Namluların ağzında bekâ tartışması

Bu akşam Ankara Devlet Tiyatrosu Opera Sahnesinde Puccini’nin Turandot’u var. Turandot, “Turantohcter”, yani Turan Kızı. Friedrich Schiller’in ünlü eseri. Değerli Arkadaşım Senar Ülger Almancadan Kaynak Yayınları için çeviriyor.
İşte Puccini, Schiller’in Turan Kızı adlı eserinden opera yapmış. Brecht de, Turandot ve Aklayıcılar Kongresi adlı oyununu Schiller’den esinlenerek yazmış. Burdaki “Aklayıcılar”, beraat ettirenler değil, Almancası Weisswaescher, yani temize çıkaranlar. Her neyse o Aklayıcılar Kongresi’nde Brecht’in Intellektuel sözcüğünden hareketle Tui diye adlandırdığı Ukalâ takımı, toplanmışlar, “Sarı Irmak var mı” diye tartışıyorlar. O sırada Sarı Irmak taşıyor ve kongreyi seller basıyor.
NAMLULARIN AĞZINDAKİ TARTIŞMA
“Bekâ sorunu var mı” tartışması da “Sarı Irmak var mı” tartışmasına benziyor. ABD, İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin Doğu Akdeniz’de bir yıldır yaptıkları Türkiye’yi hedef alan askerî tatbikatlar, tehdidi anlamamıza yetmiyor. Türkiye, namluların ağzında, “namlular var mı” tartışması yapıyor!
ABD’nin PKK’ya 25 bin TIR silah ve bu yılın bütçesinden 300 Milyon Dolar vermesi de yetmiyor. Türkiye, 25 bin TIR’ı saymaya devam ederek, “25 bin TIR silah PKK’ya verildi mi” tartışması yapıyor!
Şehitler geliyor savaş cephelerinden. Türkiye, şehit cenazelerinde ellerini önüne bağlayıp saf tutarak, “Şehitler var mı” tartışması yapıyor!
BORÇ BATAĞINDA BOĞULURKEN TARTIŞMA
Bekâ sorununun bir de ekonomik boyutu var.
Dış borç 500 Milyar Dolara dayanmış, bekâ sorunu var mı tartışması yapıyoruz!
Binlerce işletme iflas ediyor, fabrikalar kapanıyor, işçiler sokağa atılıyor, çiftçiler ürünlerini tarlada bırakıyor, Türkiye, hâlâ bekâ sorunu var mı tartışması yapıyor!
Hükümet, tank palet fabrikasını satıyor, Türkiye, bekâ tartışması yapıyor.
Türkiye borç batağında debelenirken, Türkiye bekâ tartışması yapıyor.
SARI IRMAK TAŞINCA
Kılıçdaroğlu
’nu izliyoruz Haber Türk ekranında, Didem Arslan Yılmaz’ın “Bekâ sorunu var mı” sorusuna “Türkiye’nin değil, yöneticilerinin bekâ sorunu var” yanıtını veriyor. ABD ve İsrail namlularına göğüs geren milletin cephesinden değil, namlulardan medet umanların cephesinden verilen bir yanıt! Türkiye’ye yönelen tehdit iç cepheden de destekleniyor. Bekâ sorunu daha da ağırlaşıyor.
Aydınlık gazetesinin kimi yazarları “Bekâ sorunu ticareti” başlıklı yazılar yazıyorlar. Türkiye’ye yönelen tehdide Aydınlık sayfaları bile âlet olur hale gelmiş ve biz bekâ sorununu tartışıyoruz.
Anlaşılan biz bekâ sorununu Sarı Irmak taşınca fark edeceğiz.
KİMİN SORUNU
Bekâ sorunu tartışması, aslında kimin sorunu tartışmasıdır.
ABD ve İsrail zırhlılarının cephesinde mevzi tutanlar için, bekâ sorunu yok elbette. Onların sorunu, ABD’nin gücüyle iktidara gelmektir.
Türkiye’nin bekâ sorununa sırtını çevirenler, niyetleri ne olura olsun nesnel olarak ABD projesinin elemanı durumuna girmişlerdir. Bekâ sorunu yok diyenlerin de bir bekâ sorunu vardır. Siyasal gelecekleri bitmiştir.
PKK ve FETÖ ile birlikte seçime girenlerin bütün beklentileri, Türkiye’nin Vatan Savaşından yenik çıkmasıdır. Kazanma şansları sıfırdır.
YÜREKLER NİÇİN ÇARPIYOR
Türkiye, kendisine yönelen tehditlerin farkındadır.
Mavi Vatan tatbikatları, Türkiye’nin bekâsı için yapılıyor.
Millî Savunma Bakanı, Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanları Türkiye’nin bekâsı için sınır boylarındadır.
Mehmetçik, Türkiye’nin vatan bütünlüğü ve Cumhuriyetin geleceği için savaşıyor. Polislerimiz, canlı bombaların üzerine Türkiye’nin bekâsı için atlıyorlar. Milletin yüreği, askeriyle polisiyle birlikte çarpıyor.
Bekâ sorunu yoksa, bu yürekler niçin çarpıyor?