Haceli’ye acil mektuplar! 19. Mektup, Can Yanıyor Kaç Vakit!

Niçin ağlatıp duruyorsun anaları, illa ki, Haco?

Bu çığlıklar kendi köylerimizden, obalarından kopuyor.

Bırak Amerikan kamasını bombasını, bırak elin elini,

Pir aşkına, Fırat’ın oğlu, can yanıyor kaç vakittir:

Bırak arkadaş, belki bulurum ben de kendi kendimi.

***

Neden ırgalıyorsun yürek telini, sömürgenin sazıyla,

Yürek telleri titrer: Oyy naze naze! Uuuy nazi nazi nazi!

Harcadın durdun Haceli, Şivan’ın koştuğu türküleri,

Senin kırdığın o dallar çiçek açmaz, kuş konmaz:

Sen bıraksan, ben bırakmam, ev direksiz olmaz Haceli.

***

Benim olan ne varsa al, senin olsun, gel al kardeşim.

Kitaplarımı, kalemlerimi, Erzurum anılarımı al git,

Senin olsun Ağrı, Fırat, yeter ki bırak Amerika’nın elini.

Al git notlarımı, türkülerimi, neyim varsa yoksa…

Sahte dostluğa kondun, Washington’a post oldun.

***

Verilebilir mi Dicle’nin namusu, küresel namussuza,

Düşmüşsün bir ihanet çıkmazına, gösteriyorum yolu:

Evet, kardeşim, verebilir misin Kansaslıya Kars’ı?

Atlantik’te boğabilir misin hiç, helal süt emmiş Murat’ı,

Ağlatıp durma civan analarımızı, dinsin yürek yası.

***

Gel kucaklaşalım, kollarımız, kalplerimiz bütünleşsin:

Bilmem hangi yel eser kafanda senin, alır aklını?

Biz kahpe çemberinden birlikte yarmışız, kardeşimsin.

Can yanıyor, yara kanıyor, süt kesildi dağlar ağlıyor:

Derdé dîlekÎ, jî baré deh mîlan gîrantîr e!* bilgece.

Dursun artık puşt rüzgârı, dinsin ataların avazı be Hace!

İstanbul, 2021

* Kürt Atasözü: Gönüldeki bir dert sırtladığın on yükten ağırdır.