrıca, Fransa Ekonomi Bakanı Bruno Le Maire “Fransa'da elektrik üretiminde stratejik olarak daha hızlı kararlar alabilmek için Elektrik Şirketinin (EDF) millileştirilebileceğini” ifade etti.

KIŞA HAZIRLIK

Kış yaklaşıyor ve onunla birlikte endişe de artıyor. Bu nedenle gaz kullanımında kısıtlamalara gidilmesi planlanıyor:

Önümüzdeki kış 20 °C'nin üzerinde ısıtma olmayacak, en fazla enerjiyi kullanan şirketler üretimi ertelemek zorunda kalabilecek, halkın ısınma derecelerini düşürerek daha az gaz kullanımı sağlanacak, havuz suları ısıtılmayacak, sokak lambalarının elektriği kesilecek…

Macron “savaş ekonomisi” uygulanacak derken bazı uzmanlar “kıtlık yönetimine” geçilmesini öneriyorlar.

Sadece Fransa değil tüm Avrupa iki zorlukla karşı karşıya: Rus gaz arzına bir alternatif bulmak, ekonomik ve sosyal bir fırtına olasılığına karşı ulusal düzeyde gaz talebini azaltmak.

Sonuç olarak; hangi arayışlara yönelirlerse yönelsinler, hangi kısıtlamaları getirirlerse getirsinler kısa vadede Rus gazının dışında bir alternatiflerinin olmadığı ortada.

Ekonomileri durgunluğa girecek, enflasyon yükselecek, sanayi çarkı yavaşlayacak, sadece enerjide değil enerjinin tetiklediği başta gıda olmak üzere tüketim mallarının fiyatları artacak ve bu durum sosyal çalkantıları ve kaosu tetikleyecektir.

Yazımızı Fransa ile sınırladık. Almanya’nın durumu daha da kötü. Sorunu Rusya ile birlikte çözme arayışlarının bugünden başladığını söyleyebiliriz.

Avrupa için bugün tek çıkış yolu ABD’nin dayatmalarını reddetmeleri, Rusya’ya yaptırımları kaldırmaları ve iyi ilişkiler içinde Rus gazının gelmesini sağlamalarına bağlıdır.