Kurnaz ihtiyar Luka’lar

Maksim Gorki’nin Ayaktakımı Arasında adlı oyununda yaşlı bir adam var, adı Luka. Bugünler onun devriymiş gibi görünüyor. Gerçeklerle doğruların bir önemi yok. Neye inanmak istiyorsan gerçek o, neye selam durmak istiyorsan doğru o. İnandığın şey, yeter ki içinde bulunduğun duruma katlanmanı sağlasın.

Bütün mesele, ayakta durmanı sağlayacak olan teselli!

*

Oyundaki ihtiyar Luka öyle diyor: “Hiçbir pire kötü değil, hepsi atlar zıplar, hepsi siyah.” Yatağı yorganı sarmış, ne var ki bunda, ne olmuş? Sen buna kafayı takma!

Bizde son yıllarda işte bu İhtiyar Luka’lar galebe çaldı.

Şu seçimi kazanman için gerekiyor madem, ne olduğuna bakmadan oyu almaya bakacaksın! Falanca Atlantik örgütüymüş, filanca bunun desteğindeymiş, üstünde durmayacaksın. Bak ne örnekler var, öğren, siyaset dediğin kıvraklık sanatı. Hem öyle ya, oyunu kurallarına göre oynayacaksın!

Amerikan piresiyse Amerikan piresi!

Bunlar yüzünden yorganı yakmanın alemi yok, hepsi hepi-topu pire!

*

Yaşadığımız seçim sürecinde ittifaklardan hemen herkes, söylenmesi gerekip de söylenmeyen şeyi “söylenmediyse, taktik gereğidir!” diye peşinen kabul eti. Bu arada söylenenlerin üzerinde durmayı da aynı bicimde “Dedi demesine de, sen bakma, taktik o taktik!” deyip kimseler dikkate almadı.

Strateji - taktik, yüksek yönetici ve şanlı danışmanların becerisi olmaktan çıkmış, adeta taraftarlığın hasleti haline gelmiş gibi. Yönetici - üye - tribünden izleyici... Fark etmez, herkes aynı oranda birer ‘stragem’ ustası kesilmiş sanki.

Öyle bir ortam ki, Gorki’nin yalan, kölelerle efendilerin dinidir sözü, kafamızda bir başka tür zonkladı durdu.

*

Maksim Gorki’nin İhtiyar Luka’sı “hiçbir pire kötü değildir’ eyyamcılığıyla, berbat durumların orta yerinde insanların umutlanmalarını ve kendilerini mutlu hissetmelerini sağlayan biri. Ama oyunun sonunda yaşam sürüp gidiyor. Elbette bu arada insanların her biri için hükmünü ayrı ayrı veriyor. Hem öyle böyle değil. Her bir hüküm, bir diğerinden ağır. İhtiyar Luka’nın kendisi ise bir anda sessiz sedasız çekip gidiyor. Nereye gittiğini bilen yok.

*

Bizim durumumuzda da, bugünkü seçimin sonucu ne olursa olsun yaşam sürüp gidecek, ama herkes için hükmünü de verecek.

Peki ya ihtiyar Luka’lar ne olacak?

Gorki’nin oyununda yaşam, İhtiyar Luka için hiçbir hüküm vermiyor. Son yıllarda bizde “Avro-Amerika pireleriyle pkk -cemaat pirelerinin kötü bir yanı yok, hepsi pire!” diye akıl satan ihtiyar Luka’lar için de öyle mi olacak? Onlar da Gorki’nin Luka’sı gibi sessiz sedasız öylece çekip gidecekler mi?

Yok, bu pirecilerin sessiz sedasız öylece çekilmelerine izin vermek, hakkaniyete uygun değil. Sahte zafer satışlarına herhalde bir hüküm olmalı. Galiba yaşamın kendisi bunu es geçme alışkanlığında. O halde üstünde bizim durmamız gerekir.

Bu güzel yaz gündönümünde aklımızda bulunsun.