Bağlar, Kökler ve Tutkular, Doğudan Fragmanlar (Altın Portakal Film Festivali Günlükleri #3)
62. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması'ndaki gösterimler devam ediyor. Sunay Terzioğlu'nun ilk uzun metrajı "Bağlar, Kökler ve Tutkular" ve Erken Yazıcı'nın ikinci uzun metrajı "Doğudan Fragmanlar" seyirciyle buluştu. Her iki film de vasatın altında olsa da Terzioğlu'nun filmi daha "izlenebilir" türden bir yapım. Yazıcı'nın film olup olmadığını anlayamadığım eseri ise 131 dakikasına rağmen son derece sıkıcı, akmayan, deneysel bir iş.
Filmlere kısaca değinelim.
Bağlar, Kökler ve Tutkular - Sunay Terzioğlu
Yönetmen Sunay Terzioğlu’nun ilk uzun metrajlı filmi Bağlar, Kökler, Tutkular, Altın Portakal’ın Ulusal Yarışma filmleri arasında yer alıyor. Ushan Çakır, Ezgi Yaren Karademir ve Hasibe Eren gibi oyuncular da filmin başrolünde yer alıyor.
Tek filmde 3 farklı hikaye anlatıyor yönetmen. Mülteci bot kazasından kurtulan 3 kişinin öyküsü farklı yer ve zamanlarda akıyor ve 3 hikaye herhangi bir ortak noktada buluşmuyor. İzleyici olarak bir süre bu buluşmanın olmasını bekliyoruz fakat yönetmenin tercihi bu yönde değil. Suriyeli genç bir kadın olan Hazel ailesiyle birlikte Türkiye’ye göç eder. Kardeşine annelik yapan Hazel bir yandan da çalışıp eve destek olur. Filmin ismindeki “Bağlar” kısmı Hazel’in öyküsünü anlatır. Ailevi bağları güçlü olan Hazel içinde bulunduğu zor hayatı dans ederek ve spor yaparak hafifletmeye çalışsa da sıkıştığı hayattan kopması pek mümkün olmayacak hatta babasının borçları nedeniyle daha da kötü bir sürece doğru ilerleyecektir.
3 farklı kısa filmin birbirine geçmiş şekilde kurgulandığı uzun metraj bir film yapan yönetmenin bu tercihi cesurca olsa da günümüz sinemasında çok da ilgi çeken ve beğenilen bir tarz değil. Yer yer yapay diyaloglarla sekteye uğrayan filmin finali de oldu bittiye gelmiş gibi görünüyor. 3 hikayeyi de bitirme çabası öykülerin hızlıca sonuca bağlanmasına neden oluyor ve bu durum da ister istemez filmin bütününe zarar veriyor.
Oyunculuklar anlamında ortalama, yönetmenlik ve senaryo anlamında ise vasat bir film olduğunu söylemek mümkün. Ulusal Yarışma kategorisinde herhangi bir dalda iddialı olabileceğini düşünmüyorum.
Doğudan Fragmanlar – K. Erkan Yazıcı
Erkan Yazıcı, 2020’de çektiği Uzak Ülke’nin ardından ikinci uzun metrajıyla bir kez daha seyirci karşısına çıkıyor. Güldestan Yüce, Turgay Atalay, Hüseyin Taş ve Elvin Köse’nin başrollerinde yer aldığı filmde aslında oyunculukların çok da bir önemi yok. Yönetmenin tercihi sebebiyle karakterlerin yüzünü pek fazla göremiyoruz. Ek olarak iç mekanlarda da hiç çekim yapılmadığı için karakterlerle bağ kuramıyoruz.
Rusların Anadolu’yu işgali üzerinden yola çıkan hikaye Karadeniz’in dağlarında geçiyor. Savaştan kaçan bir kadının hayatta kalma mücadelesini izliyoruz. Kadına bir de ordudan firar eden bir Rus general eşlik ediyor. Diğer karakterler de zaman zaman kadraja girip çıkıyor fakat her birini oldukça az görüyoruz.
Film seyirciye asla geçmiyor. Sonuna kadar bekleyip sabretsem de filmi terk eden seyircileri saymaktan kendimi alamadım. Yüzlerce kişi salonu terk ederken haklıydı ama ben de sonuna dek kalarak hiçbir filmden çıkmama geleneğimi sürdürmek istedim. Fakat ekrana ortalama 20 dakikada bir bakmam yeterliydi zira dediğim gibi ortada akan bir film yoktu, görseller üzerine eklenmiş sesler vardı.
Günümüzün parasıyla 10 milyondan fazla harcanan bir film için son derece yanlış tercihler. Belki Tarantino yapsa anlaşılabilir bir şımarıklık olarak değerlendirilebilir fakat Tarantino en azından izlenebilecek bir film çıkarırırdı diye düşünüyorum. Festivalin en zayıf filmi olmaya adan olan Doğudan Fragmanlar ismi ve afişiyle verdiği beklentinin yanına dahi yaklaşamıyor ve 2 saat 11 dakika gibi iddialı süresine rağmen büyük bir hayal kırıklığı olarak hafızalarda yer ediniyor.