İran’a göre Suriye krizi uzayacak

Tahran’da farklı odaklarla görüştüm.
Görüş ve tespitleri aktarmayı sürdürelim.
Konumuz Suriye krizi. Üç sorunun cevabını aktaracağım.
Bir: Tahran krize nasıl bir vade biçiyor? Yakın zamanda çözüm mümkün mü?
İki: Gizli anlaşmalar dönemine mi girdik? Mesela: ABD-Rusya, ABD-İran, Rusya-İran arasında.
Üç: Tahran, nasıl bir Suriye düşünüyor?
***
Önce askeri durum. Halep cephesiyle başlayalım.
Rusya 30 Eylül 2015’te indi sahaya.
Son 1,5 ayda dengeler Esad lehine hızla değişti.
Bir itiraf: “Bu kadar erken sonuç beklemiyorduk.”
***
Malûm: “Cenevre 3” hazırlıkları sürüyor.
ABD heyetinden aldıkları izlenim: “Halep gelişmelerini gördü. ABD bile ‘tekfirci gruplar çözülecek’ dedi.”
Kastettikleri: IŞİD ve El Nusra gibiler.
Sonuç: “Suriye işi kolaylaştı.”
Halep cephesinden umutlular.
Tayyip Bey’e sürpriz yapmaya hazırlanıyorlar.
“Uzak değil. Erdoğan bir sabah kalktığında bakacak. Suriye ordusu Türkiye sınırına kadar kontrol ediyor.”
***
Suriye savaşını iki aşamalı düşünüyorlar.
Birinci aşama: Batı Suriye’yi temizlemek. Yani Halep’i ve kuzeyini.
Böylece: Türkiye’ye kadar sınırı tutmak. Silahlı muhalefete Türkiye kapısını kapatmak.
Amaç: Militan ve silah akışının kesilmesi
Birinci aşama için takvim de veriyorlar.
“Önce Halep. Gerisi en az 1 sene sürer.”
***
İkinci aşama ise: Doğu Suriye.
Yani, Rakka merkezli IŞİD bölgesi. Rakka için takvimleri yok henüz.
IŞİD ve El Nusra’yı birlikte düşünüyorlar.
Malûm: El Nusra daha çok batıda. Dera, Suveyda, Kuneytra, İdlib ve Halep’te.
***
Askeri çevreler, destekçileri açısından iki örgütü kıyaslıyorlar.
“Bugün IŞİD’in destekçisi daha çok yerli Araplar.”
“Nusra’nın destekçileri ise dışta. ABD, Türkiye, Suud gibi.”
***
Kurdukları askeri denklem de buna uygun.
“IŞİD’in kaderi El Nusra’ya bağlı.”
“Nusra biterse, IŞİD ya kaçar, ya da söner.”
Nusra için verdikleri takvimde ihtiyatlılar.
“İmhası ve süpürülmesi en az 1 sene sürer.”
Rusya ve Suriye, operasyonlarda Nusra’ya öncelik veriyorlar.
Demek ki bu yüzden.
***
Kritik mesele: Tahran’ın Suriye projesi ne?
Operasyon yürüten mahfiller daha az diplomatik.
İki “olmaz”ları var.
Birincisi: “2014’teki Suriye olmaz.”
Yani bölünmüş, parçalanmış bir ülke.
İkincisi: “2011 öncesi de olmaz.”
Yani Baas’ın hakim olduğu tek parti iktidarı.
“Başkanlıktan parlamenter sisteme geçilmeli.”
Hatırlatıyorum: Tek partili sistem 2012’de zaten kaldırıldı.
İtirazcılar: “Kağıt üstünde öyle.”
***
(Ara not: İran’da da etnik ve mezhep farklılıkları var.
Fakat sistemleri parlamenter değil.
“Rehberlik” sistemini sürdürüyorlar.
Başkanlık benzeri katı merkeziyetçi bir sistem.)
***
Önemli: Tahran’ın kafasında bir Suriye planı var.
Detay istiyorum. Girmiyorlar.
Tarifleri: “Kavimlere, bölgelere hakları verilmeli.”
Soruyorum: Federalizm mi?
“Olabilir. Fakat en iyi yol değil.”
Sınır çiziyorlar: “Kavimlere göre bölünmeyi doğru bulmayız.”
Mesajları karışık. Belki kafaları da. Ya da konuşmayı uygun görmüyorlar.
Veya: Türkiye’yi rahatsız etmek, Suriye’de politikasını değiştirmeye zorlamak istiyorlar.
***
Fakat bir şey az çok belirgin:
İran’da üniter sistemi sürdürmede kararlılar.
Türkiye, Irak ve Suriye’de ise farklılar.
Özerklik benzeri gevşek yapılara kapalı değiller. Kaydediyorum.
***
Sordum: Şam yönetimi sistem ne diyor?
“Suriye ile henüz sistem tartışması yapmadık.”
Rusya ve ABD ile de konuşmamışlar.
***
Tahran’da diplomasi cenahı daha net.
“Bilgi” deyip “kesin” konuşuyorlar.
“ABD-Rusya arasında bölge ve Suriye mutabakatı yok. Olamaz da. Çıkarları zıt.”
“Aynı şekilde ABD-İran arasında da.”
“Nasıl bir Suriye konusu henüz erken. Önce ateş söndürülmeli.”
“Federalizme kesin karşıyız. Döner İran’ı vurur. Benzer etnik sorunlar İran’da da var.”
***
Son sözleri önemli: “Daha çok ateşkes ilan edilir.”
“Evet, ABD cephesi kaybediyor.”
“ Fakat, Suriye’de kriz bütünüyle bitmez. Sadece kontrol altına alınır.”
“Büyük devletlerin karıştığı hangi sorun çözüldü?”
İran’ın PKK’ya bakışıyla devam edeceğim.