O mermiyi Erdoğan’ın ayaklarına atsaydı...

Mafya jargonunda, birinin ayaklarının önüne mermi atmak, “Seni öldüreceğim” demekmiş...
Adamın biri, başbakanın, eski cumhurbaşkanının ve bakanların gözlerinin önünde ana mhalefet liderini tehdit etti; bu zevattan biri bile “Dur; ne yapıyorsun?” demedi!
***
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu önceki gün Vezneciler’de şehit düşen iki polisimizin Fatih Camii’nde kılınan cenaze namazına katıldı.
Gönderdiği çelenk parçalandı, “Yuhhh, defol buradan” sesleri duyuldu.
Namaz kılındıktan sonra ise, protestocu gruptan bir kişi önce Başbakan Binali Yıldırım’la bir süre sohbet etti; sonra Kılıçdaroğlu’nun ayaklarının dibine mermi kovanı attı.
Sonra da protestoculardan üç kişiyle birlikte gözaltına alındı.
İçlerinden biri, Çevik Kuvvet Polisi tişörtü giymişti!
Mermi kovanı atan İrfan C. isimli bu kişinin, şehitlerden Gökhan Topçu’nun dayısı olduğu iddia edildi.
Sonra dördü birden serbest bırakıldı.
***
Bu ülkenin akıl ve vicdan sahibi güzel insanları... Şimdi size çok basit bir soru soruyorum:
İrfan C. ya da başka biri, o mermi kovanını Kemal Kılıçdaroğlu’nun değil de Recep Tayyip Erdoğan’ın ayaklarının dibine atsaydı; yine birkaç saat içinde serbest bırakılır mıydı?
Yoksa... Anasından emdiği süt burnundan getirilir miydi?
Anında tutuklanıp yıllarca cezaevinde süründürülür müydü?
***
Bir de saldırganın, eylemini yapmadan birkaç dakika önce Başbakan’la ettiği sohbet meselesi var!
Ne söyledi Başbakan’a?
Eylemi için izin mi istedi?
Bağlılıklarını mı bildirdi?
***
Peki; Cumhurbaşkanı ve AKP yöneticileri ne yaptı?
Saldırganı bir kez olsun lanetlediler mi?
Hayır...
Kılıçdaroğlu’na saldırdılar...
Yıllarca PKK’yla kol kola girip ülkeyi bu hale getirdiklerini unutturmak için, söylediği ya da söylemediği bir sözü öne sürüp onu “terörist dostu” ilan ettiler!
***
Yaşanan gelişmelerden korkuyor musunuz?
Korkmayın...
Aradığınız kan, Atatürk’ün yolundan ayrılmayan çağdaş liselerimizde mevcuttur!
Bakınız; İstanbul Erkek, Galatasaray, Cağaloğlu Anadolu dün de Bornova Anadolu!
Örnek alın, yeter...

TARAF!
Balyoz Kumpası soruşturması sonuçlanmış ve iddianame hazır hale gelmiş. Bavulcu gazeteci Mehmet Baransu bir numaralı sanıkmış. Ona bavulu vermekle suçlanan eski asker ve cemaatçi Tuncay Opçin ise iddianamenin diğer kilit ismiymiş...
Ayrıca Taraf yöneticileri Ahmet Altan, Yasemin Çongar ve Yıldıray Oğur da yaklaşık yirmişer yıla yakın hapis istemiyle yargılanacakmış...
***
Size zerre kadar acırsam...
Öldürdüğünüz masumların, en başta da bakışlarını unutamadığım “ana baba ayrı öz kardeşlerim”den Cem Aziz Çakmak’ın iki eli yakamda olsun!

GÜNÜN SORUSU
Dünkü gazetelerden iki haber: Yolsuzlukta dünyada ikinci, Avrupa’da birinci olmuşuz... Ayrıca milletin a...sına göz diken yandaş müteahhit Mehmet Cengiz’e ait Cengiz Elektrik, Türkiye’nin En Büyük 500 Sanayi Kuruluşu listesinde bir yılda 323 basamak birden tırmanarak 165’inci sıraya yükselmiş... Sorum ille de yorum yapmamı bekleyen okura:
Arife tarif gerekir mi?

Verecek yanıtı yokmuş!
Günlerdir Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın diplomasını konuşup duruyoruz.
Bu bilmeceyi çözmesi gereken tek makam Yüksek Seçim Kurulu...
Eski Yargıçlar ve Savcılar Birliği Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu bu konuda YSK’ya resmi bir başvuruda bulundu ve Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı seçiminden önce kurula sunduğu üniversite diplomasının incelenmesini istedi.
Eminağaoğlu ayrıca:
Erdoğan’ın, cumhurbaşkanı seçildiğine ilişkin tutanağın ‘tam kanunsuzluk’ nedeniyle iptalini...
Söz konusu seçimlerin yenilenmesini...
Ve Erdoğan hakkında “sahte resmi evrak kullanmak” iddiasıyla savcılığa suç duyurusunda bulunulması da talep etti.
***
Önceki gün toplanan YSK, Erdoğan’ın seçimlerden önce kendilerine sunduğu diploma örneğinin “noter onaylı” olduğunu belirterek, bunun dışındaki bir incelemenin kendi işleri olmadığına karar verdi.
YSK Başkanı Sadi Güven de kendisine sorulan soruları, “Verecek yanıtım yok” diye savuşturdu.
***
Bu gelişmelerin ardından hemen Eminağaoğlu’nu aradım ve ne yapacağını sordum.
Şu kadarını söyleyeyim; pes edeceğe benzemiyor.
Çünkü YSK’ya bir örneği sunulan diplomanın “sahte” olduğundan emin... Bu yüzden de Marmara Üniversitesi Rektörlüğü ve YSK Başkanı başta olmak üzere bu sahtecilikte payı ve sorumluluğu olan herkes hakkında yasal yollara başvurmayı düşünüyor.
Yani... YSK, “Sorumluluk benim değil” diyerek aklınca topu taca attı ama... Bu iş henüz bitmedi!
Devamı, çok yakında...

156+330!
Abdullah Gül’e sormaya devam ediyoruz. Söz sırası Yalçın Nurşen’de:
“Abdullah Bey...
Recep Tayyip Erdoğan’ı kayıtsız şartsız destekleyen bazı internet siteleri, görevden uzaklaştırmayı başardıkları Ahmet Davutoğlu’ndan sonra şimdi de sizi kalemlerine dolamışlar. Hatta İngiltere Kraliçesi Elizabeth ile yakınlığınızdan dolayı size ‘Gülizabeth’ ismini bile takmışlar. Bu demektir ki KaçAk Saray’dan, çok yakında sizi oldukça üzecek bazı hamleler üst üste gelebilir. Benden söylemesi!”

GÜNÜN İSYANI
Mersin’de faaliyet gösteren kentsel dönüşümcü inşaat şirketi Işkın Grup, ramazan dolayısıyla billboardlara verdiği ilanlarda Uğur Mumcu’nun “Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmayın!” sözünü, Al-i İmran Suresi 66. Ayet olarak sunmuş... İsyanım bu dinci firmanın yetkililerine:
Yaptığınız, söylediğinizin ta kendisi! Cahilsiniz ama bunu bilmeyen bir tek sizsiniz!