CHP’de sağ sapma

Deneyimli gazeteci Fikret Bilâ’nın “CHP’de Sağ Sapma” kitabı Kırmızı Kedi Yayınları’ndan çıktı. Bilâ kitabında CHP’yi masaya yatırıyor. CHP’nin 100 yılının analizini yapıyor.

Bilâ’ya göre CHP, Deniz Baykal’ın genel başkanlıktan çekildiği 2010 yılına kadar AKP iktidarına karşı laikliği savunmayı öne çıkaran bir politika izledi. Ancak CHP bu politika ile yüzde 20 oy oranlarını aşamadı. Büyük kentlere ve kıyı kentlerine sıkışmış bir parti olarak kaldı.

“Sağ sapma” ise Kemal Kılıçdaroğlu döneminde başladı. Bu dönemde parti oy alamadığı muhafazakâr, dindar ve milliyetçi kesime ulaşmaya çalışan bir politika izledi. Dini ve milliyetçi simge ve söylemi öne çıkardı. CHP yüzde 25 bandını böylece aşmayı hedefliyordu. Ancak aşamadı.

“Kılıçdaroğlu, Baykal’ın yürüttüğü devlet merkezli politikanın CHP’yi yüzde 20 bandına hapsettiğini, bu politikayla CHP’nin büyüyemeyeceğini düşünüyordu.

“CHP’nin büyümesi için muhafazakâr sağdan ve Kürt seçmenden oy alması gerekiyordu.

“Bunun için CHP’nin, üçlü vesayet olarak tanımlanan “Cumhurbaşkanı-TSK-yüksek yargı” üçgeninden çıkması gerekiyordu.

“Kılıçdaroğlu bu düşüncesini CHP’nin söylemine yansıtarak yeni bir strateji kurdu.

Üç konuda CHP’nin söylemi değişti: Türban, TSK ve Kürt sorunu.” (s. 57)

Kılıçdaroğlu, laiklik konusuna özel önem verilen Deniz Baykal döneminin geride bırakılması ve yeni açılımlar denenmesini savunuyordu.

"Muhafazakâr kesimin kanaat önderleriyle samimi diyalog kurulamamasının bazı yanlış anlaşılmaları kemikleştirdiğini gördüm" diyordu, Kılıçdaroğlu.

Kitapta, Kılıçdaroğlu ile Bilâ’nın yaptığı, CHP’nin sağa saptığı yönündeki eleştiriler konusundaki söyleşi de yer alıyor.

Kılıçdaroğlu, kendisine ve CHP’ye yöneltilen eleştirileri iyi niyetli bulmadığını söylüyor.

SAĞCI DANIŞMANLAR

Bilâ kitapta, Kılıçdaroğlu’na “Genel Başkan olarak çok fazla danışman atadığınız ve yakın çalıştığınız danışmanların sağ kökenli olduğu eleştirisi var. Neden böyle bir tercih kullandınız” diye soruyor. Kılıçdaroğlu, danışmanlarının hepsinin “sağ kökenli” olmadığını belirterek şu yanıtı veriyor:

“Sizin cumhurbaşkanlığı seçiminde kazanmanızı isteyen, size oy vereceğini açıklayan ve sizin gibi çalışmaya hazır olduğunu beyan eden insanlara ‘Hayır benim için çalışma, sizin oylarınıza ihtiyacım yok’ diyebilir misiniz? Ve bu insanlar CHP Genel Başkanı’na oy vermeleri için, CHP’ye oy vermeyenleri ikna edecekler.”

Peki ama, “Seçildiğimde Afyonkarahisar Belediyesinin kapıları DEM Parti hariç bütün siyasi partilere açık olacak” diyen CHP Afyonkarahisar Belediye Başkan adayı Burcu Köksal’ın CHP’de Kemal Kılıçdaroğlu’na yakın bir isim olduğunu nasıl açıklayacağız?

Gazeteci- Yazar Erdem Atay’ın son kitabı “Gaflet”ten öğreniyoruz.

CHP’li bir kaynağı Erdem Atay’a soruyor: “Enver Altaylı kime danışmanlık yapıyor biliyor musun?” “Bahçeli mi?” demiş Atay. CHP’li kaynak “Hayır, Kılıçdaroğlu” diye yanıtlıyor. “CHP’ye gizli bir şekilde danışmanlık yapıyor” diyor.

Aradan yıllar geçiyor. Erdem Atay, her şey somut delilere dayanan Enver Altaylı için hazırlanan iddianameyi okuyunca taşlar yerine oturuyor. Atay’a gör iddianamenin en kritik bölümü ‘Rasim Bölücek’ ile ilgili olan bölüm.

Rasim Bölücek Kim?

Rasim Bölücek Kılıçdaroğlu’nun en gizemli başdanışmanı ve Ankara Büyükşehir Belediyesine bağlı Metropol İmar A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Üyesi...

Doç. Dr. Oktay Gökdemir, “Kılıçdaroğlu’nun birçok önemli söylem ve kararlarının arkasında o dönem adı FETÖ ile anılan Başdanışman Rasim Bölücek’in olduğunu” söylüyor.

Dönemin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun siyasal iletişim başdanışmanı Rasim Bölücek böyle biri.

“SAĞ KESİM DEMOKRASİ CEPHESİNE KAYDI”

“Geçmişteki Sağ Kesim Demokrasi Cephesine Kaydı” başlıklı söyleşide, Kılıçdaroğlu, Bilâ’nın “CHP Genel Başkanı olduğunuz dönemde, Atatürkçülüğü ve laikliği ön plana çıkarmadığınız ve CHP’yi sağa kaydırdığınız eleştirisi yapılıyor. Bu eleştirilere yanıtınız nedir” sorusuna şu yanıtı veriyor:

“Atatürk’ün ilkelerini her genel başkan titizlikle korumuştur ve korumaya da devam edecektir. CHP bu bağlamda çağdaşlığı da -ki Atatürkçülük çağdaşlık demektir- çağdaşlığın olmazsa olmazı laikliği de asla ve asla göz ardı etmemiştir. Genel Başkanlığım sürecinde en çok “halkçılık” ilkemizin üzerinde durdum. Bu ilkeyi daha görünür kılmamın nedeni halkın yaşadığı ekonomik sıkıntılardı.”

CHP MUHAFAZAKÂR KESİME KENDİNİ ANLATAMAMIŞ!

Kılıçdaroğlu, “CHP’nin muhafazakâr kesimden oy alamamasını hangi nedenlere bağlıyorsunuz? sorusuna da temel nedenin CHP’nin muhafazakâr kesimlere kendini yeterince anlatamaması olduğunu belirterek, şu yanıtı veriyor:

“Muhafazakâr kesimin kanaat önderleriyle samimi diyalog kurulamamasının bazı yanlış anlaşılmaları kemikleştirdiğini gördüm. Ben bunları aşmaya çalıştım. Türkiye genelinde 200’ü aşkın toplantı yaptım. Bu toplantılarda CHP’ye yönelik tüm eleştirileri yanıtladım. Ama siz de takdir edersiniz ki önyargıları birkaç toplantıyla kırmak mümkün değil.”

Kılıçdaroğlu, partiye yöneltilen eleştirilerin iyi niyetli olmadığını iddia ediyor. Önyargıları kırma görevinde yeterince başarılı olamadıklarını ifade ediyor.

Bila’nın üç bölümden oluşan CHP’de Sağ Sapma kitabında Kılıçdaroğlu ile yaptığı söyleşinin yanı sıra “CHP’yi Yalnızlaştıran Kırılmalar”, “Kılıçdaroğlu Döneminde Sağa Açılma” ve CHP’de Dini Söylem ve Sağcı Kadrolar” bölümleri yer alıyor.

“CHP’de Sağ Sapma” önemli bir kitap. Atatürk’ün Partisi’nin ne hâle getirildiğini görmek için mutlaka okuyunuz.