Dijitalde “Olmak ya da olmamak”

Dijitalde “Olmak ya da olmamak”

Yazar: “Sen mutluluğun karikatür esprisini çizebilir misin canım Çizerim? “ desem, ne çizersin çok merak ediyorum.. Normalde esprilerimi veriyorum iyi kötü çiziyorsun ama hep bir düşündürerek gülümsetme ve çok ca da acı tebessümler içeriyor..
Nazım Hikmet 1961 yılında Paris’te arkadaşı Abidin Dino’ya “ Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin? “ diye sormuş. Ressam Dino da şu mealle cevaplamış “ Eğer seninle yurdumuzda özgürce takılabilseydik, ben de mutluluğun kralını çizerdim”
Çizer: Hocam konuyu öyle bir yerden bağladın ki elimi ayağımı da bağladın, şimdi ben ne diyeyim? Eğer yurdumda halk devrimiyle birlikte tarım, hayvancılık ve teknolojik bağımsızlığımıza kavuşursak mutluluğun karikatürünü çizerim elbet!
Yazar: Aferin çizer çok yaşa! Benim çizer yaverimden beklediğim performans de budur işte.. Yoksa eline kalem alan ben de çizerim diye kapıma gelmesin. Önce bayrak sevgisiyle Atatürk’ün ilkelerini su gibi içip bitirmeli üzerine bağımsız milli sosyalizmin ekmeğini yemeli..
Çizer: Hocam tamam güzel diyorsun da.. Batı cephesinden ağır kapitalizm yaraları aldık, Zalımlar üzerimize karşılıksız kredi kartları yağdırdılar.. Her ay hesap kesim tarihinde, meteliğe kurşun atar olduk..N’apcaz bir çıkış yolu ihsanınız var mıdır?
Yazar: Şimdilik finansımızı artırmak için cephelerde savaşıyorum dayan Çizer yoldaş.. Senden Seyit Onbaşı kadar olmasa da 300 kiloluk borçlarının altından kalkan yiğitlik bekliyorum.
Çizer: Borç yiğidin kamçısı olmaktan çıktı hocam, borç yiğidin gırtlağına dayandı maalesef..
Yazar: Al sana yoğurt, iyi gelir. Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır. Yarasın..