Cumhuriyet’in devraldığı miras

55, 56 ve 57. hükümetlerde bakanlık yapan Hikmet Uluğbay’ın “Risk Altında Bir Ülkenin 2023 Yarışı” kitabında yazılanlar Cumhuriyet kurucularına hakaret yağdıranların ve Cumhuriyet’i reklam arası kabul edenlerin ne denli vicdansız olduklarını kanıtlamaya yetiyor.

OSMANLI’DAN DEVRALINANLAR

Cumhuriyet Türkiyesi Osmanlı devletinden “vaha tipi ziraat”, atölye niteliğinde az sayıda sanayi kuruluşu, çok yüksek dış borç, çok az sayıda eğitilmiş işgücü ve çağdaşlığı tartışılabilir eğitim kurumlarını devralmıştır.

1915 sanayi sayımına göre Osmanlı’nın sanayi kuruluşlarının sayısına bakın...

Birinci Dünya Savaşı sırasında eklenen ve kaybedilen sanayi kuruluşları dikkate alınsa da sanayi kuruluşlarının bu sayılarda olduğunu kabul edebiliriz. 1921’de yapılan sayımda düşmanın işgal ettiği topraklar dışında 33.058 işyerinde 76.216 kişinin çalışması durumun vahametini ortaya koymaya yetiyor.

Devralınan dış borç tutarı 216.2 milyon dolardır. Bu Cumhuriyet kurulurken GSYH’nın yaklaşık yüzde 40’ına yaklaşan bir dış borç yükünü ifade ediyor.

OSMANLI EKONOMİSİ İFLASTA!

Gayri Safi Yurtiçi Hasıla 570 milyon dolar ve kişi başına milli geliri 45.3 dolardır. Ekonominin tamamına yakını tarıma dayalıdır. İhracatı 50.8 milyon dolar, ithalatı ise 86.9 milyon dolardır.

Sanayi üretimin toplam değerinin yüzde 65.1’i tarım ürünlerini işleme, yüzde 17.7’si dokuma alanında faaliyette bulunmaktadır.

600 traktör ve 15.711 adet tarımsal makine vardır. Bu makinaların sayısı da bakımsızlık, kullanılmama ve yedek parça yetersizliği nedeniyle de sürekli azalmıştır.

EĞİTİM İÇLER ACISI!

1927’de 13.6 milyon olan nüfusu olan ülkenin tek yüksek öğrenim kurumu vardır. O da 1933 yılında İstanbul Üniversitesi adını alacak Darülfünun’dur. Darülfünun’a bağlı 9 yüksek öğrenim kurumunun öğretim elemanı sayısı 307 ve öğrenci sayısı ise 2.914’tür.

Ülkede 5.133 okul, 361.514 öğrenci, 12.266 öğretmen vardır. Öğretmen başına düşen öğrenci sayısı 29.5’dur.

CUMHURİYET BÜTÇESİNE BAKIN

1923-1938 arasında bütçe gelirlerinden ortalama ve yaklaşık olarak milli eğitime yüzde 4, milli savunmaya yüzde 30, bayındırlığa yüzde 7, dış borçlara (Duyun-u Umumiye) yüzde 15, limanlara ve demiryollarına yüzde 10 pay ayrılmıştır. Savaş olasılığının yükseldiği yıllarda bile Cumhuriyet eğitime milli gelirden yüzde 5’lere yaklaşan bir pay ayırabilmiştir.

Henüz sanayileşme ve kalkınma sağlanmadan dış borç yükü ciddi bir kamburdur.

Bu dönemde bütçe gelirlerinin GSYH’ya oranının yüzde 8-13.8 arasında değiştiği görülmektedir.

VİCDANSIZLAR!

Çapları ve zihinsel gelişimleri tartışmalı insanların o dönemin olağanüstü sosyal, askeri, ekonomik sorunlarını, Osmanlı’dan alınan ağır mirası görmeden, incelemeden Cumhuriyet kurucularına ve Cumhuriyet’e ağır ithamlarda bulunuyorlar ya, içimiz sızlıyor. Bu ülke insanları bu kadar mı vefasız ve vicdansız? Sanmıyoruz. Şu anda gücü elinde tutanlar ve ona yaranmak için kendini kaybetmişler bunları yapıyor. Onlara Atatürk’ün bu sözleri ile yanıt vermiş olalım:

“Kendilerine bir ulusun alınyazısı verilen insanlar,ulusun güç ve erkini yalnız ve ancak yine ulusun gerçek ve oluşturulabilir yararları yolunda kullanmakla yükümlü olduklarını bir an bile akıldan çıkarmamalıdırlar!”

Atatürk ne söylemiş, Osmanlı ve Ortaçağ sevdalıları neler söylüyor, neler yapıyor? İşte fark burada... Bu nedenle Atatürk hep bizim ilham kaynağımız olacaktır...