Karabağ: Kafkasya’daki saatli bomba

Karabağ’daki çatışmaları yazmak üzere oturdum.
Kulağım televizyonda.Tayyip Erdoğan konuşuyor.
Beştepe’de bilmem kaçıncı muhtarlar buluşmasında.
***
Denk getirdi: Türkiye’nin etnik envanterini çıkardı yine. Her zamanki gibi.
“Tek millet” demeyi de ihmal etmedi.
Kulaklarımız alışkın. “Erdoğan normali” bunlar.
***
Fakat, dün orada durmadı.”Millet”in adını da koydu. “Türk milleti” dedi.
Galiba bir “ilk” yaşadık.
Umarım sürçi lisan değildir. Hayırlara vesile olur inşallah!
***
Gelelim Azerbaycan-Ermenistan çatışmalarına.
Önce askeri durum: Ermenistan, 1994’ten beri iki bölgede işgalci.
Hem: Azerbaycan’a bağlı özerk Karabağ’da.
Hem de: Karabağ-Ermenistan arasındaki geniş coğrafyada.
Karabağ dışında Azerbaycan’ın %20’si işgal altında.
***
1994’te ateşkes imzalandı. 20 yıllığına.
Yani: 2014’ten beri hukuken ateşkes yok.
Bu yüzden: Sınır çatışmaları normal sayılıyor(du).
Taraflar savaştan kaçınıyordu çünkü.
***
Son çatışma farklı görünüyor.
Bir: Başlama ateşi standart. İlk hamle Ermenistan’dan geldi.
İki: Azeri ordusu beklenmedik şekilde atak davrandı.
Bazı stratejik tepeleri işgalden kurtardı. 1994’ten beri bir ilk bu.
Üç: Tarafların kayıpları önceki çatışmalardan yüksek.
***
Rusya duruma “el koydu” hemen. Bakü ve Erivan uyarıldı.
İki ülkenin genelkurmay başkanları Moskova’da buluşturuldu.
Sonuç: Ateşkes kararı.
Ardından Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov diplomasi turuna çıktı.
Rus Bakan bugün Bakü’de, 21-22 Nisan’da Erivan’da olacak.
Moskova’nın vermek istediği mesaj: Arka bahçemde işleri ben düzenlerim.
***
Bakü’den kaynaklarla konuştum.
Hava iyimser. “Milli coşku” dikkat çekiyor hemen.
Azerbaycan’ın muhalif medyasına bakıyorum. Onlar da heyecanlı.
Bir kaynağımın tespiti: “Halk ilk kez savaş istiyor.”
Ekliyor: “Oysa, önceki çatışmalarda başka olurdu. Yüzler asılırdı.”
Ordunun mevzi kazanması güven getirmiş.
***
Fakat, soruna stratejik bakanlar ihtiyatlı.
Kafalarda soru çok. Kuşkuların merkezine Rusya’yı koyuyorlar.
***
Az çok benim de katıldığım tespitleri özetleyeyim.
Bir: Ermenistan, Rusya’dan izinsiz stratejik adım atamaz.
Dolayısıyla son çatışmayı niye başlattı, belirsiz.
***
İki: Ermenistan, Karabağ’a yığınak yapıyor(muş).
Silah ve cephane elbette Rusya’dan.
Savunma mı, saldırı amaçlı mı bilinmiyor.
***
Üç: Karabağ, Kafkasya’da sanki saatli bomba.
Pimi de Bakü ve Erivan’ın elinde değil maalesef.
Büyük güçlerin bölgedeki çıkarları risk yaratıyor.
***
Dört: Türk-Rus gerginliği, Kafkasya’ya mı sıçradı?
Hesaba katılıyor.
Söylenen: Moskova, Ankara’yı Kafkasya üzerinden de sıkıştırmak istiyor olabilir.
Malûm: Rusya, “Kürt kartı”nı da sık dillendiriyor.
***
Tahran’daki üst düzey kaynaklar da endişeli.
Rusya’nın rolünü sorguluyorlar. Bu kadarını beklemiyordum.
Tespitleri özetle şöyle.
“Çatışmalar dış kaynaklı kışkırtmalardır.”
“Amaç: Karabağ sorunu üzerinden imtiyaz koparmak.”
“Rusya, Ermenistan ve işgal edilen Azerbaycan topraklarını Türkiye’ye karşı kullanıyor.”
“Fakat Rusya’nın bu yoldan Türkiye’ye darbe indirme ihtimali çok düşük.”
***
İran’ın eski Bakü Büyükelçisi Afşar Süleymani:
“Rusya, Ermenistan ve Azerbaycan’ın Batıyla daha fazla bütünleşmesini önlemek istiyor.”
“Azerbaycan’ı Avrasya Ekonomik İşbirliği Örgütü’ne ve Kolektif Güvenlik Örgütü’ne katılmaya zorluyor.”
“Sorunu, Türkiye’nin Kafkaslar’daki etkisi sınırlandırmak amacıyla kullanıyor.”
***
Tahran’ın Karabağ için çözüm önerisi:
“Karabağ ve işgal edilen 7 şehir, Azerbaycan toprağıdır.”
“Sorun sadece bölge içi güçlerin katkısıyla çözümlenebilir.”
Bölgesel çözüm formüle de 3+3.
Birinci üçlü: Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan.
İkinci üçlü: Türkiye, İran, Rusya.
Son not: İran Dışişleri Bakanı Zarif bugün Bakü’de bekleniyor.
***
Son söz:
Türkiye, stratejik aklını başına almalı. Aynı şekilde Rusya da.
Gerginlik, iki tarafın da aleyhine.
Tamam: Türkiye’nin “yumuşak karnı” var.
Fakat: Rusya’nın yok mu?